Karamollaoğlu, Millet İttifakı’yla ilgili “Bu ittifak bitti mi? Elbette bitti. Çünkü hükmünün icra edilmesi mümkün değil… Bizim şu anda ittifak değil, birbirimiz ile olan münasebetlerimizi medeni bir şekilde devam ettirme gayreti içinde olmamız icap eder. Ülkeye de barışı, huzuru getirecek olan da bu anlayıştır diye düşünüyorum” diye değerlendirdi.
“Münasebetlerimizi medeni bir şekilde devam ettirme gayreti içinde olmamız icap eder”
Karamollaoğlu şu ifadeleri kullandı:
“Ben Sayın Akşener’in cümlelerini yorumlama yetkisine sahip değilim. Sayın Akşener’i kongreden sonra da aradım. Tebrik ettim… Şunu bilelim, ittifak dönemi bitti. İttifak, iktidara gelip, bugünkü sistemi değiştirmek için yapılmıştı. Biz, altı sene önce de ittifak yaptık. Ne için? Referandumda millet bu yeni sisteme hayır desin diye…
Bu ittifak bitti mi? Elbette bitti. Çünkü hükmünün icra edilmesi mümkün değil. Peki bunun yanında bir şey var mı? Benim söylediğim şu; biz, hem Altılı Masa’da bulunan siyasi partiler olarak dirsek temasımızı devam ettiririz. Birbirimiz ile görüşürüz. Çünkü 9 ay sonra yerel seçimler var. Mahalli seçimlerde ittifak olmaz. Mahalli seçimlerde anlaşmalar yapılabilir. Geçmiş seferde yapıldığı gibi şimdi de yapılabilir. O halde bizim şu anda ittifak değil, birbirimiz ile olan münasebetlerimizi medeni bir şekilde devam ettirme gayreti içinde olmamız icap eder. Ülkeye de barışı, huzuru getirecek olan da bu anlayıştır diye düşünüyorum.”
“Gelecek Partisi ile kurulmasının daha kolay olacağı kanaatine vardık”
Saadet Partisi ile Gelecek Partisi’nin birlikte kurması beklenen yeni gruba dair konuşan Karamollaoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“ CHP listelerinden, siyasi partiler olarak bir miktar milletvekili çıkardık. Bizim 10 milletvekilimiz var, Gelecek Partisi’nin 10 milletvekili var. DEVA’nın 15 milletvekili var. Aynı zamanda Demokrat Parti’den giren arkadaşların da 3 tane milletvekili var. Benim söylediğim, ‘Birbirimiz ile çekişmemize ihtiyacımız yok. Gelin, birlikte grup kuralım’… Grup kurarsak, sözümüz işitilir, grubunuz yoksa bağımsız milletvekilleriniz var. Bağımsız milletvekilleri olarak da Meclis’te söz alabilmek de kolay bir iş değil.
Yaptığımız girişimler, beklediğimiz neticeleri doğurmadı. Sayın Babacan meselelere biraz farklı yaklaşıyor. DEVA Partisi de farklı yaklaşıyor. Bundan dolayı ‘Bu şekilde bir ittifak formülüne biz, itibar etmiyoruz’ dediler. Bizim, teşkilatlar ile yaptığımız görüşmelerde genelde Gelecek Partisi ile böyle bir ittifakın yapılmasına çok sıcak yaklaşıldığını gördük. Yani, tabandan da Türkiye sathında da…
Biz böyle bir ittifakın Gelecek Partisi ile kurulmasının daha kolay olacağı kanaatine vardık. Ben bu fikirlerimi de arkadaşlarımıza da ilettim. Gelecek’te bizim söylediğimiz formül kıl payı ile. Henüz bir karara varılmadı. Ümit ediyorum ki çok gecikmeden bir karara varırız. Böylece Meclis’te bir grubumuz olur.”
“Ülkenin sorunları Milli Görüş çizgisindeki bir anlayışla kökten çözülebileceğine inanıyorum”
Türkiye’nin ciddi sorunlarının olduğunu ve bu sorunların Milli Görüş prensiplerine göre çözülebileceğini vurgulayan Karamollaoğlu, şu ifadeleri kullandı:
“Ülkenin problemlerinin mutlaka Milli Görüş çizgisindeki bir anlayışla kökten çözülebileceğine inanıyorum. Ve burada biz ısrarlıyız ve kararlıyız. Bizim dışımızda farklı anlayışlar var ve dünya çok farklı bir noktaya doğru gidiyor. Bu istikamet ‘cebinde parası olanların yanında yer alamazsak problemleri çözemeyiz’ kanaati taşıyor. Biz de diyoruz ki tam tersi: biz onlarla beraber olursak onlar bizi de sömürürler, kurtuluşumuz mümkün olmaz. Bundan dolayıdır ki israf kalkacak, yolsuzluk kalkacak. Bu ülkede yolsuzluğun ne kadar olduğunu bilemiyoruz. 100 milyarlardan bahsediyor. Üçüncüsü de yanlış yatırımlar kalkacak. Üretime dönük olmayan, Türkiye’yi zenginleştirmeyen, büyük istihdam ve ithalat ikamesi sağlayamayan ve Irak’a ihracat potansiyeli olmayan hiçbir konuya girmeyelim. Kılıçdaroğlu ile de anlaşmıştık. Türkiye’yi dokuz bölgeye ayırıp teknoloji merkezleri kurulsun istedik. Teknoloji merkezlerinde üç grup var: Bir devletler, iki üniversite var, üç özel sektör var. Devlet finansman sağlayacak, üniversiteler teknoloji üretecek, sanayi bunu tatbikata koyacak. Biz bunu sağlayalım beş-on senenin içinde sadece bölgemizin değil, Avrupa’nın en önemli sanayileşmiş ülkesi haline geliriz.”