Latest update 18 Eylül 2024 - 10:15
22 Eyl 2020 Konuk Yazar Konuk Yazar, Köşe Yazarları, Manşet, Manşet Yanı, Politika, Sürmanşet 0
Türkiye’nin son yıllardaki ekonomik, hafif/ağır sanayi, savunma sanayisi, kültürel, insani yardım, ulaşım ve üretim yatırımları ile yakaladığı bölgesel siyasi güçten açık açık korkmaya başlayan geçmişin sömürgeci ülkeleri, Türkiye’ye uyguladıkları direkt ambargoların faydasını görmeyince, endirekt ve vesayet ambargoları ile Türkiye’yi frenleme ve engelleme çabası içinde girdiler.
Uluslararası yasaların, kuralların ve uygulamaların yanından dolaşıp şeytanın bile aklına gelmeyecek metotlarla Türkiye’nin gelişmesinin önüne -akıllarınca- engeller çıkarmaya ve duvarlar örmeye çalışıyorlar.
Halk tabiri ile “atı alan Üsküdar’ı geçti”ği için boşuna çabalıyorlar.
Söz konusu emperyal ülkeler, geçmişte, sözünü dinlemediği için Türkiye’yi cezalandırmak ve terbiye etmek maksadı ile savunma sanayiinde, askeri araçlarının bakımında, yenilenmesinde ve kıymetli madenlerin işlenmesi teknolojisinde gerek duyduğu bilgi ve yedek parçayı vermemekle karşı karşıya bırakmışlardı. Şimdi de Doğu Akdeniz’de kendi hak ve menfaatlerini aradığı için aynı ambargoların bir benzerini uygulamaya koymaya çalışıyorlar.
Bu cezalandırıcıların başında üfürükten birer devlet olan ve üyesi oldukları Avrupa Birliği’nde sahtekar olarak tanınmalarına rağmen AB’ye sırtlarını dayamış olan Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi (KRY) bulunmakta.
Bu üfürükten ve sahtekar iki devlet, Türkiye’ye uygulayabilecekleri herhangi bir ambargo veya yaptırım güçleri olmadığından, düşünüp taşınıp, Türkiye’ye ait sondaj ve sismik gemilerinde çalışan AB vatandaşı personeli baskı, tehditle yıldırma formülünü buldular. (Bilindiği üzere Türkiye’nin Oruç Reis ve Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırma gemileri, Fatih, Yavuz ve Kanuni adı altında da 3 adet sondaj gemisi bulunuyor. Envantere dördüncü sondaj gemisini eklemek için de devletin ilgili tüm birimleri canla başla çalışılmakta.)
İddiaları, kendilerinin tek taraflı ilan edip kendilerine ait olduğunu iddia ettikleri Münhasır Ekonomik Bölgelerinde faaliyet gösteren bir gemide, “kendilerinden izin almadan çalışılması.”
Bu nedenle gemi personelini ve onların ailelerini AB Mahkemelerinde dava etmekle tehdit ederek, gemiden uzaklaştırmaya çalışıyorlar. AB ülkesi içindeki herhangi bir devletin herhangi bir mahkemesinin, KRY’nin ve Yunanistan’ın bu hukuk dışı iddiasını dikkate almaları-her ne kadar her konuda arka çıkıyorlarsa da- zayıf bir ihtimal.
Tüm bu olasılıkları hesaplayan Türkiye, bu tür saçma tehditleri sıfırlamak için, hemen kendisi bir dizi sofistike eğitimler organize ederek gerekli personeli yetiştirmeye başladı bile…
İkinci ve asıl olan engelleme daha sinsice: Fatih, Yavuz ve Kanuni sondaj gemisinin bakımı ve parça yenilenmesi için gereksinim duyulan bazı malzemeleri imal eden uluslararası firmaları, Türkiye’ye yedek parça satışı yaptıkları takdirde kendilerinden hiçbir malzeme alınmayacağı tehditi ile engelleme girişimi başlatmışlar ve engellemişler de…
Özellikle çok yüksek olan sondaj gemilerindeki sallantıyı ve salınmayı durduracak ve dengede tutacak sistemlerin alımının yapılacağı Japon firmasının söz konusu sistemi Türkiye’ye satmak istememesi, bu insanlık ve ahlak dışı engelleme girişimini ortaya çıkardı.
Buna karşılık Türkiye ne mi yaptı? Tabi ki kendi ihtiyacı olan tüm parçayı kendi üretme yoluna gitti. Savunma sanayimizi güçlendirme yönünde önemli bir motivasyon olan Batı, bu kez de yedek parça sanayimize çağ atlatıyor.
Zira bu hadsiz girişimlerden sonra Türkiye, araştırma ve sondaj platformlarının ileri teknoloji parçalan konusunda hemen millileştirilme çalışmalarını başlattı ve alternatif üreticilerden benzer ürünler alarak sondaj gemilerinin bakım, geliştirme ve güncelleme çalışmalarını tamamladı bile…
Sözün özü; “Kötü komşu ev sahibi yaparmış” atasözündeki kötü komşuya teşekkür etmek gerekecek sanki…
Prof. Dr. (İnş Müh), Doç.Dr. (Ulus İliş) Ata ATUN
Akademisyen, Kıbrıs İlim Üniversitesi
KKTC III. Cumhurbaşkanı Politik Danışmanı
26 Mar 2024 0
18 Mar 2024 0
17 Oca 2024 0
08 Oca 2024 0
AK Parti İzmit İlçe Başkanı Halil Güngör Dokuzlar, Milli İrade Meydanını eleştiren İYİ Parti İzmit İlçe Başkanı Halim Tamyüksel’e cevap […]
Ülkenin çökmüş sendikacılığının içinden doğan ve kurtarıcı gözüyle bakılan sendikası Hürriyetçi Eğitim Sen ülkenin kanayan yaralarına merhem olmaya devam ederken […]
İnegöl’de çok daha riskli bölgeler öylece dururken, Devlet Hastanesi karşısındaki merkezi bölgedeki konutların bulunduğu alanın apar topar kentsel dönüşüm uygulama […]
15 Haziran 1928’de Atatürk ile görüşen Gerard Vissering’in uzun çalışmalar sonucunda hazırladığı rapor ve tüzük yüz yıla yakın bir zaman […]
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, inşaat çalışmaları tamamen duran Ali Osman Sönmez Çekirge Devlet Hastanesi sorununu Meclis gündemine taşıdı. […]
Ağustos’taki Vatan Hilmi Özden Ağustos ayı; şanlı tarihimize zaferler ayı olarak geçmiştir. Müslüman Türk Milleti 26 Ağustos 1071 yılında Malazgirt […]
TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, Türkiye’de sağlık politikalarındaki geri adımları ve yanlış kararları […]
Sabit ve dar gelirli vatandaşlar için TOKİ aracılığı ile uygun ödeme koşullarıyla yapılacağı sözü verilen 100 bin konutluk projedeki binlerce […]
Niyet başka akıbet başka! Prof. Dr. Ata Atun Yunanları ve Rumları, aile yapıları, kültürleri, inanışları, eğitimleri, mizahları, kafa yapıları, […]
“Barış için genel af şart” Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı gazeteci Hüseyin Alpay, Türkiye’deki cezaevlerinin toplam kapasitesinin 250 […]