Latest update 18 Eylül 2024 - 10:15
18 Oca 2020 admin Konuk Yazar, Köşe Yazarları, KÜLTÜR SANAT, Manşet, Sürmanşet 0
Geçtiğimiz yılın son aylarında Tebriz’de Ali Polat’ın tasarlayıb hazırladığı “Türk edebiyat ve kültüründe Polat, mizah ve tenz” adlı kitabı yayımlandı. Kitapta 600 Azerbaycan yazarının eserlerinden örnekler verilir. Yedi cildi kapsayan bu toplu kitaplarda folklordan başlamış, divan edebiyatından tutmuş, ta çağdaş günümüzde yaşayıp yaratan şair, yazar ve publisistlerin satirik eserleri yer alıp.Her bir kitabın sayfası farklı resim asarları – Azerbaycan’ın ünlü hiciv ressamlarının köpüren vasıfları ile dekore Kitabı tasarlayıb yayına hazırlayan Ali Polat “Satira, mizah -istehza değil, durumu, durumu ustalıkla anlatan bir araçtır” başlıklı önsözde yazıyor: “amacımız halkımıza özgü olan ve onu bütün dönemlerde ve her durumda diri tutan, yaşatan ve ruhtan pes etmeye bırakmayan Polatü, mizahi bir araya getirip yeniden halka qaytarmaqdır.Bu kitabın günboyu yorgun düşüp gece eline alıp okuyunca ruhsal rahatlık vereceğine, eldeki kitap bitince yine de okumak şevkini yaratacağına inanıyoruz “.Her bir kitabın sayfası farklı resim eserleri- Azerbaycan’ın ünlü hiciv ressamlarının vasıfları ile dekore edilmiştir.
50 yıldan fazla Türkiye’de yüksek eğitim alıp İstanbul’da yaşayan ünlü iş adamı, eğitimci Ali Polat Türkiye’deki İran İşadamları Derneği (İSİAD) kurucularından biri ve İran ve Türkiye İşadamları Derneği (TİSİAD) üyesidir. O Türkiye’de yatırımcı olup ve 1980 yılından beri Doğu Anadolu’nun ekonomik gelişmesine çok katkıda bulundu.
Ali Polat Azerbaycanı, Tebrizi hiçbir zaman unutmuyor. Düşüncesini, servetini, sevgisini Tebriz ve tebrizlilere odaklıdır.
Azerbaycan edebiyatında hiciv, gülüş, kültürünün oluşması ümumtürk destanı ve Doğu geleneği ile bağlıdır. Kitabın altıncı ve yedinci ciltinde verilen aşıq yaradıcılığı, destanlar, halk gösterileri, eğlenceli Tebriz Şeki ve Molla Nasreddin fıkrası, gülüş kültürünün qedimiliyinden, halkın kendisini kontrolünden, bilgeliğinden haber verir.
Epos tefekkürü halk oyunları, bayram törenleri, meydan tamaşasında kendini daha kabarık gösterir. İran’da yaşayan bir çok Türk boyları da dahil olmak üzere, Kaşkay, Horasan Türklerinin edebiyat ve folklorundan yumorlu sayfaların verilmesi de çok takdire şayandır.
Dünyada yumorlu görüşmeleri ile seçilen uluslar var.Bolqarıstanda Qabrovo, Ukrayna’da Odessa, Azerbaycan’da da Tebriz ve Şeki mizahın gülüş merkezleridir. Öyle bir tebrizli zor bulunur ki, tuzlu, eğlenceli, sözü, fıkrası ile konuşup çevresindekileri güldürmesin.
Ali Polat da bir tebrizli gibi yumorlu, tuzlu, eğlenceli sözlüdür. O bu fikirdedir ki, gülüş, mizah halk psikolojisine giren yolun anahtarıdır ve milletin geleceğe bakışlarını arındırır.
