Latest update 27 Temmuz 2024 - 00:13
29 Oca 2023 admin Manşet, Politika, Sürmanşet 0
Gelecek Partisi ‘Çevre ve İklim Değişikliği Gelecek Eylem Modelini’ Cumhuriyetimizin 100. Yılında 100 Çevre ve İklim Politikası ile Hizmete Hazırız’ vurgusuyla yayımladı. Eylem planında çevre eğitim seferberliğinden,nimet ve külfetlerin adil paylaşımına,iklim değişikliğinden su yönetimine, sürdürülebilir kalkınmaya kadar hemen her konuda önemli politikalar var, sloganıyla açıklamalarda bulundu.
Gelecek Partisi Çevre Şehircilik ve İklim Politikaları İzleme Kurulu Başkanı Meryem Türktekin öncülüğünde hazırlanan Eylem Planı’na göre, kamu politikalarının tamamı çevre ve iklim değişikliği ile uyumlu hale getirilecek. Her eve doğalgaz kurulum desteği verilecek. Her köye bir ziraat mühendisi atanacak. Maden ocakları gibi tehlikeli işyerlerinin çevre mühendisleri tarafından sürekli denetimi sağlanacak.Konutlarda kendi elektriğini üretmek isteyen kişilere faizsiz kredi desteği sağlanacak.Tüm il ve ilçelerde ‘Gelecek Ormanları’ kurulacak, her yıl partiye katılan üye sayısı kadar ağaç dikimi yapılarak ülkenin dört bir yanında orman alanları artırılacak.
Gelecek Partisi, şehirlerin betonlaşmasının önüne geçecek. Yeni yerleşim yerlerinde cadde ve sokaklarda güneş enerjili aydınlatma direklerinin kullanımından, tüm konut ve iş-yerlerinde sen sörlü musluk kullanımına geçilmesine kadar pek çok alanda düzenlemeler getirecek.Bisiklet yollarını ve park alanlarını yaygınlaştırarak toplumda bisiklet kullanımını yaşam tarzı haline getirecek.
ANLIK MÜDAHALE EKİPLERİ KURULACAK
Gelecek Partisi, çevre sorunlarına duyarlılık getirecek. Çevre sorunları geciktirilmeyecek, ötelenmeyecek. Çevre sorunlarına derhal müdahale edilebilmesini sağlamak içinŞehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı tüm il müdürlüklerinde ‘Anlık Müdahale Ekibi’ kurulacak. İl Emniyet Müdürlükleri’nde ‘Çevre Büro Amirlikleri’ kurulacak. ‘Çevre İhtisas Mahkemeleri’kurulacak.
ÇAMURDAN ENERJİ ÜRETİLECEK
Su tasarrufu Gelecek Partisi’nin öncelikleri arasında yer alıyor. Tüm şehirler şebeke suları ileri filtrasyon sistemleri ile arıtılacak. Temel insan hakkı olan suyun vatandaşlara en güvenli/en kaliteli/en ucuz şekilde ulaşması sağlanacak. Atıksu arıtma tesislerinin tüm yerleşim yerlerinde yapılması sağlanacak. Atıksu arıtma çamurlarından enerji üretilecek.
ÇEVRE -EKONOMİ DENGESİ KURULACAK
Kentsel model ve uygulamalardan ekim/dikim alanlarına kadar, her alanda çevresel ve iklimsel koşullara uygun kurallar getirilecektir.Şehirler yerel ekonomisi güçlü, rekabet gücü yüksek ancak doğal ve kültürel mirasına sahip çıkan, modern ile gelenekselin uyum halinde olduğu, teknolojik gelişmelerin ve ekolojik yapının dengeli şekilde bir arada olduğu bir yapıya kavuşturulacaktır.
