Latest update 7 Mayıs 2024 - 01:00
13 Mar 2017 Konuk Yazar Konuk Yazar, Köşe Yazarları, Sürmanşet 0
Kütüphanemdeki Erhan Afyoncu’nun Osmanlı İmparatorluğu, J. Von Hammer’in Osmanlı Tarihi- Devlet-i Aliye ve Ord. Prof. İ. Hakkı Uzunçarşılı’nın 6 Ciltlik en kapsamlı Osmanlı tarihi olduğunu varsaydığım “Büyük Osmanlı Tarihi” kitaplarına çabucak bir göz attım.
Buna sebep, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan’ın Türkiye-Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi’nin altıncı toplantısına katılmak için Rusya’ya gitmesiydi.
Osmanlı İmparatorluğu tarihine göz atmamın bir başka nedeni de Cumhurbaşkanı’nın beraberinde Dışişleri Bakanı Mevlut Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak. Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ. Savunma Bakanı Fikri Işık, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arştan, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik ile Türk Ordusunun en yüksek rütbeli subayı Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve Milli İstihbarat Teşkilatı’nın en üst makamında görev yapan Müsteşar Hakan Fidan’ın olmasıydı.
Rusya’nın dünya tarihinde yer alması Dokuzuncu yüzyılın sonlarında başlar. Aradan geçen yaklaşık bin yıllık süreç içinde Osmanlı Devleti ve Rusya arasında hiç böylesine üstü düzey siyasi bir görüşme ve işbirliği olmamış. İşte benim dikkatimi çeken de görüşmenin bu yönü.
1950-1960 yılları arasında Türkiye’de iktidarda olan Demokrat Parti 1954 ve 1957 seçimlerinde halkın büyük bir desteğini alırken, Başbakan Adnan Menderes ve bana göre Dışilişkiler dâhisi olan Fatin Rüştü Zorlu, Batı dünyasının Türkiye’yi “sesi sedası çıkmayan, itiraz etmeyen ve kendileri ne isterse yapmak zorunda olan bir devlet konumunda tutmak istedikleri”nin farkına varmışlar ve yüzlerini yavaş yavaş Rusya’ya doğru döndürme girişimi başlatmışlardı.
Türkiye 1955 yılı Nisan ayında Endonezya’nın Bandung kentinde Asya-Afrika zirvesine katıldı. Bu bir ilkti ve NATO üyesi başka bir devlet yoktu zirvede. Aynı yılın haziran ayında Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Fatin Rüştü Zorlu’nun 300 milyon dolarlık bir kredi temin etmek üzere ABD’de uzunca bir süre kaldıktan sonra Türkiye’ye elleri boş olarak dönmesi Batı ile Türkiye’nin arasının açılmasının başlangıcını oluşturdu.
Türkiye’nin Batı’dan beklediği kadar ekonomik yardım alamaması, Türkiye-Rusya ilişkilerinin iyileşmesini sağladı ve 1960 yılının başından itibaren Sovyet Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkiler de yumuşama başladı. Sovyetler Birliği ile Türkiye arasında Başbakanlar düzeyinde ziyaret 1960 yılı Nisan ayının 11’de gündeme geldi, mutabakat sağlandı ve Temmuz ayında yapılması kararlaştırıldı.
Yıllardır Türk halkını komünizm tehlikesinin varlığına inandıran, Rusya’yı öcü gibi tanıtmak için elden geleni ardına koymamış olan Batı, Demokrat Parti’den kurtulmak ve Türkiye-Rusya ilişkilerinin gelişmesini önlemek için adına aynı yılın Mayıs ayında TSK içindeki yandaşlarına “Devrim” dedikleri askeri bir darbe yaptırarak, Batı’ya baş kaldırmayı ve Türkiye’yi kimseye muhtaç olmadan kendi ayakları üstünde durdurma çalışmalarını başlatan DP hükümetini yıkmışlardı.
Aklıma 15 Temmuz 2016 öncesi Türk-Rus ilişkileri ve 24 Kasım 2015 günü yaratılan uçak krizi geldi. Uçak krizinin Türkiye-Rusya ilişkilerini bozması yeterli bulunmamış olmalı ki, buna ilaveten, Türkiye-Rusya ilişkilerini tamamen koparmak için 15 Temmuz 2016 günü, 27 Mayıs 1960 tarihinde yapılmış askeri darbenin benzerine teşebbüs edilmesi yarım asır önceki senaryonun gene sahneye konduğunu göstermekte.
Ama bu seferki, geçmişten çok farklı. Türkiye, Batı’ya muhtaç, iyi çocuk ve ne olursa olsun, ne yapılırsa yapılsın ses çıkarmayan müttefik adıyla yıllarca kandırılmış bir ülke değil artık. Bölgenin lideri, figüran değil senaryo yazan bir ülke. Beğenilse de beğenilmese de “Küresel aktör”lerden de bir tanesi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Kremlin’de gerçekleştirdiği zirve öncesinde “Askeri kurumlarımız ve istihbarat teşkilatlarımız düzeyinde bu kadar güven içeren ve etkili bir diyalog kurulmasını kimse beklemiyordu. Moskova böyle olduğu için çok memnun. İlişkilerimizin hak ettiği seviyeye çıkması için aktif biçimde çalışıyoruz” demesi, bence Türk-Rus ilişkilerinin ne denli derin ve güçlü olduğunu ortaya koyuyor…
Batı’nın yıllardır çömez gözüyle baktığı, “başına vur, lokmasını al” diye gördüğü uysal Türkiye yok artık…
Prof. Dr. Ata ATUN
26 Mar 2024 0
18 Mar 2024 0
18 Oca 2024 0
17 Oca 2024 0
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Sarıyer Belediye Başkanı Mustafa Oktay Aksu’ya tebrik ziyaretinde bulundu. SARIYER / İSTANBUL İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) […]
İstanbul’un en önemli toplu ulaşım ağlarından olan Metrobüs Sistemi, uluslararası ISO 39001 Yol Trafik Güvenliği Yönetim Sistemi Belgesine layık görüldü. […]
Ukrayna Antalya konsolosu OleksandrVoronin Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ı ziyaret etti. 31 Mart Yerel seçimlerinden sonra Muğla Büyükşehir Belediye […]
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen ‘Avrupa Beledı̇ye Başkanları Zı̇rvesı̇’nde konuştu. İstanbul’un yakın geçmişte yaşadığı yerel seçim deneyimini […]
Efes Selçuk Belediyesi Efes Tarlası Yaşam Köyü’nde atalık tohumlardan ürettiği fideleri ve kompost gübreyi halk ile paylaştı. Efes Selçuk Belediyesi, […]
Cumhuriyet Halk Partisi Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Orhan Sarıbal, beyaz et ihracatının yasaklanmasına yönelik basın açıklaması düzenledi. Sarıbal, […]
Alpay’dan AİHM kararlarına rağmen hapiste tutulanlar başta olmak üzere af çağrısı yaptı Milliyetçi Sol Parti Genel Başkanı Hüseyin Alpay, “genel […]
Gergerlioğlu, “Dilovası Belediyesi’nde yolsuzluk mu oldu?” DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Dilovası Belediyesi önüne giderek yapılan yolsuzluk iddiaları […]
İşçi Bayramı kutlamalarının ardından Bergama Belediyesi’nde 15 çalışanın işten çıkarılması, belediye içinde ve kamuoyunda tartışma yarattı. Belediye Başkanı Prof. Dr. […]
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Fransa’nın başkentinde önce Paris Büyükelçimiz Yunus Demirer’i, ardından da Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo’yu ziyaret etti. […]