Latest update 30 Nisan 2024 - 10:59
03 Ağu 2023 Konuk Yazar Anlık, Ekonomi, Konuk Yazar, Köşe Yazarları, Manşet, Manşet Yanı, Sürmanşet 0
Ben kendimi bildim bileli Türkiye ekonomisi hep kötü olmuştur, ancak son zamanlarda neredeyse her günün sabahına “Acaba bugün dolar kaç lira oldu?” sorusu başlıyoruz. Peki bu makus kaderimiz değişir mi? Demem o ki, gün gelir de bu sefer Amerikalılar “Bugün dolar kaç lira oldu?” diye yakından takip ederler mi?
Kendimi bildim bileli Türkiye ekonomisi hep kötü olmuştur,
Ancak son zamanlarda, neredeyse her günün sabahına “Acaba bugün dolar kaç lira oldu?” sorusu başlıyoruz.
Peki bu makus kaderimiz değişir mi?
Demem o ki,
Gün gelir de bu sefer Amerikalılar “Bugün dolar kaç lira oldu?” diye yakından takip ederler mi?
Gelir azizim, öyle bir gün gelir ki…
Ancak bu durumun gerçekleşebilmesinin birtakım şartları var tabii ki…
Aksi takdirde,
Bu beklenti şoven milliyetçi bir şakşakçılıktan ya da safdilli bir iyimserlikten öteye geçemez.
Tam tersine,
O gerekli koşulları yerine getiremeyecek bile olsanız, en azından çaba göstermezseniz “Bugün dolar kaç lira oldu?” sorusu karabasanınız olmaya devam eder.
Bu dünyanın “dolar” tarafından yönetildiğini düşünüyor olabilirsiniz.
Bu kısmen doğru, lakin esasen eksik bir çıkarımdır.
Dünya dolara sahip olanlar tarafından yönetiliyor,
Ama bir gerçek daha var ki,
O da dolar dediğimiz değer, bilgiye sahip olanlara gidiyor.
Bilgi dediğimiz şey ise, her ne kadar farklı kaynakları da olsa, esasen kitaptır!!!
Kitaba verilen önemin göstergesi de kütüphanelerdir sevgili dostum…
Dijitalleşen çağımızda okuma alışkanlıklarımız kökten değişse de,
Matbaa keşfedilmeden önce dahi kütüphaneler ve içerdikleri eser sayısı kadim uygarlıkların gelişmişlik seviyelerini tanımlayan önemli bir gösterge idi.
Aslına bakacak olursak binlerce yıl önceki kriterler ile günümüzünkiler arasında özde bir birlik var…
“Antik Çağ’ın Google’ı” diyebileceğimiz,
Ve,
İçerdiği 900.000’den fazla el yazması eserden oluşan koleksiyonu ile efsanevi İskenderiye Kütüphanesi’nden günümüze kütüphanecilik, gelişmeye devam etti.
İskenderiye kütüphanesi yangınının ne zaman olduğu, yangını çıkaranların kim olduğu bugün bile bir muammadır.
Bazı kaynaklar yangının MÖ 48 yılında Julius Sezar tarafından,
Bazıları MS 270 yılında Roma İmparatoru Aurelian tarafından,
Bir kısmı MS 391 yılında İskenderiye papası tarafından çıkarıldığını söylerken,
Kimi kayıtlarda da Hz. Ömer döneminde, 642 yılında Amr b. El-As’ın yaktığı bilgisi yer alıyor.
Sonuçta bu zararı her kim verdiyse, binlerce yıllık insanlık mirasına ihanet edilmiştir.
Düşünsenize,
O devasa bilgi kaynağı yakılıp, yıkılıp, yok edilmeseydi acaba bugün nasıl bir dünyada yaşıyor olurduk?
Konumuza dönecek olursak…
Özetle dünyayı yöneten dolar değil, kitaplardır!!!
Washington’daki Parlamento Kütüphanesinin raf uzunluğu toplamda 1400 kilometre,
British Library koleksiyonu 150 milyon parçadan oluşuyor.
İşte,
Bunlardan daha büyük bir kütüphane sahibi olduğumuzda Amerikalı sabah kalkıp “Acaba bugün dolar kaç lira oldu?” diye düşünür.
Çünkü,
O kütüphaneler bilginin ve bilgiyi üretenlerin meskenidir.
Ne zaman ki yeni bir Fatih Sultan Mehmet, Yıldırım Bayezid, Yavuz Sultan Selim veya Kanuni Sultan Süleyman çıkartırsın,
Ve,
Ne zaman ki o bilgi çağının ışığında yeni Mimar Sinanlar, Piri Reisler, Kaptan-ı Derya Hayrettin Paşalar, Evliya Çelebiler, Kâtip Çelebiler, Nasrettin Hocalar gelişir,
İşte o zaman Amerikalı da güne “Bugün dolar kaç lira oldu?” sorusu ile başlar,
Ve,
Oyunun kurallarını sen de belirlersin…
Ve dahi,
Bilgiyi üreten diğer insanlar için de bu topraklar bir cazibe merkezi olur.
Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u sadece askeri güçle mi fethetti sizce?
Yoksa,
Yunanca, Arapça, Farsça, Latince, İbranice, Slavca, Keldanice ve İtalyanca dillerini ileri seviyede biliyor olması,
Dünyanın dört bir yanından el yazmaları getirtip her yeni kitabı bizatihi okuyor olması,
Bizans surlarını dövecek topları döktürmek için işi bilmem ne efendinin kayınçosu falanca beye ihale etmek yerine,
Sadakatten ziyade liyakate önem vererek,
Dönemin en büyük ustası Urban Usta’yı ve diğer zanaat erbaplarını payitahta getirtmiş olması bu başarıda sizce ne derecede etkilidir?