ÇED RAPORLARINA HALKIN DOĞRUDAN ETKİSİ SAĞLANACAK
Yapılacak yatırımlara uygun alanlar önceden belirlenecektir!Stratejik Çevre Etkisel Değerlendirmesi (ÇED)’nin sektörel bazda uygulanması ve verilen taahhütlerin denetlenmesi sağlanacaktır. ÇED süreçlerinde yapılan halkın katılımı toplantılarından çıkan sonuçların ÇED kararlarına doğrudan etkisini sağlayacak düzenlemeler getirilecektir. ÇED raporlarına sıkı denetim getirilecek.
İKLİME ADAPTE OLABİLEN BİTKİ VE HAYVAN IRKLARI GELİŞTİRİLECEK
Gıdanın sürdürülebilirliği konusundaki uğraş ve etkinlikler çevresel bir anlayışla yeniden planlanacak. Köylere ziraat mühendisleri ve veteriner hekimler atanaraktarımsal ve hayvansal üretim faaliyetleri ekosisteme zarar vermeyecek şekilde geliştirilecek. Tarım arazilerinin korunması, mera ve çayır alanlarının ıslahı sağlanacak. Çiftçilere ürünrotasyonu uygulaması çevre ve iklim koşullarına göre doğalüretim yapması, iklime adapte olabilen bitki ve hayvan ırklarını geliştirmesi yönünde teşvik ve destekler verilecek,arz-talep miktarı dengelenecektir.
HAVAİ FİŞEK GÖSTERİLERİ YASAKLANACAK
Gelecek Partisi, gürültü,görüntü ve hava kirliliğini de önleyecek önemli önlemler alıyor. Eylem planına göre, düğünlerde ve kutlamalarda havaya kimyasal parçacıklar yayılmasına neden olan havai fişek gösterilerine izin verilmeyecek. Biyolojik atıkların çıktıları üretime dönüştürülecek. Türkiye’nin başına bela olan Avrupa’dan ithal edilen çöplere son verilecek. Tek kullanımlık plastik ürünlerin imalatına ve satışına izin verilmeyecek.Plastik atık ithalatınatamamen son verilecek.
MİLLİ PARK ALANLARI ARTIRILACAK
Sit alanlarını koruma ve kullanma koşulları yeniden belirlenerek bu alanlarla ilgili etkin koruma kuralları ve sıkı denetim mekanizmaları getirilecek. Milli park alanlarımız artırılacak. Koruma alanlarının tanıtımından sorumlu Alan Başkanlıklarının yetkileri yeniden düzenlenecek.
ORMAN YAKMA VATANA İHANET KABUL EDİLECEK
Kasten orman yakma suçu, vatana ihanet suçu kabul edilecek ve cezası ortaya çıkan zararın büyüklüğüne göre müebbet hapis ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olarak düzenlenecek.
BARINAKLAR ÖLÜM KAMPI OLMAYACAK
Sahipli, sahipsiz bütün hayvanlara zarar verenlerin cezalandırılması için yasal düzenlemeler yapılmasına gidileceği belirtilen eylem planında, “Barınaklar ölüm kampı olmamalıdır” denildi.
ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI AYRILACAK
Gelecek Partisi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın şehircilikten ayrılarak iki ayrı bakanlık olarak yapılandırılmasını öngörürken, İklim Değişikliği Kanunu ile Su Kanunu’nu ivedilikle çıkartmayı düşünüyor.
‘ÇEVRESEL ADALETİ GERÇEKLEŞTİRECEĞİZ’
Gelecek Partisi Çevre ve İklim Politikaları Başkanı Av. Meryem Türktekin, çevre ve iklim sorunlarının sınır tanımadığını ve ülke ayrımı da yapmadığını söyledi. “Mümkün olabilen en kısa süre içinde ekolojik bir toplum oluşturacağız, herkes için sağlıklı ve dengeli bir çevre inşa edeceğiz” diyen Türktekin,“Bunu toplumda nimet ve külfetlerde sağladığımız eşitlik ve oluşturduğumuz çevre bilinci ile başaracağız! Aziz milletimizin ruhunda ezelden var olan ‘o eşsiz dayanışma ruhunu’ yeniden uyandırarak başaracağız! Çevresel adalet hayalimizi halkımızla birlikte gerçekleştireceğiz!” dedi.
