…

04 Eyl 2013 admin Güncel 0

---

Bu yazıma bir başlık bulamadım ya da umursamadım bu kez. Öyle ya her şeyin bir adı olmamalı dünya da, bir şeyler de isimsiz kalmalı…

 

Hani İslam dünyasında son yüzyıldır neler neden yapılmak isteniyor, asla tam adıyla anlatılmadı ve anılmadı ya hah tıpkı öyle işte!

 

Osmanlı neden yıkıldı ve neden her metre kareye bir devlet kuruldu?

 

Bu devletlerin başlarına neden diktatörler önce kahraman ilan edilerek koltuklara oturtuldu anlatılmadı ve anlayanlar da anlatmadı ya;

 

İşte öyle benim bu yazımda isimsiz kalsın istedim bu kez.

 

Nasılsa duyulmayacak, duyulsa umursanmayacak. Bazen diyorum ki hani hiç yazmasam ama yazmazsam da bu defa bunlar içimi yaralıyor.

 

Gazetemiz ekonomi yazarı abimiz Adem Simit de onaylayacaktır ki; hiç bir toptancı satabileceğinden fazla mal talebinde bulunan esnafa ya mal vermez ya da malı vermeden parasını kasada görmek ister. Kapitalist sistemin kuralları aslında böylesi basit temellere dayanır. Hani ben çok anlamam bu ekonomi denen şeyden  ama anlayanlar bilir ki hiç bir alıcı da tek bir satıcıya mahkûm kalmak istemez. Yani az önce verdiğim örneğe geri dönecek olursak bu kez de toptancının alıcılar tarafından bölündüğünü ya da bölünmesi gerektiğini anlarsınız…

 

Hoş başbakanımız baş danışmanı Yiğit Bulut bunlara benzer şeyler anlattı o okumuş, ekonomist ve popüler tarihçi.

 

Elbette benden fazla bilgisi var fakat bir de ben anlatayım. Osmanlı yıkılmak istendi çünkü dünya kabuk değiştiriyordu. Yeni düzen asla tek ve hâkim olan gücü kabullenmiyor. Tabiri caizse hem kral hem kul olmak istemiyordu. Hal böyle olunca ihtiyaç duyduğu her şeyin bir elde ve tüm hâkimiyetle yönetildiğini görünce, yıkılması şart ilk engel olarak gördü…

 

Öyle ya petrolünden, gazına gazından, bor madenine dahası dünyanın en eski ticaret yöntemi olan inanç turizmine dahi tek başına hâkim ve sahipti bu güç, işte o yüzden yıkılmalıydı. Ve yıkıldı da sonrası kolaydı zaten önce saldırıp mağdur et sonra içlerinden birini kahraman et ve onunla tüm ülkeyi yönet. İstediğini al, istediğini sat, istediğini giydir istediğini yedir…

 

Öyle de oldu bugün Arabistan’da inancımızın parasını otellerde ortaklık ile sömürdükleri yetmiyor bir de hem askeri hem de yer altı kaynaklarıyla sömürüyorsun para karşılığı!

 

Sıkıntı yok nasılsa parasını yemeye yine sana gelecekler ya…

 

Hiç bir şekilde yapamazlardı değil mi ya da  bana öyle geliyor. Aynı şeyi SSCB’de denediler ve bölmeyi başardılar da fakat bölünen birçok ülkenin başına yine KGB ajanları geçti. Halen ulaşamadıkları nüfuz edemedikleri ya da kısmen nüfuz edebildikleri ülkeler var zaten onların da sıkıntıları hiç bitmiyor.

 

Şimdiler de ise bir revizyon söz konusu kadrolarında değişiklikler yapıyorlar. Neden mi? sanırım artık çok pahalıya geliyor ham maddeler öyle ya en kötü iktidarlar bile halkına bakmak zorundalar, bu zorundalığa birde ilaç, silah ve inşaat sektöründe olan durağanlıklar eklenirse varın siz düşünün gerisini. Tabi bir de işin ilahi boyutu var. Yarınlar da bu günleri yaşayan çocuklar tanrı Müslümanları korumuyor endişesi ile Hristiyan olmaya başlayacaklar. Öyle ya hep savaş, zulüm, baskı tüm zulümler hem de kendilerinden olan güya Müslüman liderler tarafından yapılınca birde kurtaran batı olunca tadın yenmez oluyor din değişimleri…

 

Yüz yıllardır yapılan, yapılmak istenen bu işte…

 

Tek bir satıcının olmaması tek bir alıcının da olmaması her açıdan her şeyi ile sömürülebilir devletler değil, milletler yaratmak ve korkarım ki artık değil pardon son 75 yıldır bizde bu planların  büyük ortağıyız, maddi anlamda küçük kalsak ya da bırakılsak da…

 

Ben ekonomist değilim, popüler tarihçi hiç değilim. Ama ben Amerika’da okumadım, İngiltere’de de. Üstelik benim Türkiye Cumhuriyeti devletinden bile gelirim yok!

 

O yüzden teveccüh gösterirsiniz, anlatabilme ve anlayabilme kabiliyetim bu kadar!

---

---

---