Latest update 18 Eylül 2024 - 10:15
06 Şub 2024 admin Konuk Yazar, Köşe Yazarları, Manşet, Sürmanşet 0
06 Şubat 2022 tarihini asla unutmamalıyız; çünkü o gün resmi rakamlara göre 53 binden fazla canımızı göz göre göre toprağa verdik…
Bu coğrafyada bizim sınavımız hep doğal afetler ile oluyor;
Envai çeşidi ile sınandık, sınanıyoruz ve görünüşe bakılırsa sınanmaya devam edeceğiz.
Anlatılacak o kadar çok hikâye, aslında söylenecek o kadar çok söz var ki;
Ne zaman o acılar aklımıza gelse, kelimeler boğazımızda düğüm düğüm oluyor…
Her defasında “Acımız tarif edilemeyecek kadar büyük” diyor,
Ve,
Ardından “bu son olsun” dileğinde bulunuyoruz.
Üzerinden çok kısa bir süre geçtikten sonra ise her şeye bıraktığımız yerden, olduğu gibi devam ediyoruz.
Özetle,
Bu coğrafyada bizler, Einstein’ın “Aynı şeyi tekrar tekrar yapmak ve farklı sonuçlar beklemek deliliktir” cümlesinin anti-tezi gibi yaşıyoruz vesselam…
Okuyucuya Not: Bu alanda yayınlanan reklamlar sizin dijital parmak iziniz takip edilerek Google tarafından seçilmiştir; içeriklerin Paylaşı Yorum Blog ile ilişkisi yoktur.
Kuzey Anadolu fay hattı üzerinde kurulu yaşam alanlarında hiçbir iyileştirme yapma ihtiyacı bile duymadan,
Bir sonraki seferde hasar almamayı umut ediyor,
Ve,
Prof. Dr. İhsan Ketin’i değil mezarında ters döndürmek,
Rahmetliyi kabirde topaça çeviriyoruz resmen…
Yıkıcı depremlerden sonra varlığından bile haberdar olmadığımız hayatlarla buluşuyor yaşamlarımız,
Acıları acımız oluveriyor bir anda…
Dertlerini kendi derdimiz biliyor,
Elimizden geldiğince, gücümüz yettiğince bizlere hiç de uzak olmadığını geç de olsa anladığımız yaşamlara, bir nebze olsun dokunabilmek için çırpınıp duruyoruz.
Oysaki “Hafıza-i beşer nisyan ile maluldür” demiş Muallim Naci,
Yani,
İnsan hafızası unutur da…
Normal koşullarda, tekrarlanan bir şey daha uzun süreli yer eder, hele hele bir de yıkıcı ve acı verici ise…
Oysaki,
Sanki biz toplum olarak balık hafızalı olmayı tercih etmiş gibiyiz.
Ne zaman yılacağız acaba dünkü bugünleri tekrar tekrar yaşamaktan?
Yukarıdaki videodan Gölcük kısmını çıkartın,
Onun yerine Bingöl, Van, Elazığ, İzmir, Kahramanmaraş veyahut Hatay koyun…
Konuşmanın anlam ve bütünlüğünde hiç kayıp olmaksızın, her biri için geçerli saptamalar yer alıyor.
Ne kadar acı…
Yüz binlerce hayat uçup gitti.
Yıkılan binalarla birlikte hayaller, umutlar, yarınlar da elimizden kayıp gitti…
Oysa,
Sadece yarınlar değil,
Depremler ile birlikle anılar, yaşanmışlıklar, hatta binlerce yıllık geçmiş, kadim kültür ve tarihi miraslar da enkaz altında kaldı…
Üç yıl, beş yıl,
Bilemedin on beş yıl sonra,
Dejavularla karşılaşmak istemiyorsak ve bu kısır döngüyü kırmak istiyorsak yapmamız gereken tek bir şey var: UNUTMAMAK!!!
Unutmamalıyız,
Lakin…
Rövanşist duygularla intikam almak için değil,
Sorumluluğu olan her kim varsa tamamının adalet önünde hesap verebilmesi için,
Suçluların hak ettiği en ağır cezayı alması için,
Rant kaygısıyla zemin etüdü uygunluğu olmayan yerlere, fay hattını kağıt üstünde değiştirerek imar ve iskana açanları,
Malzemeden çalan,
İnsanlara ev yerine lüks tabut satan mimar, mühendis, müteahhitleri asla unutmamalıyız.
Kendisine daha geniş alan açabilmek için tüm binanın yükünü çeken kolonları – kirişleri kesen marketleri, galerileri, bankaları,
Ve dahi,
Bu şekilde kasten adam öldürmeye teşebbüs suçunu işleyenlere takipsizlik kararı verenleri unutmamalıyız ki,
Önlenebilir nedenlerden dolayı daha fazla canımızı toprağa vermeyelim!!!
En çok da liyakat, yani ilgili konuda yetkin ve deneyim sahibi olmak yerine,
Sırf “birilerinin yakını” diye sadakate dayalı görevlendirenleri unutmamalıyız!!!