Gelecek Partisi’nin Çevre ve İklim Değişikliği Politikaları şöyle:
ÇEVRE VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ POLİTİKALARIMIZ
Günümüzde çevre ve iklim değişikliği sorunları ‘Dünya’ gezegeninin geleceğini tehdit eder hale gelmiştir. Dünyada, başta iklim değişikliği olmak üzere, ozon tabakasının incelmesi, kuraklık, ormansızlaşma, çölleşme, biyolojik çeşitliliğin kaybolması gibi sorunlar şu an küresel çevre sorunlarına dönüşmüş konulardır. Ülkemizde de çevre ve iklim kaynaklı sorunlar kuvvetli bir şekildeyaşanmaktadır,çevre sorunlarımızın listesi bir hayli kabarıktır; su kaynaklarının azalması, kuraklık, çölleşme, denizlerin yükselmesi, ormansızlaşma, heyelanlar, su-toprak-hava kirliliği, atık sorunu, biyolojik çeşitliliğin azalması, denizlerdeki müsilaj sorunugibi birçok önemli çevresel sorunumuz vardır.
Ancak ülkemizde de etkileri gittikçe artan iklim değişikliği sorunu, özellikle son on- on beş yıl içinde sebep olduğu felaketler nedeniyle dünyada binlerce kişinin yaşamını kaybetmesine, milyonlarca kişinin iklim şartları nedeniyle göç etmesine neden olmuş veküresel bir sorun olmaktan öteye geçerek küresel bir krize dönüşmüştür. Bu nedenle iklim krizi 2022/Kasım ayında Mısır’da yapılan COP27-İklim Zirvesi’nde doğru bir tespitle ‘İnsanlığın Hayatta Kalma Mücadelesi’ olarak tanımlanmıştır.
Ülkemiz göç yolları üzerinde olması ve iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek Akdeniz havzası içinde yer alması nedeniyleiklim krizinden en çok etkilenecek ülkeler arasındadır.Günümüzde iklim krizi nedeniyle büyük felaketlerin eşiğine gelinmiştir. Önlem alınmadığı taktirde muhtemelen bu yüzyılın sonuna kalmadan dünyada doğal yaşam büyük oranda sona erecek, pek çok canlı türü yok olacak ve milyonlarca insan yaşamını kaybedecektir.
Gecikmeksizin ekolojik bir toplum oluşturmak zorundayız!
Bunun için gerekli olan bilgi ve teknolojiye sahibiz. İhtiyacımız olan tek şey, bu konuda değişime kararlı bir toplum ve bu sorumluluğu üstlenecek siyasetçilerdir.
Biz Gelecek Partisi olarak bu sorumluluğu üstlenmeye hazırız. Tüm bu sorunları, güçlü, gerçekçi ve vizyoner bir siyasi iradeyle çözeceğimize inanıyoruz.
Bu kapsamda, çevre ve iklim politikalarımızın belirlenmesinde temel ilkelerimiz;ekolojik yaklaşım, sürdürülebilirlik, katılımcılık ve çevresel adalet düşüncemiz olmuştur. Yasal çerçevelerin belirlenmesinde ve uygulamaya geçirilmesinde de bu ilkeler temel referanslarımız olacaktır:
a)KAMU POLİTİKALARININ TAMAMINI ÇEVREYLE UYUMLU HALE GETİRECEĞİZ
BM 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinden 13 hedef doğrudan çevre ve iklim politikaları ile alakalıdır. Pek çok politika alanının uyguladığı politikaların çevre ve iklim sorunları üzerinde olumlu veya olumsuz sonuçları olduğundan tüm politika alanları çevre ve iklim politikaları ile entegre ve uyumlu olmak durumundadır:
b )KURUMSAL YENİLİKLER YAPACAĞIZ
Ülkemizde denetim, izlem ve gözlem mekanizmalarının yetersizliği,çevre yönetimi anlayışının benimsenmemiş olması ve kurumsal örgütlenmede doğru bir yapılanmaya ulaşılamamış olmasıbüyük bir sorundur:
c )SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR KALKINMA SAĞLAYACAĞIZ
Sürdürülebilir kalkınma yerine, doğayı ve doğanın insanlığa sunduğu hizmetleri yok sayan sadece büyüme odaklı bir kalkınmayı esas alan anlayış yaşamın sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir. Doğal yaşam çevreleri bir sektör değildir, bilakis her türlü iktisadi, sosyal, kültürel politikaların ve yatırımlarıntemel parametresidir.
