Latest update 3 Eylül 2024 - 21:15
09 Ara 2014 admin Köşe Yazarları 0
İkisi de aynı dersek yanlış bir şey söylememiş oluruz! Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) bir Büyük İsrail Projesidir (BİP)
BOP’un ne olduğunu bilmeyenlere veya unutanlara bir defa daha anlatmak gerekiyor. ABD’nin güvenlikten sorumlu danışmanı ve eski Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, 7 Ağustos 2003 tarihli Washington Post gazetesinde, “Transforming The Middle East / Ortadoğu’yu Dönüştürmek.” Başlıklı bir yazı yayımlamıştı. Rice bu yazısında Fas’tan Basra körfezine kadar Ortadoğu’da bulunan 22 devletin rejiminin, sınır ve haritalarının değiştirileceğini yazmıştı.
Condoleezza Rice’in 10/08/2003 tarihinde Washington Post gazetesinde yayımlanan yazısını okursak, günümüzün Orta Duğu’sunu daha iyi görebiliriz.
**
Condoleezza Rice 10/08/2003 Washington Post
“Transforming The Middle East / Ortadoğu’yu Dönüştürmek.”
Ortadoğu’yu dönüştürmek şart. Ortadoğu’nun dönüşümü kolay olmayacak. Ancak dünyanın daha güvenli ve bölge insanlarının daha özgür olabilmesi için Amerika bu işten vazgeçmeyecek
2. Dünya Savaşı’nın bitiminden hemen sonra ABD kendisini Avrupa’nın uzun dönemli dönüşümüne vakfetti. Savaşın yol açtığı kayıp ve yıkımı gözden geçiren siyaset mercilerimiz, başka savaşların düşünülemeyeceği bir Avrupa yaratmak için masaya oturdu. Bizler ve Avrupa halkları, demokrasi ve refah vizyonuna samimiyetle inandık ve bunu birlikte başardık.
Bugün Amerika ile dost ve müttefikleri, kendilerini dünyanın bir başka kısmında, Ortadoğu’da uzun vadeli bir dönüşüm yaratmaya vakfetmek durumunda. Toplam 300 milyon insanın ve 22 ülkenin bulunduğu Ortadoğu’nun bütün yıllık geliri, 40 milyon-luk İspanya’nın gerisinde. Önde gelen Arap aydınlarının, siyasi ve ekonomik “özgürlük açığı” dediği şey yüzünden bütün bölge geri kalmış durumda. Birçok ülkede hüküm süren umutsuzluk, nefrete dayalı ideolojileri besleyen verimli bir toprak; insanları üniversite eğitimlerini, kariyerlerini ve ailelerini bırakıp kendilerini havaya uçurmaya ve mümkün olduğunca fazla masum insanın hayatına kastetmeye ikna eden ideolojiler bunlar.
Bu ideolojilerin takipçileri bölgesel istikrarsızlığın kaynağını ve Amerika’nın güvenliği açısından daimi bir tehdit teşkil ediyorlar. Görevimiz, Ortadoğu’da daha fazla demokrasi, hoşgörü, refah ve özgürlük isteyenlerle beraber çalışmak.
Bush’un şubat ayında dediği gibi: “Demokratik değerlerin yayılması bütün dünyanın çıkarına, çünkü istikrarlı ve özgür uluslar, katil ideolojileri beslemez.”
Açık konuşalım: Amerika ve koalisyon Irak savaşına girdi, çünkü Saddam Hüseyin rejimi ABD’nin ve dünyanın güvenliği için tehdit oluşturuyordu. Bugün bu tehdit ortadan kalktı. Ve Irak’ın özgürleşmesiyle birlikte Ortadoğu için, bölgede ve dünyada güvenliği güçlendirecek, olumlu bir sürece girme fırsatı doğdu. İsrailliler ve Filistinliler arasında barışa doğru yeni adımların atılmaya başlandığını şimdiden görüyoruz. Haziranda yapılan Kızıldeniz Toplantılarında İsrailliler, Filistinliler ve komşu Arap devletleri, başkanın ortaya koyduğu vizyonun arkasında birleşti: İsrail ve Filistin’in iki ayrı devlet halinde, barış ve güvenlik içinde yan yana yaşaması. İsrailli liderler, Filistinlilerin barışçı, demokratik ve terörle mücadeleye kararlı bir devlet içinde kendi kendini yönetmesinin İsrail’in çıkarına olduğunu her geçen gün daha iyi anlıyorlar. Filistinli liderler de, terörün Filistin devletine giden yolda en büyük engel olduğunu daha iyi kavrıyorlar.
Saddam rejiminin sonu, bölge çapında zaten başlamış olan ilerlemeye de hız kazandırdı. Arap aydınları, Arap yönetimlerine özgürlük açığını kapatmaları çağrısı yaptı. Bölge liderleri, reformu, daha geniş siyasi katılımı, ekonomik açıklığı ve serbest ticareti öne alan, yeni bir Arap uzlaşmasından dem vurdular. Fas’tan Körfez’e kadar ülkeler, siyasi ve ekonomik açıklık yönünde samimi adımlar atıyorlar.
