Latest update 4 Aralık 2023 - 15:00
30 Eyl 2019 Yusuf Ünel Köşe Yazarları, Sürmanşet, Yusuf ÜNEL 0
17 Ağustos 199 tarihinde hepimizi deinden etkileyen bir olayı hep birlikte yaşamıştık. Geçtiğimniz günlerde Silivri açıklarında gündüz vakti meydana gelen sarsıntıda marmara bölgesinin tamımında hissedilen 5,8’lik deprem meydana geldi. O tarihten itibaren de istanbul ve çevresinde arttı depremlerin olduğu gelen bilgiler arasında!
Benimde gündüz saatlerinde İzmit çarşı da bulunduğum bir vakitte meydana gelen depremde, bir kez daha gördük ki, depreme şehir ve ülke olarak hazır değiliz. Sarsıntı anında büyükkatlı otoparkın önünde otruyordum. Sarsıntı olduğunda arkadaşlarımla çay içiyordum. Hissedilir seviye ikinci dalgasını yaptığında hekes olduğu yerden kaltı ve sokağın ortasına çıktı. Çünkü toplanacak alan yoktu. Panik yaşanmaması adına sesimi çıkarmadım çünkü, oturduğum yerden kalkmamış, sakin ve soğuk kanlı olmaya çalışıyordum. Başardım da. Sessiz ve sakin dar sokak bir anda insan seline dönüştü. Alışverişlerini, işyerlerini, okullarını terk eden insanlar kendilerini sokağa attı. Panik ve sessizlik ve büyük bir korku ile bekleyiş sürüyordu. Bütün herkes 5-10 dakika sonra büyük bir dalgaın geleceğini düşünüyor, sevdikleri ile iletişim kurmanın yollarını arıyordu. Bende evi ve okulu arayanlardanım. Telefon ile ulaşamayınca watshapp ile deneme yaptım. Gecikmeli de olsa ulaşımı sağlamış, kafamı rahatlatmıştım.
Zaman ilerledikçe çarşıda oluşan korku, panik ve fırtına öncesi sessizlik dağılınca, okullardan çocuklarınızı alabilirsiniz mesajı geldi. Servisler okullara doğru yöneldi. Bazı veliler kendi araçları ile çocuklarına ulaşmaya çalışıyordu. Yoldan geçmekte olan ambulanslara kimse yer vermiyor, herkes biran evvel çocuğuna ulaşmak için trafikte ilerlemey eçalışıyordu. Oysa herkesin o an tek amacı vardı, çocuğuna ulaşmak. Nihayet geç te olsa herkes derin bir nefes aldı ve korkulan olmadığı gibi herkes o gün sağ salim evlerine ulaştı. İstanbul bölgesinde asılsız haberler yüzünden geceyi sokakta geçiren insanlar oldu. İlimizde çok şükür böyle bir ortam oluşmadı. Gözlemlediğim kadarıyla birbirimize hiç ama hiç saygımız yok. Kendimizden başka hiçkimse umurumuzda değil. Başkalarını ze eze çocuklarımıza ulaşmaya çalışmak, kimsenin hayatına saygı duymamak. Oysa biz daha yirmi yıl önce bu felaketi yaşamış, birbirimize kenetlenerek yaralarımızı sarmıştık. Ne çabuk unuttuk kardeşliği, komşuluğu, dostluğu, ve en önemlisi insanlığımızı. Oysa çocuklarımız devlet okularında ve öğretmen nezaretinde daha kolay boş araziye çıkabilecek yerde iken, ne bu telaş? Cep telefonlarında meydana gelen kesinti. Bir anda bu durum halk nezninde şöyle yankı buldu. Evet şuan bir iletişim sorunu varsa demek oluyor ki bu daha büyük felaketlerin habercisi. Yorum böyle yapılınca vatandaşlar hep birlikte isyan noktasına gelince olanlar oldu. AZ ÖNCE BİRBİRİ,Nİ YİYEN VE GERİLİME NEDEN OLAN ULAŞIM SORUNU kendini birlik ve beraberliğe bıraktı. Millet olarak kesintiden şikayet ediince başta devletin en üst kademesinden ve gsm şirketlerinden açıklamalar geldi. Demek ki birlik ve beraberlik içerisinde olduğumuzda her sorunu çözebiliyoruz. Bakın bu birlik bize neler kazandırdı: İletişim sorunu sonrası kesintisisz iletişim için devlet harekete geçti. Gsm şirketlerinin milleti sövüşlediği resmiyet kazandı. Afat zamanlarında hazır olduğu söylenen dronlar hareket etmedi. Bir şirket özürüne 5+5 cigebayt internet hediye ederek kabahatini gidermeye çalıştı…
