Latest update 19 Mayıs 2024 - 15:45
12 Ara 2023 Konuk Yazar Konuk Yazar, Köşe Yazarları, Sürmanşet 0
Kendini sevmek ile bencillik, egoizm, narsizm veya megalomani arasında çok derin uçurumlar var.
Burada dengeyi iyi korumak gerekiyor;
Aksi halde,
Kantarın topuzu kaçtığında, zararı yine kişinin kendi varlığında kök salıyor.
İşte tam burada çok severek takip ettiğim Hakan Mengüç’den bir alıntı yapmak istiyorum:
Kendini sevmek, kendine zaman ayırmak, kendine değer vermek, ihtiyaçlarını önemsemek, “bencillik” etmek demek değildir.
Bencillik, paylaşmamaktır.
Kendinde olanı, sadece kendine saklamaktır.
Neşeni, coşkunu, iyiliğini, bonkörlüğünü, hoşsohbetini, bilgini, zamanını, enerjini kimsenin yararına kullanmamak, stoklamak ve çürümeye bırakmaktır.
Diğer bir deyişle enerjiyi istiflemektir.
Oysa istiflemek, yoksunluk bilinci ile ilgilidir.
Kileri ağzına kadar bakliyatla doldurup, sonra bu bakliyatı kurtlanmaya bırakmaktır.
Ne kendinin, ne de başkasının karnını doyuramadığın değerli bir mahsule hamallık etmektir; ziyan etmektir.
Çok sevdiğim bir Kızılderili hikayesi vardır…
Lütfen masallara, hikayelere, mitolojik anlatımlara kulak verin,
Bir adım geriye atarak,
Sadece sözlü anlatım ile nakledilenler yerine,
Her birinin içeriğindeki kadim öğretiyi, dersi ve mesajı çözmeye çalışın…
Emin olun,
Bunların hiçbirinin sırf eğlenceli zaman geçirmek için ortaya atılan lakırtılar olmadığını keşfedeceksiniz.
Nasrettin Hoca – Keloğlan masallarından yaratılış destanlarına,
Mitolojik efsanelerden, kutsal kitap öğretilerine kadar tüm metinlerde anlatılan hikayelerin alt satırlarına gizlenmiş evrensel ahlaki öneriler mevcuttur.
Rivayet olur ki,
Yaşlı bir Kızılderili reisi torunuyla birlikte çadırının önünde otururken az ileride iki kurt köpeği kavgaya tutuşur.
Bir köpek kar gibi bembeyaz iken,
Diğeri gecenin karanlığı kadar siyahtır…
Gerçi çocuk kendini bildi bileli bu iki köpek her daim hırlaşıp, boğuşup dururmuş.
Her şeye rağmen Kızılderili reisi bu iki köpeği hep yakınında tutar, daima gözünün önünde olmalarını istermiş.
Çocuk ise neden iki köpeğe ihtiyaç olduğunu sorgular,
Ve,
Neden birinin siyah iken, diğerinin beyaz olduğunu merak edermiş.
Bir gün dedesine kafasındaki henüz cevaplanmamış sorularını sorar…
Yaşlı reis, bilgece bir gülümsemeyle torununun sırtını sıvazlayarak “Onlar benim için iki simgedir evlat” der ve ekler:
Siyah be beyaz kurt iyilik ile kötülüğün simgesidir.
Aynen şu gördüğün köpekler gibi, iyilik ve kötülük içimizde sürekli mücadele eder durur.
Onları seyrettikçe ben hep bunu düşünürüm.
Onun için her daim yanımda tutarım onları….
Öyle ya,
O halde ortada bir mücadele varsa, kazananı da olmalıdır!!!
Bunun üzerine küçük çocuk hemen aklına gelen ilk soruyu yöneltir:
“Peki, sence hangisi kazanır bu mücadeleyi?”
Bilge reis, derin bir gülümsemeyle torununa bakar,
Ve,
“Ben hangisini daha iyi beslersem o kazanır evlat” der.
