Latest update 27 Temmuz 2024 - 00:13
29 Nis 2023 admin Köşe Yazarları, Manşet, Seyfettin Karamızrak 0
Öğretmenlik,önemi bakımından, mesleklerin en değerlisi olmasına rağmen günümüzde kamuoyundaki değer algısı daha vasattır. Bunun birçok farklı nedenleri var elbette.Oysa diğer mesleklerin inceliklerinin öğretilmesi bakımından da önemi büyüktür.
İlkokul öğretmeni yetiştirmek amacıyla ilk öğretmen okulu;“Darülmuallimin-i Sıbyan”adıyla1868’de açılmıştır. Darülmuallimat denilen Kız Öğretmen Okulu ise1870’te kurulmuştur.
Ortaöğretime öğretmen yetiştirmeye dönük ilk Yüksek Öğretmen Okuluise 1890’da İstanbul’da açılan “Darülmuallimin-i Ali”dir.
Cumhuriyet sonrası dönemde öğretmen yetiştirmede öncü isim Mustafa Necati’dir. Cumhuriyetin ilk yıllarında köylerin %95’inde öğretmen olmaması karşısında Mustafa Necati;“bu gidişle Cumhuriyet, öğretmensiz 35.000 köye ancak 100 yıl sonra öğretmen gönderebilecektir” demişti.
1924’ten önce, ilkokul sonrası dört yıl süreli olan öğretmen okulları, önce beş yıla, 1932-1933 Öğretim Yılında da altı yıla çıkarılmıştır.
1926’dan itibaren üç yıl süreli öğretmen okulları açılmaya başlandı. İlk Muallim Mektepleri ve Köy Muallim Mektepleri’nden mezun olan öğretmenler ilkokullara atanmaya başladı.
1936’lı yıllarda Anadolu’da 35.000 köy öğretmensizdi. Eğitmen yetiştirmek üzere sekiz ay süreli Öğretmen Kursları açılmaya başlandı.
1937 yılında da Köy Eğitmenleri Kanunu çıkarıldı. Küçük köylere öğretmen yetiştirmek içinKöy Eğitim Yurtları açıldı. Bu yurtlar Köy Enstitüleri’nin başlangıcı oldular.
Köy Enstitüleri olgusu farklı çevrelerde, çoğu kez spekülatif biçimde tartışılmasına rağmen, meslek anlamında, en kaliteli öğretmenleri yetiştirdiği bir gerçektir.
Köy Enstitüleri’nin kurulmasına giden yol Ethem Nejat, İsmail Hakkı Baltacıoğlu, İsmail Hakkı Tonguç, Hasan Ali Yücel gibi eğitimcilerin düşünceleriyle oluşmuştur. Amaç, kırsal alanda köyün ekonomik yönden kalkınmasını sağlayacak liderler yetiştirmekti.
17 Nisan 1940’da çıkarılan Köy Enstitüleri Kanununa göre, bu okullar öğrencilerini köylerden alacak, içinde bulundukları ortamdan uzaklaştırmadan, köy hayatının içinde yetiştirecektiler.
Bunun için de bu okullar arazisi elverişli, çevresinde birkaç köy olan yerlerde açılacaktı. Programlarında erkekler için çiftçilik, demircilik, yapıcılık, marangozluk, kooperatifçilik; kızlar için çocuk bakımı, dikiş, ev idaresi, ziraat sanatları, hasta bakımı gibi konular yer almaktaydı.
1940’da Köy Öğretmen Okulları, Köy Enstitüleri haline getirildi. 1953 yılına kadar sayıları 21’i buldu.Lise seviyesindeki üç yıllık Öğretmen Okulları ile birlikte ilkokul öğretmeni ihtiyacını karşılamada çok önemli birer kaynak haline geldi.
Yetiştirilen köy öğretmenleri aracılığı ile kırsal alandaki cahilliği önlemek, halkın pratik yaşamını iyileştirmek, ağırlıklı olarak köylüleri modern hale getirmek amaçlanmaktaydı.
Köy Enstitülerine, devleti yönetecek, devletin sürekliliğini sağlayacak eliti yetiştirme gibi bir rol biçilmemiş, bir misyon yüklenmemişti.
Örgütlenme içinde Yüksek Köy Enstitüsü gibi bir kurumlaşmanın ortaya çıkması; Köy Enstitüleri’nde, öğretimin önceden belirlenmiş sınırların dışına taşması; genel yaşam biçimiyle uyuşmayacak bir başka yaşam tarzını ortaya çıkarma endişelerine yol açmıştır.
Kültürü ayakta tutacak ve yetiştirecek münevverler yetiştirme rolü; hazırlayıcı niteliğiyle lise ve bununla birlikte esas olarak yüksek öğretime verilmişti.