Saddam’ın cani rejiminin yerine, adil, insani ve demokratik ilkelere bağlı bir Irak yönetimi kurulduğunda daha da büyük fırsatlar ortaya çıkacak. Nasıl demokratik bir Almanya, bugünkü bütünlüklü, özgür ve barış içindeki yeni Avrupa’nın dinamosu olduysa, değişmiş bir Irak da, nefret ideolojilerinin yayılmayacağı çok farklı bir Ortadoğu’nun temel unsuru haline gelebilir.
Zamana ihtiyaç var.
Ortadoğu’nun dönüşümü kolay olmayacak ve zaman alacak. Amerika’nın, Avrupa’nın ve bütün özgür ülkelerin geniş seferberliğine ihtiyaç duyulacak; bölgede, özgürlük konusunda bizim düşüncelerimizi paylaşanlarla tam işbirliği içinde çalışacağız. Bu sadece askeri bir kararlılık değil, ulusal gücümüzün tüm unsurlarını (diplomatik, ekonomik ve kültürel) seferber ettiğimiz bir süreç olacak.
Sözgelimi Başkan Bush, somut projeler üzerinden daha iyi bir gelecek inşa etmek için hepimizi bir araya getiren Ortadoğu Ortaklık İnisiyatifi’ni başlattı. Bütün sorunlarına rağmen Ortadoğu muazzam potansiyele sahip bir bölge. Dünyanın en büyük üç dininin doğum yeri ve ruhsal mekânı; eğitim, hoşgörü ve ilerlemenin en eski merkezi. Daha geniş siyasi ve ekonomik özgürlüğe ve daha iyi eğitime sahip olduğunda, çağımızı yakalayacak çok sayıda yetenekli ve becerikli insanı barındırıyor.
Amerika, potansiyellerini ortaya koymaları konusunda Ortadoğu halklarına yardım etmeye kararlı. Bu işten vazgeçmeyeceğiz, Dünya için daha fazla güvenlik istediğimiz kadar, bölge insanları için de daha fazla özgürlük istiyoruz.
Condoleezza Rice
ABD Başkanı Bush’un Ulusal Güvenlik Danışmanı, 7 Ağustos 2003
**
Evet… Orta Doğu ne pahasına olursa olsun dönüştürülecek. Bu dönüşümün sonunda İsrail devleti Orta Doğu’da yalnızlıktan kurtarılacak. Orta Doğu’nun tüm enerji kaynakları kontrol altına alınacak. Rejimler değişecek, sınırlar yeniden çizilecek. Tüm bu değişimler yapılırken; Orta Doğu halkları kendilerini boğazlayarak bu dönüşüme hizmet edecek.
Sen ne imişsin be Condoleezza Rice!
03 Eyl 2024 0
03 Eyl 2024 0
03 Eyl 2024 0
01 Eyl 2024 0
Ülkenin çökmüş sendikacılığının içinden doğan ve kurtarıcı gözüyle bakılan sendikası Hürriyetçi Eğitim Sen ülkenin kanayan yaralarına merhem olmaya devam ederken […]
İnegöl’de çok daha riskli bölgeler öylece dururken, Devlet Hastanesi karşısındaki merkezi bölgedeki konutların bulunduğu alanın apar topar kentsel dönüşüm uygulama […]
15 Haziran 1928’de Atatürk ile görüşen Gerard Vissering’in uzun çalışmalar sonucunda hazırladığı rapor ve tüzük yüz yıla yakın bir zaman […]
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, inşaat çalışmaları tamamen duran Ali Osman Sönmez Çekirge Devlet Hastanesi sorununu Meclis gündemine taşıdı. […]
Ağustos’taki Vatan Hilmi Özden Ağustos ayı; şanlı tarihimize zaferler ayı olarak geçmiştir. Müslüman Türk Milleti 26 Ağustos 1071 yılında Malazgirt […]
TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, Türkiye’de sağlık politikalarındaki geri adımları ve yanlış kararları […]
Sabit ve dar gelirli vatandaşlar için TOKİ aracılığı ile uygun ödeme koşullarıyla yapılacağı sözü verilen 100 bin konutluk projedeki binlerce […]
Niyet başka akıbet başka! Prof. Dr. Ata Atun Yunanları ve Rumları, aile yapıları, kültürleri, inanışları, eğitimleri, mizahları, kafa yapıları, […]
“Barış için genel af şart” Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı gazeteci Hüseyin Alpay, Türkiye’deki cezaevlerinin toplam kapasitesinin 250 […]
“Enflasyonu düşürme bahanesiyle asgari ücretliye ve emekliye hakkını vermeyen AKP hükümeti, yap-işlet-devret modeliyle inşa edilen köprü ve otoyollara sürekli zam […]