Latest update 18 Eylül 2024 - 10:15
09 Şub 2024 Konuk Yazar Konuk Yazar, Köşe Yazarları, Manşet, Sürmanşet 0
Kral Charles ve İngiltere Sağlık Sistemi
Yrd. Doç. Dr. Yurdagül Atun
Fransız Le Monde gazetesi, İngiltere Kralı Charles’ın hastalığını haberleştirmiş. Haber her ülkede aynı anda çıktığı için biz de öğrendik. Allah şifa versin, geç gelen krallığının sefasını sürsün de, burada benim yazacağım kralın hastalığı değil, Le Monde’un İngiltere sağlık sistemiyle ilgili ifadeleri. Hastalığı haberleştiren AFP’nin Londra muhabiri Cécile Ducourtieuxşunları söylüyor:
“Buckingham Sarayı açısından benzeri görülmemiş bir şeffaflık gösterisi olan kralın kanserinin açığa çıkması, Birleşik Krallık’ta kanser tedavisine ilişkin tartışmanın yenilenmesi riskini de taşıyor. Teşhislerin çoğunlukla çok geç konulması nedeniyle ülke, kanserde hayatta kalma oranları açısından Batı ülkeleri arasında en kötü sıralarda yer alıyor. İngilizler, sayıları yeterli olmayan (1000 kişi başına 2,8 civarında) pratisyen hekimlerden randevu almakta giderek zorlanıyorlar. Buckingham Sarayı’na göre, Kral III. Charles en iyi tedavilere erişebilecek ve bu tedaviler 5 Şubat Pazartesi günü başlayacak. 7 milyondan fazla Britanyalı, halk sağlığı sistemi olan NHS’deki operasyonlar veya tedaviler için bekleme listesinde ve birçoğu da beklemede. Kemoterapiye erişmeden aylar önce.”
Geçtiğimiz günlerdeki İngiltere gezisinde duyduklarımızın tekrarı bu sözler. Londra’da bindiğimiz taksinin şoförü şunları söylüyordu: “Burada sakın hastalanmayın. Hastalanırsanız da acil servise gitmeyin. Yaptıkları, ağrı kesici verip göndermek. Biz artık önemli bir hastalık yoksa kendi tedavimizi kendimiz yapıyoruz. Sadece tahlilde önemli bir şey çıkarsa sizi arayıp hastaneye çağırıyorlar.”
Bununla ilgili çok haber yapmıştım. (Malum, İngiltere, KKTC’dekinden daha fazla Kıbrıs Türkünün yaşadığı yer. 300 bini aşkın Kıbrıs Türkünün İngiltere’de yaşadığı söyleniyor.) Kral Charles’ın hastalığıyla altının çizildiği konu aslında İngiltere’de de sıkça gündem olan bir konu. CNN’nin 23 Ocak 2023 tarihinde yayımladığı haberin başlığı “Britanya’nın bir ulusal hazine olan sağlık hizmeti neden çöküyor?
Haberde özetle şu ifadeler yer alıyor: “Manşetler Britanya Ulusal Sağlık Hizmetinin (NHS) ‘kırılma noktasında’ olduğu konusunda uyarıyor. Alarmlar tekrar tekrar çalıyor. Ancak mevcut kriz, uyarı zillerinin eskisinden daha yüksek sesle çalmasına neden oldu. 1989’dan beri NHS’de çalışan doktor Peter Neville, ‘Bu sefer farklı hissediyorum. Hiç bu kadar kötü olmamıştı.’ diyor. Yakın zamana kadar düşünülemez olan sahneler artık sıradan hale geldi. Hastaneler kapasitenin üzerinde çalışıyor. Pek çok hasta koğuşlarda değil, ambulansların arkasında, koridorlarda, bekleme odalarında ve dolaplarda tedavi görüyor ya da hiç tedavi görmüyor. Liverpool’daki bir hastanede çalışan bir NHS çalışanı CNN’e ‘Burası bir savaş bölgesi gibi’ dedi. Bu hikayeler verilerle doğrulanıyor. Aralık ayında İngiltere’de 54.000 kişi acil hastaneye kabul için 12 saatten fazla beklemek zorunda kaldı. Felç veya kalp krizi gibi ‘kategori 2’ bir duruma müdahale etmek için ambulansın ortalama bekleme süresi 90 dakikayı aştı. (Hedef 18 dakikadır.) 30 Aralık’ta sona eren haftada 5 yıllık ortalamaya göre 1.474 (%20 fazla) ölüm yaşandı. İngiltere’deki NHS kuruluşlarını temsil eden NHS Konfederasyonu’nun genel müdürü, geçen ay bir ambulans saldırısının arifesinde hükümete bir mektup yazarak NHS liderlerinin o gün “hasta güvenliğini garanti edemeyecekleri” yönündeki endişeleri konusunda uyardı. Buna cevaben bir hükümet sağlık bakanı halka ‘riskli faaliyetlerden’ kaçınmaları tavsiyesinde bulundu.”