Tebriz’de İranın eski Başbakanı Rafsancani sohbetinde ona Tebriz’de tıbbi klinik açmayı tavsiye edibmiş. “Ben halkımı hastalıktan uzak eden onalara hayat, yaşama sevinci getiren işlerin peşinden gitmeyi tercih ederim” söyleyip, cevabında. O mizahı doğal tedavi sayıyor. Ali Polat doğma Tebriz’de bir çok iş yerleri açtı, yeni binalar inşa etti ve çevre düzenlemesi yaptı.Baskı yaptıkları kitapların çoğu edebiyatla, bilinc ile bağlıdır. Medeniyetler arasındaki bağlantılar “, Tebriz ve konaklama yerleri”, “Tebriz bayatıları”, “Beyin etkili dalgaları”, “İyi ve kötü eğitimin çocukların geleceğine etkisi”, “Çocuklar için bir miras”, “Başarılı bir iş için otuz anahtar”, “Eneland müzelerindesaklanan İran ve Azerbaycan’ın tarihi-kültürel yapıları “ve b. ayrıca bahsettiğimiz Azerbaycan-türk gülüş, hiciv antoloji kitapları buna en iyi örnektir.
Gülüş kültürü halkın özünüderk kültürüdür. Aristoteles’in bu fikrini paylaşmamak olmuyor: “Gülüş insan ilişkilerinin en eski ve en derin katlarına süzülüp geldi. Bütün canlı varlıklar içerisinde gülüş sadece insana aittir. “Gülüşinsanı insan eyleyen onun insanlığını tasdik eden başlıca faktörlerden biridir. Klasik edebiyatımız, folklorumuz hiç zaman mizah, gülüşsüz olmayıp, onlarsız ötüşmeyib.Bunu kitapta sırayla izlemek mümkündür. Mehseti Genceviden, Saib Tebriziden, Zafer Erdebiliden, Mirza İsmail Qasir, Muhammed Şemduz, Ağa Mesih Şirvani, Mirze Nebi Efendi’den tutmuş Mir Mehdi Şükuhiye ve başkalarına kadar.
Sözlü halk edebiyatında; bayatıda, koşma, destanlarda, atmacalar, , şakalar bol boldur. Palyaçoların dilinde, kahvehanelerde, pazarlarda, dükkanlarda halk büyük gülüş kültürü oluşturmağı başardı. Doğu’da bilge şahsiyetler gibi tanınmış Molla Nasreddin, Bektaşi ve Behlul Danende letifelerinin eşsiz rolü olmuştur.
Belki de yaşadığımız dünyada deformite olmasaydı, gülüş de, mizah da olmazdı. Azerbaycan tefekkürü tarihinde gülüş yüzyıllar boyu hem silah, hem de savunma aracı olup. Haksız rejime, halka zulmedenlere karşı kalemi silaha çeviren şairler üstatları Sabir gibi “düze düz, eyriye eğri deyip” hiciv, satira yazdılar.
Mizah ,espiri- dost gülüşüdür. O, eleştiri nesnesindeki eksiği düzeltmek, iyileştirmek amacı güdüyor. “Mizah, neşeli gülüş ve tebessümle birlikte qüsse, üzüntü yaratmaktadır”. C.Memmedquluzadenin “Posta kutusu” hikayesi mizah üstünde yazılıdır: biz kahramana hem gülüyor, hem de acıyoruz ve sonucda onu seviyoruz
İran ve Azerbaycanda tarih boyunca din faktörü daim güçlü olub.Ana dilinin okulda, kamuya açık yerlerde yasak olduğu dönemlerde İran’da yaşayan Azerbaycan türkleri mersiye diye-diye, evliya-peygamberleri vasıf ede ede dillerini koruyup sakllmışlardır.
Güney Azerbaycanda ele şairler oluyor ki, diğerlerinden farklı olarak hem mersiye, hem de hiciv şiirleriyle (M.E.Leli, N.Şerefxaneyi, H.Kerimi ve b.) ün kazana bilip. ME. Resulzade bu çelişkiyi,ziddiyeti şöyle açıklıyordu:
“Her amelin aksü’l-ameli olur. Doğaldır ki, müfrit derecede ağlayan bir kavim daha fazla gülmek de ister. İşte bu ihtiyaç, nevha-ger olan Azerî şairlerini aynı zamanda hezel-Gu dahi etmiştir. Ve gariptir ki, o kadar rakık hissiyat-ı diniyyeyi müfrit bir surette tesir-yab eden ve kârilerini “kan ağlatmak” isteyen şairler, aynı zamanda komiklik de ederler. Azeri Türk şuarâsı hem haile-nüvis, hem de mudhike-nüvisdirler ”
Azerbaycan edebiyatında hicivi,gülüş
ü ilk kez dramaturgiyaya getiren M.F.Axundzade olup. Q.B.Zakir, C.E.Şirvani ve M.A.Sabir satirik şiirin büyük üstatları olmuşlardır.
