Latest update 18 Eylül 2024 - 10:15
28 Haz 2020 Konuk Yazar Konuk Yazar, Köşe Yazarları, Manşet, Manşet Yanı, Sürmanşet 0
Sevgili Okurlarım;
Bugün sizleri ibretlik bir COVİD-19 hikayesiyle baş başa bırakıyorum, bir kardeşimizin başından geçen bu olayı noktası virgülüne dokunmadan tabiriyle siz saygıdeğer okurlarıma aktarıyorum.
Sevgili Arkadaşlar,
Bu ‘’NORMALLEŞME ‘’ döneminde yaşadığım acı tecrübeyi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Bugün Covid19 ile tanışıklığımın 19 uncu günü.
Sizinle biraz neler yaşadığımı ayrıntılı olarak paylaşmak istiyorum ve bütün gönlümle asla bunu tecrübe etmemenizi diliyorum.🙏
Ben araştırmayı, haber almayı ve bunları paylaşmayı çok seven biriyim. Bu hastalığı ilk duyduğumdan beri ve özellikle İtalya’da aniden yayılmasıyla beraber alarma geçerek çevremdekileri sürekli uyarmaya çalıştım.
Aslında içten içe bir gün bu hastalığı kapacağımı biliyordum belki de…
29 mayıs akşamı birden ateşlendim ve birkaç gündür serinleyen havadan dolayı üşüttüğümü düşünerek evde kendimi tedavi etmeye çalıştım. Ancak 3 üncü günü ateş artık ilaçla da düşmeyince hemen Acıbadem Hastanesi dahiliye bölümünden randevu alıp gittik.
Doktor beni görür görmez büyük bir panikle acile sevketti. Acilde hemen kan aldılar, serum taktılar. Üstüne PCR Covid19 sürüntü örneği aldılar fakat bu test 2 gün sonra sonuç vereceği için, doktor akciğer tomografisi de istedi.
Sonuçlarım geldi ve doktor yanıma gelip evet Covid19 sunuz dedi…
Önce kabullenemedim ve bir hata olabileceğini ve nerden anladıklarını sordum. Kandaki pıhtılaşma oranı olan D-dimer kantitatif değerim yüksek ve akciğer tomografisinde sağ ciğerimin alt bölümünde o hep duyduğum Covid19 belirtisi olan buzlanma görüntüsüne rastlanmış. Zaten evdeyken 2 defa tam da o bölgeye denk gelen yerde ani bir saplanmalı ağrı hissetmiştim…
Bu arada virüs sadece akciğer lezyonuna yol açmıyor, herhangi bir organa kan pıhtısı atarak hasar da verebiliyormuş.
O şokla içten bir çöküş hissettim.
Öylece kalakaldım.
Eşim doktora bir sürü başka sorular soruyor ama ben onları duymuyordum bile artık…
Doktor hemen sizi yatırmamız gerekiyor dedi fakat Acıbadem Hastanesi Covid19 yatışlı hasta bölümünü kapattıklarını söyleyip beni kabul edemeyeklerini söyledi. Biz olayın şoku içinde kalakaldık ve tepki veremedik önce. Ama sonrasında Bayrampaşa veya Sancaktepe ye nakledilmem söz konusu olunca, haklı olarak itiraz ettik ve hastanenin Covid19 bölümü tekrar benim için açılmış ve yatışım gerçekleşmiş oldu.
Senelerdir Acıbadem Hastanesinin doktorlarından çok memnun olduğumdan, güvendiğim bir yerde olmak beni bir nebze rahatlattı.
İlk gece serum ve ağrı kesicilerin etkisiyle penceresi açılmayan odamda korku içinde uyuyakalmışım.
Ertesi sabah doktor geldi ve erken teşhis olması nedeniyle korkmamamı, kandaki oksijen değerimin (saturasyon) normal seyrettiğini ve yoğun bir ilaç yüklemesi yaparak virüsün yayılmasını durdurabileceklerini söyledi.