Nasıl ki harika işler ortaya çıkarıyor diye çok değerli bir cerrahı Anayasa Mahkemesinin başına getiremezsek,
Nasıl ki Olimpiyatta altın madalya aldı diye çok başarılı bir sporcuyu Diyanetin başına geçirmiyorsak;
Tüm yetkilendirme ve görevlendirmelerin liyakate göre yapılması gerektiği gerçeğini asla unutmamalıyız.
Bir de “kader planı” diyerek, kendi sorumluluğumuzdan sıyrılamayız.
Kader planında dahi “önce tedbir, sonra tevekkül” etmek gerekir.
Körün gözüne bile bile lades yapıp,
Gereken tedbirleri almayıp,
Sonra da kaderimizde de bu varmış demek sadece bir aldatmacadır; lütfen bunu da unutmayalım…
Bir düşünün…
Bir arabam var ama gerçekten çok eski; pertten çıkma, hurdacıdan satın almışım…
Ne ABS, ne airbag, ne de darbe emici çelik barlar mevcut; yani hiçbir güvenlik önlemi yok.
Hatta freni bile tutmuyor…
Ve birileri diyor ki:
“Bana şu kadar para verirsen ve kaza yapmayacağını beyan edersen, ben sana trafiğe çıkma izni veririm”
Senaryo bu haliyle çok saçma, absürt ve akıl almaz bir şey gibi geliyor değil mi?
Peki…
Söz konusu araba değil de, ev olduğunda bu yapılanın adına “imar barışı” deniyor,
Ve,
Devlet vatandaşı ile helalleşiyor şeklinde boy boy reklamı yapılıyor.
Popülizm uğruna yapılan bu ölümcül hata nedeniyle kaybettiğimiz canlardan bakalım helallik alabilecekler mi????
Reklamda belirtildiği gibi uygunsuz yapılan binalarda “ha yıkıldı, ha yıkılacak” korkusuyla yaşayan insanların sorunları çözüldü mü şimdi???
Kaybettiğimiz canları, acılarımızı ve bunun sorumluları her kimse ise hiçbirini unutmayacağız.
Bir de,
Tarihimizi unutmamalıyız…
Çünkü tarih dediğimiz kavram sadece olmuş – bitmişi göstermez bize;
Geçmiş, gelecek içindir!!!
Tarih sadece olaylar ve rakamlardan oluşan bir istatistiki bilgi değildir.
Bilakis tarih;
Binlerce yıllık süreç içerisinde biriktirdiğimiz öğretilerimiz,
Kültürümüz,
Örf – adetlerimiz,
Bilgi – birikim ve anlayışımız,
Olayları ve süreçleri anlayabilmemiz, yorumlayabilmemiz için en önemli ve güvenilir kaynağımızdır.
İşte bu nedenle,
Kadim tarihimizi de asla ve kat’a unutmayalım,
Ve bizden sonra gelecek nesillere aktarıp, onların da unutmasının önüne geçmeliyiz.
Ben de nu amaçla elimden geldiği, dilim döndüğünce bu çorbaya bir tuz atmak için çabalayacağım.
Çünkü,
Alışmak zamanla mümkün olsa da,
Bizler unutmayı imkansız kılmalıyız!!!
Konuk Yazar: Dr. Cüneyt Yardımcı
AK Parti İzmit İlçe Başkanı Halil Güngör Dokuzlar, Milli İrade Meydanını eleştiren İYİ Parti İzmit İlçe Başkanı Halim Tamyüksel’e cevap […]
Ülkenin çökmüş sendikacılığının içinden doğan ve kurtarıcı gözüyle bakılan sendikası Hürriyetçi Eğitim Sen ülkenin kanayan yaralarına merhem olmaya devam ederken […]
İnegöl’de çok daha riskli bölgeler öylece dururken, Devlet Hastanesi karşısındaki merkezi bölgedeki konutların bulunduğu alanın apar topar kentsel dönüşüm uygulama […]
15 Haziran 1928’de Atatürk ile görüşen Gerard Vissering’in uzun çalışmalar sonucunda hazırladığı rapor ve tüzük yüz yıla yakın bir zaman […]
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, inşaat çalışmaları tamamen duran Ali Osman Sönmez Çekirge Devlet Hastanesi sorununu Meclis gündemine taşıdı. […]
Ağustos’taki Vatan Hilmi Özden Ağustos ayı; şanlı tarihimize zaferler ayı olarak geçmiştir. Müslüman Türk Milleti 26 Ağustos 1071 yılında Malazgirt […]
TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, Türkiye’de sağlık politikalarındaki geri adımları ve yanlış kararları […]
Sabit ve dar gelirli vatandaşlar için TOKİ aracılığı ile uygun ödeme koşullarıyla yapılacağı sözü verilen 100 bin konutluk projedeki binlerce […]
Niyet başka akıbet başka! Prof. Dr. Ata Atun Yunanları ve Rumları, aile yapıları, kültürleri, inanışları, eğitimleri, mizahları, kafa yapıları, […]
“Barış için genel af şart” Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı gazeteci Hüseyin Alpay, Türkiye’deki cezaevlerinin toplam kapasitesinin 250 […]