Mirze Feteliden sonra Azerbaycan gülüşünü yirminci yüzyılda “Molla Nasreddin” dergisi sürdürdü. Bu muhteşem bir gülüş ensiklopedisiniı Mirze Celil, M.A.Sabir, E.Haqverdiyev, O.Nezmi gibi ustalar yaratıyordu.
Edebiyatımızda hicivin büyük tarihi bir yeri vardır M.F.Axundzadenin Temsilat”ı, ” Molla Nasreddin ” dergisi, Mirza Celilin” Ölüler “, Sabirin ” Hop-hopname” eserleri eşsiz sanat örnekleridir. “Satira M.F.Axundov için sadece hayattaki herhangi eksiği eleştiri ve ifşa için değil, aynı zamanda, halkın uyanan vicdanını yansıtmak için gereken olmuştur”.
Halkının hayatındaki deformite ve güzellikleri bazen kalp ağrısı, bazen de gülüş ve yumorla kaleme alan Sabir literatürde “Hop-hopname” gibi güzel bir şiir külliyatı yarattı. Sabir halk gülüşünü halkın gemı ile birleştire bildi. Adı edebiyatımıza altın harflerle “Ağlar güleyen” gibi yazılan Sabirin etkisi altında her iki Azerbaycan’ın şairleri gelişdi. Güneyde hiciv gelişimi M.B. Xalxali, M.E.Möcüz, B.Abaszade, Elekber Haddad, İbrahim Zakir, Mirza Hüseyin Kerim’i, Muzaffer Direfşi gibi şairlerle birlikte, “Molla Nasreddin” dergisinin, özellikle, M.A.Sabir’in geleneği ile çok bağlı olup.
Sabir ve Möcüzden sonra devam eden hiciv edebiyatı bahsettiğimiz sonraki dönemlerde de güçlü oldu. Düşüncelerin açıkça söylenmediyi ve yazılmadığı baskıya maruz kalan bir toplumda fikirlerin ifade edilmesi için ancak hiciv yolu kalıyordu.
Hüseyin Keriminin “Rengârenk”, Mecid Sabbağ İraninin “Çigan Vigan” kitapları ve Zore Vefayinin, Ali Etayinin gazete ve dergilerde yayınlanan şiirleri toplumdaki sosyo ekonomik durumu, rejimin halka baskılarını keskin hiciv ateşine tutuyordu.
Daha çok “Molla Nesreddin” çilerin ve M.A Sabir’in elinden su içen Mirza Ali Möcüz demokratve devrimci bir şair olarak kendini tanitdirir. Satiralarında cehalete, hurafeye karşı mücadele ediyor, maarifin modernleşmesi ve kadın haklarını savunuyordu.
Mirza Hüseyin Keriminin şiirlerini bazen Sabirinkinden ayırmak olmuyor. Birinde Çarlık Rusyası’nın, diğerinde şah rejiminin siyasi manzarası çıplaklığı, gerçekliği ile gösterilir. Hüseyin Kerim’i selefi M.A.Sabir’in
Şairim, çünki vaziem budur, əşar yazım
Düzü düz, əyrini əyri edem izhar yazım ,
şeirinə karşılıq olarak –
Şairim, şamü seher fikr ederim, şeir yazarım
Acığın gelse de, gelmese de düz yazaram. söylemesi Hüseyin Kerimiye yüzyılımızın gerçek Sabiri demeye hak verir.
Şair özel olarak hiciv ustası gibi daha çok tanınır. H.Keriminin yazdığı şiirler ister yaşlı, ister genç neslin arasında çok beğenilir ve dilden dile dolaşır.
Növhe ve mersiyelerle birlikte yazdığı satirik şiirler onu halk arasında çok tanıtır. Öyle ki, mersiye ve növheleri ile halkı ağlatan şair satiraları ile onları güldürüp düşündürmeye vadar edir.