Bana Türkiye’nin kullandığı sıtma ilacı olan Plaquenil’i günde 6 tane ile başlayarak ve Çin’den gelen Japon üretimi Favipiravir’i günde 16 tane ile başlayarak, eşzamanlı yükleme yaptılar.
Yanısıra damardan alınan serum, C vitamini, ateş düşürücü ve mide koruyucu. Ayrıca oral yolla kan sulandırıcı, magnezyum, potasyum, öksürük şurubu, ishal önleyici, antibiyotik ve kusma önleyici ilaçlar verdiler.
Erken teşhis olmasına rağmen öyle tehlikeli bir virüs ki bu kadar ilaç yüklemesi gerektiriyor. ⚠️
İlaçlarla birlikte kabus dolu bir 3 gün başladı benim için.
Ben izole bir hastane odasında yalnızlık içinde zorlu bir mücadele verirken 3 tane melek gibi hemşire vardiyalı olarak benimle ilgilendiler.
Ama onlar da sadece kan alma, ateş ve değer ölçme ve ilaç vermek üzere kat kat özel korumalı kostümleri ile çok kısa bir süre için yanıma girip hemen ayrılıyorlardı.
Doktorlar ve hemşireler hastalığın ne kadar tehlikeli olduğunu bildikleri için çok titiz davranıyorlardı. Odamın çöpleri bile bekletilip özel bir şekilde alınıyordu. Odadan en ufak bir şeyin dışarı çıkması kesinlikle yasaktı.
Bir aşamada onca ağrı, halsizlik, ateş, ishal, mide bulantısı, baş dönmesi, öksürük ve korku içinde kendimi olumlu motive edemez hale geldim.
İçimden garip bir koku geliyordu ve aynaya baktığımda kendimi tanıyamaz hale gelmiştim.
Bir gece yine ağrı içinde kıvranırken kendimi serum hortumuyla konuşur halde buldum ve aklıma birden isyanda olan organlarımla konuşmak geldi.
Belki komik bulacaksınız ama organlarımla tek tek konuştum ve benim için ne kadar değerli olduklarını ve bu zorlu mücadeleyi kazanacağımızı tekrarladım. İşe yaradığını düşünüyorum 🙏❤️
Gelen yemeklerin yarısını bile yiyemiyordum. Yediğim şeyleri de çıkarmamam için yine ilaç veriyorlardı.
4üncü gün birden ateşim normale dönmeye başladı. Ve 5 inci günün sonunda ateşimin hiç çıkmaması sonucu taburcu oldum.
Bugün evde devam eden tedavimin 11 inci günündeyim.
Evde eşim ve oğlumdan tamamen izole bir şekilde yaşıyorum. Zaten onlar da 14 günlük resmi karantina sürecindeler.
Yatak odamızı nerdeyse bir hastane odasına dönüştürdük.
Çok şükür ateşim bir daha çıkmadı ancak baş dönmesi, öksürük, aşırı halsizlik ve akciğerimdeki batma ve ağrı hissi hala devam ediyor. Bu hafta sonu tekrar hastaneye gidip kontrollerimi yaptıracağım.
Çok uzun süren bir iyileşme süreci olduğu söyleniyor ama umarım en kısa zamanda tamamen iyileşirim. 🙏
Bu arada benim Covid19 iki PCR test sonucum da negatif çıktı. Yani ben sağlık bakanlığının açıkladığı tabloda hiç bir zaman vaka olarak yer almadım. Eminim benim gibi test yapılıp sayılmayan çok fazla hasta var.
Son zamanlarda test sayılarındaki artışa bir de bu açıdan bakın lütfen. ⚠️
Herkes tabiki hastalığı farklı şekilde geçirebiliyor. Kimi ağır, kimi hafif ve kimi ise farkında bile olmadan. Bunun sebebi insanda virüsü tutan protein yapısından tutun da, maruz kalınan virüs yoğunluğuna kadar değişebiliyormuş.
