Latest update 18 Eylül 2024 - 10:15
15 Ağu 2015 admin Köşe Yazarları, Sürmanşet 0
Devletimiz keskin bir tarihî virajdan geçiyor.
Toplumumuzsa hem çağla buluşuyor hem de kendi tarihi ve kültürüyle buluşma çabasında.
Evet, “ÇABALIYORUZ” hâlâ.
*
1826daki Vak’a-i Hayriye’den beri, cemiyet hayatımızda ağırlığı giderek artan Batı tesiri, kendi değerlerimizin harç mezat evden atılış hikayeleri herkesçe biliniyor.
Gerçi, 16. YYdan sonra Osmanlı değerler sistemine sızıp zamanla tamamen hükümranlık elde eden Eş’arî/Müceddidî anlama modelinden bir çare üretimi gerçekleşememişti.
Yani II. Mahmut ve ricali, Tanzimat’a uzanan devirde bir fantezi yapmamışlardı. O bir mecburiyet halini almış, Eş’arî Medrese ve Müceddidî hakimiyetindeki Tekke’yle devlet ve toplum bir taassub çıkmazına saplanıp kalmıştı.
*
Vak’a-i Hayriye ile bilindiği gibi, o Medrese’nin kontrolündeki Yeniçeri Ocağı kaldırıldı.
“Ocak” o kadar nefret uyandırmıştı ki, halk Yeniçeri’ye ait ne varsa, mezarlarına kadar hınçla saldırdı. Hattâ onlar Bektaşi diye bütün Bektaşi mezarlarını bile tahrip etti.
Bugün bir kaç istisnaî örnek dışında İstanbul çevresinde Bektaşi alameti taşıyan mezar yoktur… Meselâ Saraçhanebaşı parkı eski Yeniçeri kabristanıydı. O “Burmalı Mescit” de o mezarlığın gasilhanesi ve cenaze namazı kılınan camiiydi. Parkın ortasındaki yapayalnız varlığı, o nefret yıkımında çevresinin boşalmasından dolayıydı…
*
Neyse o hikâye uzun.
Yeniçeri Ocağı kaldırılırken, Ocak’ta bir unsur olan “Mehrerân-ı Tabl-ı Alem” de o yıkımdan nasibini almıştı. “Emîr-i Alem” adlı âmirlerine bağlıydılar. Alem; bayraklar, sancaklar, tuğlar; Tabl(davul) ise, mehterin mûsıkî icrasıyla ilgili kanadın adıydı.
Maalesef o, Aksaray’daki kışlanın topa tutulmasından sonra, Mehterân da Yeniçeriliğe mal edildiği için, tarih sahnesinden çekildi ve yerini Mızıka-yı Hümâyûn adıyla Batı müziği temelli bando-mızıka takımı aldı.
Bu tamamen haksız bir ilga idi! Taa Hunlar’dan, Köktürkler’den beri Mehter, Kös ve Tuğlarıyla askerimizin nefesiydi… Yeniçeri’ye emanet edilişi istismara uğramıştır.
*
Cumhuriyet’in bir Tanzimat ürünü oluşunu dikkate almak lazım. Mûsikî konusunda da Cumhuriyet Tanzimat’ın yolunda devam etti.
Bugün bile ilk ve orta öğretim yıllarında çocuklarımıza kendi müziğimizi öğretemiyoruz. Müzik hayatımızdaki keşmekeş bundandır.
Hukukumuz gibi,
mimarimiz gibi,
şehirciliğimiz gibi… …..”Devrim Kanunları” n’eylersiniz!
*
Şimdi “Yeni Türkiye”deyiz!
Değerleriyle, tarihiyle buluşacak bir Türkiye bu.
Artık Yunus Emre Kültür Merkezleri’nde ve Yunus’un dünya görüşü üzerinden dünyaya seslenen bir Türkiye var!
Felsefesini, sanatlarını, eğitimini Yunus anlayışına akortlamaya kararlı bir Türkiye!
…
İnşaallah!
…
Bu yöneliş, hem dünyayla buluşurken artılar getiren, hem de eski Müceddidî anlayışın topallamalarını görmüş(!) bir yönetim felsefesine işaret ediyor herhalde…
*
Şimdi her akşam haberlerinde, Doğudaki terör savaşında şehit düşen kahramanların cenazeleri veriliyor medyada. Arka planda Mozart’ın “Cenaze Marşı!”…
Şehid ve cenaze marşı müziği!
Kardeşim, senin cenazen bir mü’min cenazesi ve “ŞEHİT”!!!
Bir şehide Mozart veya Şopen müziği ne söyler?
Yakınlarına ve cemaate hangi teselliyi verir?
Bu nasıl bir garabet ve nasıl bir Devrim uygulamasıdır?
Hâlâ o 1940lı senelerin derin aymazlıklarına devam etmenin anlamı nedir?
…
*
Gayet net söylemek lazım:
Bu tamamen hatalı uygulama derhal terk edilmelidir. Mü’min askerlerimizin cenazelerinde kesinlikle Şopen veya Mozart’ın bize zerrece değer katmayan, tesellisiz zımbırtısının istemiyoruz. Şehidlerimiz, İslâmî usullerle kaldırılmalı, devlet bir “görünme” ihtiyacı duyuyorsa da, Itrîmizin Segâh Tekbir’i icra edilmelidir.
Eğer bando çok lazımsa, bando mızıka takımlarına Tekbîr’in notaları verilir, iş olup biter ve bu asırlık işkenceden cenazelerimiz de cemaat de kurtulur.
21 Haz 2018 0
27 Nis 2018 0
20 Şub 2018 0
20 Kas 2017 0
AK Parti İzmit İlçe Başkanı Halil Güngör Dokuzlar, Milli İrade Meydanını eleştiren İYİ Parti İzmit İlçe Başkanı Halim Tamyüksel’e cevap […]
Ülkenin çökmüş sendikacılığının içinden doğan ve kurtarıcı gözüyle bakılan sendikası Hürriyetçi Eğitim Sen ülkenin kanayan yaralarına merhem olmaya devam ederken […]
İnegöl’de çok daha riskli bölgeler öylece dururken, Devlet Hastanesi karşısındaki merkezi bölgedeki konutların bulunduğu alanın apar topar kentsel dönüşüm uygulama […]
15 Haziran 1928’de Atatürk ile görüşen Gerard Vissering’in uzun çalışmalar sonucunda hazırladığı rapor ve tüzük yüz yıla yakın bir zaman […]
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, inşaat çalışmaları tamamen duran Ali Osman Sönmez Çekirge Devlet Hastanesi sorununu Meclis gündemine taşıdı. […]
Ağustos’taki Vatan Hilmi Özden Ağustos ayı; şanlı tarihimize zaferler ayı olarak geçmiştir. Müslüman Türk Milleti 26 Ağustos 1071 yılında Malazgirt […]
TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, Türkiye’de sağlık politikalarındaki geri adımları ve yanlış kararları […]
Sabit ve dar gelirli vatandaşlar için TOKİ aracılığı ile uygun ödeme koşullarıyla yapılacağı sözü verilen 100 bin konutluk projedeki binlerce […]
Niyet başka akıbet başka! Prof. Dr. Ata Atun Yunanları ve Rumları, aile yapıları, kültürleri, inanışları, eğitimleri, mizahları, kafa yapıları, […]
“Barış için genel af şart” Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı gazeteci Hüseyin Alpay, Türkiye’deki cezaevlerinin toplam kapasitesinin 250 […]