İşte böyle bir birikim, anlayış ve vizyonun sonucudur,
İstanbul’un fethinden hemen sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun en değerli bilgi hazinelerinden biri olan Süleymaniye Kütüphanesini kurdurmak…
Bitmedi…
Oğlu Sultan Bayezid tarafından yaptırılan Bayezid Külliyesi içinde yer alan kütüphane, döneminin en değerli eserleri barındırmıştır
Dedesi Fatih ve babası Bayezid’den aldığı ilhamla Yavuz Sultan Selim de haşmetli Selimiye Kütüphanesi’ni kurmuş,
Ve,
Bu kütüphane zamanla Osmanlı İmparatorluğu’nun en önemli bilgi merkezlerinden biri haline gelmiştir.
Ve dahi,
Sultan Selim’den sonra tahta geçen oğlu ve aynı zamanda önemli bir divan şairi olan Kanuni Sultan Süleyman, edebiyat ve kültüre olan ilgisini kütüphaneleri kurarak ve değerli eserleri toplayarak göstermiştir.
Onun zamanında Osmanlı İmparatorluğu’nda sayısız kütüphane kurulmuş ve bu kütüphaneler önemli eserlerle dolmuştu.
İstanbul, tarih boyunca bilginin ve kültürün köprüsü oldu.
Bir cihan imparatorluğu ilim ile, bilim ile, hak – hukuk – adalet ve liyakate verilen değer ile olundu…
Farklı kültürlerin kucaklaştığı bu coğrafyada bilginler, filozoflar ve sanatçılar Osmanlı saraylarında ağırlanarak entelektüel bir iklimin oluşmasına katkıda bulundular.
Şimdilerde ise öyle mi ya?
Günümüzde Osmanlı’ya güzellemeler yapan tribün milliyetçileri,
Bir beylikten cihan imparatorluğuna geçiş sürecindeki başarının altın anahtarlarını inkâr ediyor,
Onların izlediğinin tam aksi istikamette,
Tüm uyarılara kulak tıkayarak “cehaletin ferasetinden” umut bekliyorlar.
Ama öyle bir gün gelir ki,
Nilgün Bodur’un şiirinde mükemmel bir şekilde anlattıkları gerçek olur….
Hayat ilginç…
Gün gelir, iç oğlanlar, padişah olur…
Hırsızlar zengin,
Metresler eş,
Eşekler adam olur.
Odundan kapı, taştan saray olur…
Gün gelir Kezbanlar destan,
Onları destan yapanlar, mestan olur.
Gün gelir, hadsizlik özgüven, saygı yalan,
Sevgi ise dolan olur…
Öyle bir gün gelir, çivisi çıkar dünyanın…
Konuşamayanlar hatip,
Şifa veremeyenler tabip,
Yazamayanlar kâtip olur…
Ama yine öyle bir gün gelir ki …
Verenler alır, gidenler uslanır, dönenler yalvarır…
Merdiveni koşarak çıkanların, gün gelir ayağı takılır.
Sevgisini vermeyen, gün gelir kimsesiz kalır.
Aldatan bir gün sadakat için, çalan bir gün adalet için, döven bir gün şefkat için yalvarır.
Piyon deyip geçme,
Gün gelir şah olur.
Şaha da fazla güvenme.
Gün gelir mat olur…
Öyle bir gün gelir ki sen bakmazken her şey hallolur…
İktidardaki AK Parti ise 2. çıktı. Üstelik TBMM’de çoğunluğu da yok. MHP bastonuyla yürüyor. Türkiye bu iktidarla artık huzuru göremez […]
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Bakırköy Belediye Başkanı Doç. Dr. Ayşegül Ovalıoğlu’na tebrik ziyaretinde bulundu. İlk 5 yıllık dönemlerinde, Bakırköy özelinde […]
Uluslarararası Strateji Uzmanı Başkanı Şener Mengene, Türkiye’nin Tam Bağımsız Gazetesinden Yusuf Ünel’e konuştu! Dünyanın gözü önünde gerçeklşen ve kamuoyunun […]
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, çevreci, yüksek teknolojilerle donatılmış, 420 yolcu kapasiteli, yüzde 100 elektrikli metrobüsün test sürüşüne tanıklık etti. Test […]
Küçükçekmece ilçesi, Fatih Mahallesi’nde bulunan Menekşe Sahil Parkı’nda yaşanan ölüm olayıyla ilgili soruşturma başlatıldı. İBB Park Bahçe ve Yeşil Alanlar […]
Güç ve dağıtım transformatörü sektöründe faaliyet gösteren bazı teşebbüslere ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında elde edilen bilgileri, belgeleri ve yapılan […]
Kartek Holding AŞ’nin Tek Kontrolünün Param Holding International Coöperatief U.A. Tarafından Devralınması İşlemine İlişkin Başvuru Nihai İncelemeye alındı Rekabet […]
Türk Sağlık Sen Kocaeli Şube Başkanı Ömer Çeker Aile Sağlığı Merkezlerinde (ASM) görev yapan Aile Hekimleri ve Aile […]
Antalya’da düzenlenen Türkiye Şampiyonası Ulusal Egemenlik Kupası yarışmalarında ok atan Muğla Belediye sporcuları büyük başarı elde etti. Büyükşehir okçularından Hazal […]
Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı Hüseyin Alpay el değiştiren belediyelerde işten çıkarmalar yaşandığını ve taşeron işçilere kadro verilmesi […]