Ancak değişmeyen bir şey var: Bu virüs bulaşıyor, yayılıyor, hasta ediyor, kalıcı hasar bırakıyor, öldürüyor. ⚠️⚠️⚠️
Yani siz virüsü taşıdığınızın bile farkında değilken, bir başkasına bulaştırıp onun ölümüne bile sebep olabilirsiniz.
Bana covid19 u bulaştıran kişinin, yolda bir anda önüme çıkıp, yakın mesafeden yüzüme sigarasını üfleyen maskesiz adam olduğundan ciddi şekilde şüpheleniyorum. Çünkü maskeme rağmen tüm dumanı ciğerlerimde hissettim. O ise umursamadan geçip gitti…
Çoğu kimse bu salgını artık pek ciddiye almıyor, umursamıyor, birçok kişi çevresine karşı sorumsuzca ve tedbirsizce yaşıyor, kimileri de zaten virüs üretildi ve biyolojik silah olarak kullanılıyor, hepimizi çipleyecekler senaryosunda çevrilen bir film olarak izliyor sadece..
Ancak unutulmasın ki birçoğumuz türlü acılar çekerek, ömürlerinden bir dönem harcayarak, yeni travmalar ile çıkabiliyoruz bu salgın hastalıktan.
Lütfen küçümsemeyin, sorumsuzca davranmayın, tedbirleri asla bırakmayın. Sadece kendinizi değil etrafınızdaki insanları da gözetin koruyun kollayın.
Bu biyolojik bir savaş dahi olsa, en azından biz birbirimize zarar vermeyelim.
Ve amaca hizmet etmeyelim.
Sevgiler.
Yaşadığı bu acı tecrübeyi bizimle paylaşarak ibret almamıza vesile olan ve sizlerle paylaşmama izin veren Feza Gökmen Kurtuluş Hanımefendiye teşekkürü borç bilirim.
Ayrıca kendisine ve şahsında tüm hastalarımıza acil şifalar dilerim
Kucaklaşabileceğimiz günlerin umuduyla
Kalın Sağlıcakla
19 Oca 2023 0
27 Ağu 2021 0
09 Kas 2020 0
01 Kas 2020 0
AK Parti İzmit İlçe Başkanı Halil Güngör Dokuzlar, Milli İrade Meydanını eleştiren İYİ Parti İzmit İlçe Başkanı Halim Tamyüksel’e cevap […]
Ülkenin çökmüş sendikacılığının içinden doğan ve kurtarıcı gözüyle bakılan sendikası Hürriyetçi Eğitim Sen ülkenin kanayan yaralarına merhem olmaya devam ederken […]
İnegöl’de çok daha riskli bölgeler öylece dururken, Devlet Hastanesi karşısındaki merkezi bölgedeki konutların bulunduğu alanın apar topar kentsel dönüşüm uygulama […]
15 Haziran 1928’de Atatürk ile görüşen Gerard Vissering’in uzun çalışmalar sonucunda hazırladığı rapor ve tüzük yüz yıla yakın bir zaman […]
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, inşaat çalışmaları tamamen duran Ali Osman Sönmez Çekirge Devlet Hastanesi sorununu Meclis gündemine taşıdı. […]
Ağustos’taki Vatan Hilmi Özden Ağustos ayı; şanlı tarihimize zaferler ayı olarak geçmiştir. Müslüman Türk Milleti 26 Ağustos 1071 yılında Malazgirt […]
TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, Türkiye’de sağlık politikalarındaki geri adımları ve yanlış kararları […]
Sabit ve dar gelirli vatandaşlar için TOKİ aracılığı ile uygun ödeme koşullarıyla yapılacağı sözü verilen 100 bin konutluk projedeki binlerce […]
Niyet başka akıbet başka! Prof. Dr. Ata Atun Yunanları ve Rumları, aile yapıları, kültürleri, inanışları, eğitimleri, mizahları, kafa yapıları, […]
“Barış için genel af şart” Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı gazeteci Hüseyin Alpay, Türkiye’deki cezaevlerinin toplam kapasitesinin 250 […]