Çevreyi kalkınmanın sadece kaynağı değil, aynı zamanda sınırı gören bir kalkınma sağlanacaktır:
d )İKLİM KRİZİNİ ‘İNSANLIĞIN KURTULUŞ MÜCADELESİ’ OLARAK GÖRECEĞİZ
Önümüzdeki yıllarda yapacağımız seçimlerin, insanlığın geleceği üzerinde yüzyıllar boyu sürecek sonuçları olacaktır. Zira bilim insanları küresel sıcaklığın 2025 yılına kadar 1.5 dereceye ulaşma ihtimalinin son yıllarda yüzde 20’den yüzde 40 çıktığını ifade etmekte, önlem alınmadığı takdirde bu yüzyılın sonuna kalmadan iklim krizinin dünya üzerinde görülmemiş yıkıcı sonuçları olacağını, milyonlarca insanın yaşamını kaybedeceğini ifade etmektedir. Tüm bilimsel verilerde bu tezi teyit etmektedir. Bu nedenle iklim kriziyle mücadele;insanlığın kurtuluş mücadelesidir. Küçük veya büyük olsun bu yönde yapılacak her şey tüm insanlığa hizmettir.
Bu konuda vakit kaybetmeksizin, sistemli ve bütüncül bir yaklaşımla, etkin politikalar ortaya konulması gerekmektedir:
e )GELECEK ORMANLARI OLUŞTURACAĞIZ
Ormanlar iklim kriziyle mücadelede anahtar role sahiptir. Karbon depolama, besin döngüsü, su ve hava temizleme, su temini, sel ve taşkınları önleme, kuraklık etkilerini azaltma, biyoçeşitliliği koruma gibi önemli ekolojik işlevleri vardırve en önemli yutak türüdür.
Diğer yandan bir orman on yıl içinde dört defadan fazla kuraklık veya yangın geçirdiğinde saf karbonadönüşebilmektedir. Ayrıca ağaçlar üzerine yapılan yeni bir çalışma,geniş çaplı yaşlı ağaçların, küçük çaplı ağaçlara göre, çok daha fazlakarbon depoladığınıortaya koymuştur. Keza bazı ağaçların daha az metan gazı ürettiği anlaşılmıştır.(Metan gazı ısı depoladığından aynı miktardaki karbondioksite göre iklimi daha fazla etkilemektedir.)
Dolayısıyla orman oranının yanı sıra, ormanlardaki ağaçların türü ve ormanların korunması da iklim krizi ile mücadelede büyük önem arz etmektedir. Bu nedenle, ormanların etkin şekilde korunmasını sağlayacak düzenlemeler yapılması ve hızlı bir şekilde hem orman alanlarımızın artırılmasıhem de ağaç türlerimizinfloraya uygun olacak şekilde yeni araştırmaların ortaya koyduğu sonuçlara göre artırılması gerekmektedir:
Türkiye kişi başı kullanılabilir su miktarı açısından su sıkıntısı yaşayan bir ülkedir ve on yıla kalmadan su fakiri ülkeler arasına girecektir. Ülkemizde tatlı su kaynaklarının yüzde 70’i tarımda, yüzde 22’si sanayide, yüzde 8’i evlerde kullanılmaktadır. Su kıtlığı yaşamamızın temel nedeni,kuraklık ve yağışların azlığından ziyade kullanım ve planlama hatalarından kaynaklanmaktadır.