Sonuç olarak devlet gsm şirketlerine kayyım atamalı ya da tamamen yönetimiele almnalı! Faturalarda ciddi indirimlere gidilmeli. Deprem vergileri ve afad yatırımları yeniden gözden geçirilmeli. Hepimizin bildği tek bir gerçek var o da depremin önceden bilinemediği. Peki bilim adamları onca büyük İstanbul depremi uyarısı yaparken, neden bir hazırlık yapılmaz bilemiyoruz. Allah göstermesin yaşanacak büyük bir afad sonrası depremzedelere ulaşmayı mı ilk hedefe koyuyoruz? Dünyanın çeşitli yerlerinde sürekli depremler oluyor, sdürekli sel ve diğer doağl felaketler meydana geliyor. Onlar bu sorunlara millet ve devlet olarak çözüm bulmuşken biz neyi bekliyoruz anlamakta zorlanıyorum. Bu kadar kaderci millet olmak duurmundamıyız. Neden bilimsel çalışmalara önem verip, millet olarak hazırlanmıyoruz. Toplanma merkezlerimize avm’ler yapılması, insdanlarımıza verilen değeri göstermiyor mu…
Sonuç olarak bir kez daha gördük ki, 20 yılın ardından koca yirmi yılın ardından hiç ders almamışız ve depreme hazır değiliz.
Allah, milletimizi her türlü felaketlerden, afadlardan, kaza ve belalardan korusun, duasıyla
Saygıyla
29 Ağu 2023 0
11 Ağu 2023 0
19 Tem 2023 0
01 Tem 2023 0
Kocaeli Saadet Partisi Gençlik Kolları Başkanı Furkan Dursun Taş, 3 yıldır yürütmekte olduğu Gençlik Kolları Başkanlığı görevini Furkan Beytekin’e […]
Derince’deki Toprak Mahsulleri Ofisi’nin önüne giderek 4 ay önce yaşanan patlamayla alakalı açıklamalarda bulunan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi […]
Cinsellik üzerinde konulan toplumsal kuralların temelinde cinsel hastalıkların yayılmaması vardır. Peki bu kuralların içinde arasında yaşayan insanlar cinsel sağlıklarına gerçekten […]
Körfez esnafından Kurtuluş’a tam destek geldi. Muhammet Kurtuluş gittiği her yerde aday gibi karşılanıyor. Körfez ilçesinde bulunan bütün mahalleleri […]
TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, “Biz bu belediyelerin usulsüzlüklerini biliyor ve […]
Bazı kurum ve kuruluşlara ilişkin atama ve görevden alma kararları, Resmi Gazete’de yayımlandı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasını taşıyan atama kararlarına […]
Şubatta’ki deprem ile sarsılan Malatya’da art arda 5,5 ve 4,7 şiddetinde depremler meydana geldi Merkez üssü Malatya’nın Battalgazi ilçesi olan […]
Liberal Demokrat Parti (LDP) eski Genel Başkanı Cem Toker, Meral Akşener’in İYİ Parti’yi bitirme noktasına getirdiğini söyledi. Cem Toker, Meltem […]
TGF’DEN İLETİŞİM BAŞKANLIĞI’NA ÇAĞRI Karaca ” Yerel Basının mağduriyeti acilen giderilmelidir” Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Yılmaz Karaca, gazetelerin yanı […]
Hollanda’daki Türk varlığını parlamentoda yaşatan yegâne parti DENK’e, siyasi görüşlere bakmaksızın oy vermeliyiz… Tarafsızlığımıza rağmen, DENK’i desteklediğimiz için, bize damga […]