Latest update 26 Nisan 2024 - 11:12
28 Haz 2015 admin Köşe Yazarları 1
Ramazan Ayı’nın Türk ve İslam Alemine hayırlar ve güzellikler getirmesini diliyor ve Singapore’dan güzel Türkiye’mize selam olsun diyerek bu haftaki yazımıza başlıyoruz. Bu kutsal ay her Müslüman ülkede kendi kültürü ve gelenekleri icabınca yaşanıyor. Size bu yazımızda Singapore’da Ramazan’a dair kısmen de olsa canlı örnekler sunabilmek için bir akşam Sultan Camii’ne gittik. Singapore’un önemli tarihi binalarından olan Sultan Camii ne zaman yapılmıştır?
Sultan Camii’nin tarihi 1824’lere uzanır. Önceki adı Temasek olan Singapore’un lideri Sultan Hüseyin Şah tarafından yapımı başlatılan cami, iki yıl içinde tamamlanmıştır. Farklı yıllarda değişik bölümler ilave edilerek yenilenen camiin kapasitesi beş bin kişidir. 1993 yılında ilaveler yapılarak İslam dini ve kültürü üzerine eğitim vermek üzere yeniden düzenlenmiştir. Sultan Camii’nin mimarisine bakacak olursak; dikdörtgen bir kaide üzerine yapılmış ve on iki sekizgen sütunla desteklenmiştir. İki katlıdır. Mihrâb bölümü altın kaplama çiçekler ve hat sanatı ile süslenmiştir. Dışarıdan baktığınızda altın rengi kubbesi ta uzaktan dikkatinizi çeker. Ama bu kubbe, Türk kubbe mimarisinden oldukça farklıdır. Binbir Gece masal kitaplarında çizilmiş binaları ve sarayları andırır bu kubbe.
Ramazan Ayı boyunca gün içerisinde caminin etrafında yiyecek stantlarında yiyecek satışları olur. Gündüzleri turistlerin, mağrib vakti de orucunu açmak isteyenlerin uğrağı olan bu satıcılar, çoğunlukla yerel Maley yemeklerini satıyorlar. Yemekleri kutulara koyarak paketliyorlar. Singapore kültüründe hâkim olan plastik ya da kâğıt kaplara konan bu yemekler, içtimai hayatın adeta ayrılmaz bir parçası olmuş. Çünkü yıkamak zorunluluğu yok ve hemen atılabiliyor.
Dün uğradığımız Sultan Camii oldukça kalabalık idi. Cami bahçesinde iftar için ayrılmış masalar vardı. Bir kaç masa da dışarıdaki aileler için ayrılmıştı. Gezerek fotoğraf çekmek dış cephe hakkında bilgi veriyor. Lâkin işin mimari kısmını görüp anlatmakla oradaki atmosferi tam anlamıyla tasvir etmiş olmuyoruz… Bu sebeple iftar vaktine kadar var olan sürede buradaki insanlarla tanışalım istedim… Yolunuz Sultan Camii’ne düştüğünde onun hemen yanı başındaki Maley kültür mirasının güzel bir örneği olan bahçeli güzel bina da dikkatinizi çeker elbet. Zira oradaki kalabalık ve tertemiz intizamlı görüntü sizi kendisine çeker âdeta… Yol boyunca, bahçesinde sıra sıra mevcut yerlere oturmuş insanlar vardı dünkü ziyaretimizde. Yanında paket yemekleri olan arkadaş grupları ya da tek tek oturmuş insanlar. Bir yaşlı teyze tek başına oturmuş halde iken selamlaştık ve gülümsedim. Gülümsemek burada refleksif bir davranıştır ve hemen karşılığını alırsınız. Akabinde yaşlı teyzeye evde hazırladığım kandil lokmalarından ikram ettim. Nazikçe teşekkür etti ama bu teşekkür ve gülümseme ilkinden daha samimi idi. “Bu sizin için Türkiye’den.” dedim ve ayrıldım yanından selamlaşarak. Yan tarafta oturan ve yemeğini bitirmeye çalışan Çinli Hanım da bizi izliyordu… Ona da gülümseyip selam verdim… Biraz ilerde hayli yaşlıca bir hanım iki kat oturmuş, yanı başında da paket yiyeceğiyle iftar vaktini bekliyordu. Ona da çantamızdan, ne Allah verdiyse bir kaç meyve ile kandil lokması düştü… Selâm ile başlayan ve gülümseten bu alışveriş bir başka oluyordu ikram sonrası… Ufacık bir ikram… Fakat iftar vaktini bekleyen yaşlı teyzenin gülümsemesi ve vakur hâli sanırım uzun süre hafızamdan silinmeyecek… Yol boyunca bir köşeye oturmuş ve her hallerinden bu ülkeye işçi olarak geldikleri belli olan gençler vardı. “Bunların aileleri uzaktadır.” dedim ve onlara da elimdekilerden ikram ettim. Biraz şaşkın, biraz mahcup bir tavırla uzandılar ikrama ve teşekkür ettiler… İftar vaktine çok az kala kendimize yiyecek ayırmayı unuttuğumu fark ettim. Ama olsun, suyumuz ve biraz da hurmamız vardı. Maley