Latest update 3 Mayıs 2024 - 01:56
10 May 2015 admin Köşe Yazarları, Sürmanşet 3
“Târih gâlip gelenler tarafından yazılır” sözü sör Winston Churchill’e atfedilir. Politikacı ve güçlü bir hatip olan Churchill ne hakkında konuştuğunu çok iyi biliyordu. İkinci Dünya Savaşı’nın en kanlı döneminde, Bengal ve Hindistan’daki milyonlarca yerli halk açlıktan kırılıyordu. Churchill savaş sebebiyle yeterli gemiye sahip olmadıklarını söyleyerek açlıktan etkilenen bölgelere yiyecek yardımı yapmayı reddetti. Üstüne üstlük 70 bin ton pirinç yılın ilk altı ayında, açlık olmasına rağmen Hindistan’dan gemilerle İngiltere’ye yollandı. Ayrıca Avustralya’dan gemilerle yapılan buğday sevkiyatı Hindistan’ın yanından geçirildi ve Avrupa’da gelecek yıllar için stoklandı. Buna ek olarak Bengal yerli halkına ait ulaşım araçları olan sandallar ve öküz arabaları talan edildi. Japonlar gelir korkusuyla pirinç stoklarına el konuldu. Churchill için, bir İngiliz kolonisi olan Hindistan’daki Bengallerin aç kalmaları, Yunanlıların hürriyetlerine kavuşmaları kadar mühim değildi. Hintli’lerin “Bengal soykırımı” olarak adlandırdıkları bu insan yapımı açlık faciasında tahminen 3,5- 5 milyon arasında insan yok oldu. Fakat Hindistan kaynakları hâricinde, birçok Batılı kaynak bu faciaya sadece “1943 Bengal Açlığı” olarak değinir. Çünkü İkinci Dünya Savaşı gâlibi İngiltere’dir ve tarihi dilediği gibi yazmak ona düşer!
Bu noktadan hareketle, Osmanlılar Birinci Dünya Savaşı’nı kaybettiğinde, Batılıların kendilerini haklı göstermek için, evlatlarının Çanakkale’de ve Avrupa’nın çeşitli yerlerinde telef olduklarını söylemeleri, ve târihi kendi perspektiflerinden yazmaları hiç de şaşırtıcı değildir. Savaşın diğer tarafındaki herkesi acımasız ve insanlık dışı olarak göstermek zorunda idiler ki, bu savaşı yapmaktaki haklılıklarını ispat edebilsinler. Düşman soykırımcı katiller iken kendi yandaşlarına ve evlâtlarına bağımsızlık savaşçıları yakıştırması haricindeki hiç bir şey uymuyordu. Böylece Batı dünyası ve medyası 100 yıl önce meydana gelmiş bir olayın propagandasını yapabilmek için Ermenilere ve Batı’ya ait kaynakların tümünü birleştirerek dünya çapında bir ittifak oluşturdu. Bu şartlar altında Ermeni Meselesi’nde dengeli bir bakış açısı beklemek düşünülemez, hatta ahmaklık sayılır; çünkü “Târih gâlipler tarafından yazılmaktadır!” ve de bugün târih yine hiç olmadığı şekilde, yeniden yazılmaktadır!
Pek enteresan başka yaklaşımlara bakalım; Naziler (Avrupa medyasına göre Almanlar değil), milyonlarca Yahudi ve Romenin kıyımını yapmaktan sorumlu tutuldular ve yıllarca hep saldırgan taraf olarak lanse edildiler. Ancak, son zamanlarda Almanların (Naziler’in değil) mağdur oldukları haberleri su yüzüne çıkmaya başladı . Öyle görülüyor ki, İkinci Dünya Savaşı sonlarına doğru Ruslar Berlin’e girdiklerinde, 135 bin kadın sistemli olarak tecavüze uğramış. Bu 135 bin kadından 10 bini tecavüzün getirdiği yıkıcı aşağılık duygusu sebebiyle intihar etmiştir. Diğer ortaya çıkan kayıtlara göre ise Almanya, Doğu Prusya, Pomeranya ve Silezya’da 1.5 milyon kadın kızılordu tarafından tecavüze uğramıştır. Tecavüz bir çok savaşta savaş aracı olarak kullanıla gelmiştir ki, bu asla kabul edilemez. Eğer bunlar gerçekten doğru ise bu kadınların hakları savunulmalı ve onların hikâyeleri duyurulmalı. Ama “soykırım yapan Naziler” ve “madur olan Almanlar” ifâdeleri ile Batı medyasının kelime oyunları ve terminoloji seçiminin altındaki taraflı olma gerçeği dikkate şâyân gözlerden kaçmamaktadır.
Fakat asıl sorulması gereken soru şu ki, neden bu gerçekler şimdi önemli oluyor ve dikkatleri çekiyor ve bu müttefik askerlerin (müttefik grupları kızıl ordudan başka bir kanıt gelene kadar şimdilik ayırmayalım) târihi ancak bugün su yüzüne çıkıyor? Acaba Batı’da yeniden canlandırılan bu târihi gerçeklerin sebebi Avrupa’da yeni yeni esmeye başlayan Rusya ve Putin karşıtı rüzgârlar mıdır dersiniz? Acaba Rusya düşük enerji fiyatları ile Batı’nın ekonomik yaptırımlarına karşı eskisi kadar enerji çarkını döndüremediği için mi durum değişiyor? Böylece şimdilerde Ukrayna’da beklemede olan vaziyetin çözümü için târih yine gâlipler tarafından mı yazılacaktır?