Uzun tartışmalardan sonra 1946-50 yılları arasında Köy Enstitüleri önce “disiplin” altına alındı; köylerdeki öğretmenlerin enstitülerle bağları kesildi, Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü kapatıldı, 1947’de kız ve erkek öğrenciler Enstitü içinde bir birlerinden ayrı tutulmaya başlandı.
1948’de enstitülerin programları değiştirildi. Nihayet 1950’de zaten birer öğretmen okulu haline getirilmiş olan enstitülerin özel statüleri tamamen kaldırıldı.
1953’te Köy Enstitüleri kapatılarak, bu enstitülerle altı yıllık Öğretmen Okulları İlköğretmen Okulları adı altında birleştirildi.
Köy Enstitülerinin yerini dolduramasalar da, ikinci en iyi öğretmen yetiştiren kurumlar, altı yıllık İlk öğretmen Okulları’dır.
Daha sonra ilköğretmen okullarının süresi, ilkokul üzerine yedi yıl, ortaokul üzerine dört yıl olmak üzere yedi yıla çıkarıldı. Böylece kalite de giderek bozulmaya başladı.
1974-1975 Öğretim Yılından itibaren bu okulların bir kısmı öğretmen yetiştirme işlevini kaybederek üç yıllık Öğretmen Lisesi’ne dönüştürülmüş, bir kısmı da kapatılmıştır.
Yerine, çoğunluğu eski ilköğretmen okulu binalarında; 1974-1975 Öğretim yılından itibaren sınıf öğretmeni yetiştirmek üzere iki yıllık Eğitim Enstitüleri açılmıştır. Böylelikle öğretmen kalitesi daha da düşerek, bu kurumlar,iktidarlara göre siyasallaşmıştır.
Eğitim Enstitüleri’nin sayısı 1976’da 50’ye ulaşmış, 1980’e kadar da bunların 30’u kapatılmıştır.
1975-1980 yılları yüksek öğretimde siyasallaşma, karışıklık yıllarıdır. “Hızlandırılmış eğitim” gibi kısa süreli öğretmen yetiştirme uygulamaları; öğretmen kalitesinin giderek düşmesine yol açmıştır.
1982 yılından itibaren öğretmen yetiştiren kurumların tamamı, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan alınarak üniversitelere devredilmiştir.
Böylelikle MEB’nın bünyesinden ve kontrolünden çıkan “öğretmen yetiştirme düzeni” birçok sorunu da beraberinde getirmiştir.
Sevgiyle kalın…
Seyfettin Karamızrak
THY’nin İsmailağa Cemaati’ne Verdiği 17 Milyon Değerindeki Bedava Biletler Vatandaşın Cebinden Çıkıyor! CHP Kocaeli Milletvekili Mühip Kanko, Türkiye Büyük […]
Astronomiden farklı bir alan olan ‘Astroloji’, medya organlarında bazı astrologlar tarafından gülünç hale getiriliyor. Bu durum, astronomiye de zarar veriyor ve astronomlar bu duruma isyan ediyorlar. Televizyon programlarında […]
Kocaeli’nin Yuvacık Barajına giderek açıklamalarda bulunan DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, barajdaki su seviyesinin düştüğünü ve önlemlerin […]
Kocaeli Milletvekili Mühip Kanko’danKuzuyayla’daki Orman Katliamına Sert Tepki! Kocaeli’nin Kuzuyayla bölgesinde yaşanan orman katliamıyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi […]
Gergerlioğlu, “Uygur Türklerini satmanız karşılığında mı bu anlaşma yapıldı?” DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, AK PARTİ’li Yaşar Kırkpınar’a […]
Türkiye’nin yüzde 90’ı açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşıyor Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı Hüseyin Alpay, Türk-İş’in 2024 […]
Gemlik’te, hipermarket ve zincir yemek restoranlarıının bulunduğu yoğun bölgelerde dilencilik yapan yabancı uyruklu şahıslar, zabıta ve emniyet ekiplerini harekete geçirdi. Dilencilerin arama kaydı olan […]
Kocaeli/ Gebze Bölgesinde 86 değişik işletmede 2000’i aşkın konteyner şoförü çalışıyor. Bu işletmede işverenler, çalışan şoförlerin 4857 Sayılı İş Kanunu […]
“Açlık sınırının altındaki her maaş iktidarın ayıbıdır” Milliyetçi Sol Parti Genel Başkanı Hüseyin Alpay, “Açlık sınırının 19 bin lira olduğu […]
Sneijder’den Comanchero suç örgütü hakkında açıklama! “Kazanç sağlamadım, zarar ettim ve yanlış yatırım kurbanı oldum” “Türkiye’de milyon dolarlık darbe” haberi […]