Günümüz Türkiyesin de yaşadığımız sosyal konular o kadar hızlı gelişmeye başladı ki sormayın gitsin. Neresinden tutsak elimiz de kalıyor.Gezi Parkı olaylarında sosyal medyadan atılan bir tweet ile süreç başlamış hiç hoş olmayan, ülkemize yakışmayan bir sürü sorunla bizi baş başa bırakmıştı.Orada neler olduğunu hala anlamayanların olduğundan eminim.Bunu her fırsata teyit etme fırsatım oluyor.İnanın hala oradaki asıl meselenin üç ağaç için olmadığı maksadın hükumeti yıkmaya dayalı bir sivil darbe olarak niteleyenler var.Gündem bu değil elbette,evet bende konuyu fazla uzatmadan orada meydana çıkan vandalizm konusunu ilerideki yazım da açacağımı söyleyip,tarihte yaşanmış çok az insanın bildiğini tahmin ettiğim bir hadiseyi siz sevgili dostlarımla paylaşmak istiyorum.
***
Atatürk’ü ağlarken tarih çok ender tespit etmiştir.
O günün Ankara’sı kurak, çorak bir köy. Çankaya’dan meclise… gelirken yol üzerinde sadece ama sadece bir tek iğde ağacı varmış. Atatürk o iğde ağacının önünden geçişlerinde arabasını durdurur, iner ve o iğde ağacına selam verirmiş. “Aman demişler paşam ne yapıyorsunuz böyle?”, “Eee o demiş yediğim meyvenin, sığındığım gölgenin, soluduğum havanın bir neferi. En az diğer neferler kadar bunun da selama hakkı var”.
Bir gün yanında bulunan arkadaşına “İşte bu benim…” derken bir de bakıyor ağaç yok ortada hemen iniyor “Ne yaptınız bu ağaca” diyor. “Paşam” diyorlar “yolu genişletmek için mecburduk kestik o ağacı”. “Yahu bir de bana soraydınız bu ağacı kurtaracak bir yolu mutlaka bulurdum” diyor.
Daha fazla dayanamıyor, arabasına biniyor, şoförünün ve arkadaşının gözü önünde hüngür hüngür ağlamaya başlıyor.
Bir tek iğde ağacı için mi dersiniz? Hayır. Çok zor şartlarda kurtardığı bu topraklarda yetişen bir canlıdır ve lideri olduğu için de bu toprakların da o iğde ağacının da sorumluluğu Mustafa Kemal’in omuzlarındadır da onun için
*
Büyük Devletler, Büyük Devlet Adamlarını her zaman yetiştirmiştir.Tarih bizi yakın gelecekte inanıyorum büyük devlet adamlar ile TEKRAR karşlaştıracaktır.