Bütün canlı varlıklar içerisinde gülüş sadece insana aittir. “(Aristoteles). Doğu’da bilge şahsiyetler gibi tanınmış Molla Nasreddin, Behlul Danende ve Bektaşi letifelerinin eşsiz rolü olmuştur.
Hangi halk kendisine güle bilirse demek o güçlüdür, ayıqdır.Bele bir görüş vardır, mizahın kökünde deformite yatıyor, dalında güzellik bitiyor.
Azerbaycan diline ait bazı özellikler başka dilllerde belki de yoxdur.Bu fikri 7 yaşında kenddenTebrize gelirken “Yeralmasının Yeralmasının çarşıda fiyatının yüksek olmasını görüp gülen, buna şiir diyen, 14-15 yaşındayken Xalxalinin” Şelebiyye “ve Möcüzün divanı elinden düşmeyen, ana dilinden başka üç-dört dil bilen güzel şair Nazir Şerefxaniye mehsusdur.Ona göre dilimizdeki özelliklerden biri de feillerin etkisini şiddetlendirmek, güçlendirmek için öyle fiillerin kendisinden oluşturulan kelmelerdir.Meselen, şır-şır şırıldamaq, zır-zır zırıldamaq, hır-hır hırıldamaq ve b. kimi. Bunu bir şiirinde görsel olarak gösteriyor Ş.Nazir:
Ortaçağ sufi qezeliyyatında yaygın cinas Azerbaycan poeziyasına da girdi. Özellikle halk şiirinde cinas çok yaygındır. Formaca aynı, ama menaca çeşitli sözleri sadece bulmak değil, hem de kafiyr gibi çalıştırmak büyük beceri sayılır. Güney Azerbaycanda Nasır Peykzadı (Neccaroğlu) “Cinas üstadı” adlandırırlar. Aşıq Elesgerin yolunu gidip üç-dört içeren cinaslar şiirlerinde ustalıkla kullanıyor:
Gülüş hiç zaman qocalmır. Çünkü ebedi gençlik, ve sarsılmazlıq onun çift kanartlarıdır.
Sanırız, bu nefis tertipli gülüş antoloji kitabı okuyucuların zevklerini oxşaya bilecekdir
Kaynak:
16 Oca 2019 1
03 Oca 2019 0
04 Ara 2018 0
24 Kas 2018 0
AK Parti İzmit İlçe Başkanı Halil Güngör Dokuzlar, Milli İrade Meydanını eleştiren İYİ Parti İzmit İlçe Başkanı Halim Tamyüksel’e cevap […]
Ülkenin çökmüş sendikacılığının içinden doğan ve kurtarıcı gözüyle bakılan sendikası Hürriyetçi Eğitim Sen ülkenin kanayan yaralarına merhem olmaya devam ederken […]
İnegöl’de çok daha riskli bölgeler öylece dururken, Devlet Hastanesi karşısındaki merkezi bölgedeki konutların bulunduğu alanın apar topar kentsel dönüşüm uygulama […]
15 Haziran 1928’de Atatürk ile görüşen Gerard Vissering’in uzun çalışmalar sonucunda hazırladığı rapor ve tüzük yüz yıla yakın bir zaman […]
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, inşaat çalışmaları tamamen duran Ali Osman Sönmez Çekirge Devlet Hastanesi sorununu Meclis gündemine taşıdı. […]
Ağustos’taki Vatan Hilmi Özden Ağustos ayı; şanlı tarihimize zaferler ayı olarak geçmiştir. Müslüman Türk Milleti 26 Ağustos 1071 yılında Malazgirt […]
TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, Türkiye’de sağlık politikalarındaki geri adımları ve yanlış kararları […]
Sabit ve dar gelirli vatandaşlar için TOKİ aracılığı ile uygun ödeme koşullarıyla yapılacağı sözü verilen 100 bin konutluk projedeki binlerce […]
Niyet başka akıbet başka! Prof. Dr. Ata Atun Yunanları ve Rumları, aile yapıları, kültürleri, inanışları, eğitimleri, mizahları, kafa yapıları, […]
“Barış için genel af şart” Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı gazeteci Hüseyin Alpay, Türkiye’deki cezaevlerinin toplam kapasitesinin 250 […]