Kültür Merkezi’nin fıskiyeli havuzunu ve çocukların oynadığı yemyeşil bahçesini geçince bir kalabalık gözüme çarptı. Burada sıra olmuş insanlar, ala kart yemeklerini alıp kendilerine ayrılan temiz masalara oturuyorlardı. Bizim nasibimize de buradan bir şeyler düştü… Aynı masayı paylaştığım Maley kökenli Singapore’lu aile, Hacı Ahmet Amca ve zevcesi Sara hanım ile güzel bir sohbet yaptık. Yakında İstanbul’a gideceklermiş. Bu da sohbeti daha da zenginleştirdi tabiatıyla. Bayrağımızı görünce daha da heyecanlanan bu aileden aldığımız izin ile fotoğraflarını sizlerle paylaşıyoruz. Bu ailenin ülkemizden heyecan ve sevgiyle bahsetmesi de ayrıca bir başka güzel yanıydı bu iftarın. Sohbete lezzet katan şeyler arasında, hissi müşterekler daima ön plandadır.
Maley Kültür Mirası Müzesi’nin tarihi buranın eskiden, yani İngilizler adaya ayak basmadan evvel, Sultanların oturduğu mekân olduğunu fısıldadı kulağımıza. 1836-1843 yılları arasında Ali İskender Şah tarafından yaptırılmış. Zamanında sultanlara saray olmuş bu mekân, şimdi kültür mirasının sergilendiği bir müze olarak hizmet veriyor. Bu sarayı bizim saraylarımızla kıyasladığınızda oldukça mütevazı kaldığını görürsünüz. Bir Beylerbeyi ya da Çırağan Sarayı yanında oldukça sönük kalır. Hele Avrupa’nın gotik ve barok rüzgârları ise buralara doğru hiç esmemiştir. Singapore-Maley kültürü hakkında bilgi almak isteyenler buraya gelebilir, buraya ilk yerleşen ve ticaret yapan gruplar hakkında bilgi sahibi olabilir, buranın film, tiyatro, müzik ve yayımlarından faydalanabilirler. Daha fazla bilgi için yazının sonunda verilen siteyi takip edebilirsiniz.
Kültür Mirası Müzesi’nden çıkınca Sultan Camii’ne uğradık. Ramazana rağmen tamirat yaptıkları caminin kadınlara ayrılan bölümü kapalı olduğundan, yan tarafta perde ile çevrili bir bölüm ayrılmış. Biraz kalabalık, düzensizlik hâkim olsa da insanlar saygı ile girip saygı ile çıkıyorlardı. Bir ara yan tarafımda kutusundan fırlayıp etrafa saçılmış kırık bisküvileri gördüm. Bir çocuk elleriyle halı üzerinde dağıttı onları. Belli ki birisi ya da bir çocuk belki de düştü diye öylece bırakmıştı; ama orası bir ibadethane idi ve şimdi bu kırık bisküviler namazını eda eden bir hanımın önüne gelmişlerdi gayri ihtiyari. Usulca tek tek alıp kutusuna koydum ve yine bir canlının kursağından geçsin diye bir kenara koydum. Biraz sonra omzuma bir el dokundu ve “Halının üstünü temizlediğiniz için teşekkür ederim.” dedi. Gülümseyerek “Bir şey değil!” dedim. Öyle değil mi ya? Sahih bir rivayete göre; “Yolda bir taş görseniz alınız ki, Allah da sizin yollarınızı açsın, temizlesin.” buyuran bir Peygamberin ümmetiyiz biz…
Sultan Camii çıkışında Arap Caddesi (Arap Street) diye anılan yolda yürüdük. Burası İstiklâl Caddesi’nin minyatür hâline ya da sayfiye yerlerde trafiğe kapalı ve iki tarafında lokanta ve dükkânların yer aldığı mekânlara çok benziyor. Bir farkla; o da çok renkli ve farklı kültürlere ait hediyelik eşyaların olması; Çin, Hint, Maley ve bunların değişik bir karması olan Singapore işi gibi. Bu senenin göze çarpan en büyük özelliği ise adım başı bir Türk lokantasıyla karşılaşıyor olmanız; yakında caddenin adı değişip Türk caddesi olabilir… Haliyle dünyanın bir diğer ucunda Türk restoranı görmek bizleri sevindiriyor. Sürekli Türk yemekleri yapan ve ısrarla “ev yemeği” diyen bendeniz için, bu restoranları görmek bile bir tebessüm sebebi. Haliyle bu kadar çok olmaları sebebiyle işlerinin yolunda gitmesi için ne gerekiyorsa yapmışlar; Türk motifleriyle süslü çini masalar, kültürümüze ait desenlerle kaplı sandalyeler, asma renkli lambalar, çay, kahve kaplarının Türkiye’den gelmiş olması, başka bir restoranda nargile içiliyor olması gibi her birinin farklı bir özelliği var âdeta… Buralarda çalışan, iş yeri açan Türk kardeşlerimiz için; “Allah onlara güzel müşteriler göndersin ve bereketli, bol kazançlar ihsan etsin.” diye dua ediyoruz.