Aynı şekilde Türkiye ve Türkler için bazı Avrupa’lı devletler, onların medyaları, sosyal ağları, parlementoları, ifade özgürlüğü boyutu ile kesin tavırları ile hukuku hiçe sayarak, tanım sınırlaması dahi getirmeden bir soykırım kararı alıp Türkiye’yi kıyamete kadar katil olarak mahkum etme işbirliğinde el ele vermiş yeniden bir târih yazmaktalar. Bu güruh, târihin tanıklığına, geçmişin delillerine, Ermeni’lerin bir dünya harbi esnasında muhasım taraf olduğunu söylemeleri ve Türklere savaş açtıklarını itiraf etmiş, ve gelecekte söz konusu edilebilecek bir soykırım iddiasını da daha baştan dayanaksız bırakmış olmalarına rağmen kulaklarını, gözlerini ve her türlü âzâlarını Türk sesine ve kendi hukuk kurallarına dahi tamamen kapatmış durumdadırlar! Ne yapsanız nâfile!
Bugünlerde târih yeniden yazılıyor. Geçmişleri soykırımlarla kana bulanmış ülkeler tarafından, Batı medyası tarafından, hiç olmadığı şekilde, yeniden…
“Tarih gâlip gelenler tarafından yazılır” sözünü doğrularcasına…
27 Şub 2019 0
10 Ara 2018 0
29 Kas 2018 0
10 Eyl 2018 0
DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, 1 Mayıs işçi bayramında grevdeki Mersen işçilerini ziyaret etti. Konuyla ilgili bakanlığa soru […]
İstanbul’da binlerce konut inşa eden İMC Turizm İnşaat, Edremit Körfezi’nde ilk projesini Burhaniye Ören Ayaklı mevkisinde ‘Şefika Hanım Evleri’ projesini […]
Rekabet Kurulunun 26.07.2023 tarihli ve 23-34/644-M sayılı kararıyla Adana, Antalya ve Gaziantep illerinde faaliyet gösteren oto galerilerin 4054 sayılı Rekabetin […]
Mot Grup Bilişim Limited Şirketi’nin yeniden satıcılarının satış fiyatlarını tespit etmek ve internet satışlarını kısıtlamak suretiyle 4054 sayılı Rekabetin Korunması […]
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Eyüpsultan Belediye Başkanı Mithat Bülent Özmen’e tebrik ziyaretinde bulundu. “Belediyelerimizde, değişim sürecinde dikkat etmemiz gereken çok […]
BAŞKAN SANİYE BORA FIÇI, 1 MAYIS’TA BELEDİYE ÇALIŞANLARIYLA BULUŞTU Foça Belediye Başkanı Saniye Bora Fıçı, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma […]
Yaşasın Onurun ve Emeğin Mücadelesi! “İşçi ve Emekçinin onurlu mücadele günü olan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Gününü yürekten kutluyorum”diyen […]
Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı’nda görev yapan Prof. Dr. Arzu Yorgancıoğlu, sağlıklı beslenmeye yönelik yemek […]
İktidardaki AK Parti ise 2. çıktı. Üstelik TBMM’de çoğunluğu da yok. MHP bastonuyla yürüyor. Türkiye bu iktidarla artık huzuru göremez […]
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu’na tebrik ziyaretinde bulundu. İlk 5 yıllık dönemlerinde, Bakırköy özelinde […]
Kelt krali Brennus’un Roma’ya dedirttigi Vae Victis, vay mağluplarin haline sözünü söylemeye devam eden bir Batı. Tabi kime göre Batı, yönlerimizi dahi belirlemişler. Orta Doğu, Yakın Doğu. Hemen guneyimizdeki coğrafyaya verdiğimiz isim bile Batı’nın uygun gördüğü bir isim, Orta Doğu. Artık Ankara’dan bakma vakti geldi tüm dünyaya ve olaylara. Sayın yazarı yüksek bilinci ve farkındalık yaratma gayretlerine ötürü tebrik ederim. Bence sesi daha geniş okuyucu kitlesine duyurulması gerek bir yazar.
Sayın Yazar bu gazeteden sesini gayet iyi duyuruyor diye düşünmekteyiz… Bakınız Siz bile duymuşsunuz. Gazetemiz küçük bir gazete haklısınız…Burada sesinin duyulmadığını düşünüyorsanız Bizim üstümüzde daha iyi gazeteler elbette var ,o gazetelerle görüşün,orada yazması için ikna edin, biz sayın yazar ile hiç bir sorun yaşamadan başka bir yerde yazmasından okurlarına daha yüksek sesle ulaşmasından ayrıca onur ve memnuniyet duyarız. İlginiz ve alakanız için ayrıca teşekkürü bir borç bilirim.Saygılarımla Yusuf Ünel
Ayşe Hanım, batılıların “çifte standardı”nı, ikiyüzlülüğünü ortaya koyan bu çok önemli yazınız ve milli davamızı savunmak için büyük gayretinizden dolayı size teşekkür ederim; sağolun, varolun…