Bizler ne düşünüyorsak O’ yuz…
Hepimiz kendi düşüncelerimizle ortaya çıkıyoruz,
Ve,
Düşüncelerimizle yarattığımız bir dünyanın içinde yaşıyoruz.
İyi tek başına yoktur.
Kötü de tek başına yoktur.
Bir şey sadece iyi olamaz, sadece kötü de olamaz.
Aynı anda hem iyi hem kötüdür.
Aynı anda hepsidir ve birdir.
Olana nereden baktığındır fark yaratan…
Sonucu değiştiren ise,
Olanı ne şekilde kabullenip benimsediğindir…
Sen “Paramı kaybettiğim için battım” der ve kendi kendine dövünürsünsün,
Hatta belki de hayata küsersin…
Öteki “Paramı kaybettiğim için kazanmayı öğrendim” der ve aldığı ders ile bir sonraki adımını daha sağlam atar.
Sen “İyi bir ailem olmadığı için başaramadım” der ve başına gelenler için hep harici bir günah keçisi ararsın,
Öteki “İyi bir ailem olmadığı için başardım” der ve hayatı boyunca karşılaşacağı tüm engellerle mücadele etmeyi öğretir kendine…
Sen “Hep sırtımdan vurulduğum için kimseye güvenmiyorum” der ve karşına çıkan herkesi, ama herkesi peşinen suçlu ilan edersin,
Öteki “Hep sırtımdan vurulduğum için kime güvenileceğini öğrendim” der ve herkese hakettiği kadar değer verme konusunda ustalaşır…
Başımıza gelen her şey durumdur, sonuç değil…
Sonucu belirleyen şey ise durumu ne şekilde ve nasıl algılayıp benimsemeyi tercih ettiğimizdir!!!
“Nankör” kelimesi “nan” ve “kör” kelimelerinin bileşiminden türemiş…
Farsçada “görmeyen” anlamındaki “kūr” dilimize “kör” olarak geçmiş. Diğer kelime ise bulmacalarda çokça çıkan “nān”… O da “ekmek” sözcüğünün Farsçası. Yani “nankör” aslında “ekmek görmeyen”, “nimet nedir bilmeyen” anlamına geliyor. |
Konuk Yazar: Dr. Cüneyt Yardımcı
Gergerlioğlu’dan Kırım Tatar ve Çerkes Halklarının Sürgünlerinin Yıl Dönümünde mesaj: Kırım Tatarı ve Çerkes Halklarının Sürgünlerinin Yıl Dönümünde Acıyı Bugün […]
Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı Hüseyin Alpay, çiftçilerin borçlarının son 20 yılda 122 kat arttığını, 2023 yılında kapanan […]
Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, esnafın yaşadığı kredi sorunu hakkında basın açıklaması yaptı. Yeşiltaş, “Kamuda tasarruf yapmaya, […]
Esnafın sorunlarını masaya yatırdılar… İESOB Başkanı Yalçın Ata, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’a tebrik ziyaretinde bulundu. İESOB yönetim, […]
Bağdat Pazarlama Ticaret Limited Şirketi ve Deva Baharatları Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin alıcılarının yeniden satış fiyatlarını tespit etmek […]
Dr. Vecdet Öz; Buradan iktidara sesleniyorum; Şunu asla unutmayın, devlet şikayet makamı değil icraat makamıdır.! Genel Başkan Vecdet Öz Ayhan […]
Kanko, Türkiye’de Her Yıl Binlerce Çocuk Kayboluyor! Çocuklarımızı çalan bu karanlık eller neden durdurulamıyor? CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip […]
Kocaeli Şehir Tiyatroları’nın sahnelediği “Yaşamak mı Yoksa Ölmek mi” isimli oyunu 26. Yapı Kredi Afife Tiyatro Ödülleri’ne 7 dalda aday […]
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Karşıyaka İlçe örgütü, 13 yaşındaki kız çocuğuna yapılan cinsel istismarı Karşıyaka Adliye binası önünde protesto ederek […]
Sakarya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Sezai Matur ve yönetim kurulu üyeleri, 31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerde Erenler Belediye Başkanlığına seçilen […]