Burada müsaadenizle, Türkiye’nin son yıllarda hızla gelişen sağlık turizmi potansiyeliyle dünyanın en çok tercih edilen ülkeleri arasında üst sıralara yükseldiğini hatırlatacağım.
Yaş mevzuuna girmeyeceksek, sigortalıların sadece sigorta hastanelerinden hizmet alabildiği, bunun için de sabah ezanı hastanede kuyruğa girdiği zamanları bildiğimi de söyleyebilirim. Şükür ki, Türkiye’nin 2003 yılında “Sağlıkta Dönüşüm Programı” adı verilen çok iddialı bir reform programına tabi tutulmasının ardından sağlık hizmetlerine erişim kolaylaştı, bekleme eziyeti kalktı, parası, sosyal güvencesi olsun olmasın tüm vatandaşlar tedavi olabilme imkanına kavuştu, hastanede rehin kalma devri sonlandı. Bu hizmetler sadece Türk vatandaşlarıyla da sınırlı kalmadı. Türkiye, hızlı ve etkili sağlık hizmetleri, yüksek nitelikli sağlık personeli, dünya standartlarındaki teknolojik/tıbbi donanımı ile sağlık turizminde en çok tercih edilen ülkelerden biri oldu. Sağlık turizminin bir alt başlığı olan medikal turizmin geldiği noktayı da siz zaten yolda/otelde rastladığınız başı bantlı, yüzü sargılı turistlerden değerlendirebiliyorsunuzdur.
Sezar’ın hakkı Sezar’a derler ya, siyaseti bir tarafa bırakalım ve Türkiye’de yapılan güzel şeyleri takdir edelim, her fırsatta Türkiye’yi yerden yere vuran Batı basınının da Türkiye’deki sağlık reformlarının, “reform geçiren orta gelirli ülkeler arasında en başarılılardan olduğu” noktasında birleştiğini bilelim.
AK Parti İzmit İlçe Başkanı Halil Güngör Dokuzlar, Milli İrade Meydanını eleştiren İYİ Parti İzmit İlçe Başkanı Halim Tamyüksel’e cevap […]
Ülkenin çökmüş sendikacılığının içinden doğan ve kurtarıcı gözüyle bakılan sendikası Hürriyetçi Eğitim Sen ülkenin kanayan yaralarına merhem olmaya devam ederken […]
İnegöl’de çok daha riskli bölgeler öylece dururken, Devlet Hastanesi karşısındaki merkezi bölgedeki konutların bulunduğu alanın apar topar kentsel dönüşüm uygulama […]
15 Haziran 1928’de Atatürk ile görüşen Gerard Vissering’in uzun çalışmalar sonucunda hazırladığı rapor ve tüzük yüz yıla yakın bir zaman […]
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, inşaat çalışmaları tamamen duran Ali Osman Sönmez Çekirge Devlet Hastanesi sorununu Meclis gündemine taşıdı. […]
Ağustos’taki Vatan Hilmi Özden Ağustos ayı; şanlı tarihimize zaferler ayı olarak geçmiştir. Müslüman Türk Milleti 26 Ağustos 1071 yılında Malazgirt […]
TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, Türkiye’de sağlık politikalarındaki geri adımları ve yanlış kararları […]
Sabit ve dar gelirli vatandaşlar için TOKİ aracılığı ile uygun ödeme koşullarıyla yapılacağı sözü verilen 100 bin konutluk projedeki binlerce […]
Niyet başka akıbet başka! Prof. Dr. Ata Atun Yunanları ve Rumları, aile yapıları, kültürleri, inanışları, eğitimleri, mizahları, kafa yapıları, […]
“Barış için genel af şart” Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı gazeteci Hüseyin Alpay, Türkiye’deki cezaevlerinin toplam kapasitesinin 250 […]