Ve bu kısa yolun renkli simaları ve rengârenk ışıkları son bulduğunda ramazan ruhunu geride bırakarak, şehrin bir başka köşesine doğru yol alıyoruz.
Singapore’un merkezinde, Arap Caddesi’nde bir ramazan gecesi daha böylece geçiyor. Güneydoğu Asya’dan, Türkiye’ye selamlar…
Ayşe Sâmiha
Singapore
28.06.2015
Maley Kültür Mirası Müzesi için;
02 Nis 2023 0
16 Nis 2021 0
12 Nis 2021 0
01 Tem 2020 1
Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) 1001 – ‘Cumhuriyetimizin 100. Yılı Özel Çağrısı’na yapılan başvurular neticesinde destek almaya hak […]
Gergerlioğlu, Dilovası halkını tedirgin eden çevre olayını bakana sordu! DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu Dilovası’ndaki kaçak atık deposunu […]
“Emeklinin ve asgari ücretlinin maaşından çalan hükümet faiz lobisine, saraylara ve yandaşlara aktardığı paraların bedelini yine vatandaşa ödetmeye çalışıyor” diyen […]
DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, İzmit’teki 42 Evler Tren İstasyonu’na giderek açıklamalarda bulundu. 42 Evler istasyonun kaderine terk […]
DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, kötü kokusu ve kirliliğiyle sürekli gündeme gelen Kule Deresi’ni çevre sakinlerine sordu. Kule […]
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, memleketi Trabzon’da hemşehrileriyle buluştu. Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya’yı makamında tebrik eden İmamoğlu, coşkulu kalabalığa yaptığı […]
Kocaeli Valiliği tarafından yapılan açıklamada; Kamyon, Çekici ve Tanker Cinsi Araçların 14 Nisan 2024 Pazar Saat 05.00’den 15 Nisan 2024 […]
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin deniz turizmini canlandırmak için İZDENİZ konforuyla sürdürdüğü İzmir-Midilli seferleri Ramazan Bayramı’na özel programla başladı. Kapı vizesinin de […]
Sarayköy Belediye Başkanı Mehmet Salih Konya, ” Tüm İslam âleminin Ramazan Bayramını en içten duygularımla kutluyor ve bu mübarek bayramın […]
İBB, Ramazan Bayramı için hazırlıklarını tamamladı. İstanbulluların 9 günlük bayram tatilini güvenli ve huzurlu bir şekilde geçirebilmesi için de çok […]
Sevgili yazarımızın kendi ülkesinin kültürünü ve geleneklerini dünyanın öbür ucunda yaşaması da yaşatıp tanıtması da çok duygulandırdı beni, inanın gözlerimi yaşardı okurken, Hizmetin büyüğü küçüğü olmaz! “Bu Türkiye’den sizin için deyip uzattığı her lokması, paylaştığı azığı gibi mübarek olan gülümsemesi buradan bile içimi ısıttı. Tek başına güzel ülkemizin yürekli temsilciliğini yapan gönül dostuma selam olsun. Aziz bildiğimiz her ne varsa bütün kutsal değerlerimizi içi titreyerek nasıl korunduğunun, sımsıkı nasıl sarıınldığının zaten sayfa müdavimleri olarak canlı şahitleri değil miyiz? Allah ondan razı olsun.”Bir Türk sınırın dışına çıktığı anda koskoca bir Türkiyedir.” diyen Samiha AYverdi Sultanın ruhu haberdar ve şad olsun efendim.