Öte yandan Karadeniz, Güneydoğu ve Doğu Anadolu’daki bazı havzalar hariç su kaynaklarımızın hemen hepsi plansız sanayileşme, kentsel, tarımsal ve endüstriyel faaliyetler sebebiyle kirlenmiştir. Eskiden içme suyu temin edilen Ergene, Menderes, Sakarya,Kızılırmak ve Ceyhan gibi bazı nehirlerimizdeki kirlenme artık tahammül edilemez boyuta ulaşmıştır. Örneğin geçen ay Ceyhan nehrinde haftalarca ölü balık aktığı hususu kamuoyunun bilgisine yansımıştır. Bazı deniz ve göllerimizde de ağır şekilde müsilaj sorunu yaşanmaktadır:
İklim değişikliğinin olumsuzluklarından en fazla etkileneceğimiz sektörlerden biri tarım,bir diğeri de hayvancılıktır. Son yıllardaçevre kirliliği ve iklim krizi hayvancılık, tarımsal üretim ve gıda güvenliği gibi konulardaönemli sorunlara yol açmaya başlamıştır. Bu durum bir yandan insanların tüketim alışkanlıklarını değiştirmekte ve doğal ürünlere olan ilgiyi artırmakta diğer yandan üreticilerin üretimi artırmak için daha fazla kimyasal kullanmasına, suyun ve toprağın daha fazla kirlenmesine yol açmaktadır.
Bu nedenle tarımda suyun tasarruflu kullanımı, su kaynaklarının kirletilmeden kullanılması, tarım arazilerinin korunması, mera ve çayır alanlarının ıslahı, erozyonla mücadele, bitkisel ve hayvansal üretimde kuraklığa dayanıklı türlerin seçimi ve geliştirilmesi ile ilgili stratejilerin geliştirilmesi, toplumda bilinçli üretim ve tüketim alışkanlıklarının oluşturulması önem arz etmektedir.
Diğer yandan iklim krizi önümüzdeki onyıllar içinde küresel gıda krizlerine yol açacaktır. Bu durum doğal ürünler üreten ülkeler için büyük pazar alanlarının doğmasına neden olacak, sürdürülebilir ekonomik kalkınmayı sağlayabilecek ve yoksulluğu ortadan kaldırabilecek bir fırsat yaratacaktır.
Tüm bu nedenlerle, gıdanın sürdürülebilirliği konusundaki uğraş ve etkinliklerimiziçevresel bir anlayışla yeniden planlamamız; insan kaynaklarımızı doğru kullanarak tarımsal ve hayvansal üretim faaliyetlerimizi ekosisteme zarar vermeyecek şekildegeliştirmemiz gerekmektedir:
Çevresel yüksek risk taşıyan işletmelerde çevre mühendisleri bulundurulacaktır.Yol açtığı çevre kirliliği sorunlarıyla tarım ve mera alanlarımıza ve insan sağlığına zarar verme potansiyeli taşıyan işletmelerin sıkı şekilde denetim altına alınması gerekmektedir. Bakanlık kadrosunda istihdam edilecek çevre mühendisleri çevresel yüksek risk taşıyan işletmelerde açılacak Bakanlık Denetim Ofislerine ‘Çevre Denetim Müfettişleri’ olarak atanacaktır. Böylece hem iş bulamayan yetişmiş önemli bir kesime istihdam alanı yaratılacak hem de büyük çevre sorunlarına ve can kayıplarına yol açabilen iş kollarındaki işletmelerin yerinde ve sürekli olarak denetimisağlanacaktır.
Ayrıca bu veteriner hekimler ve ziraat mühendislerince yürütülecek eğitim ve denetim faaliyetleri vasıtasıyla;
Çiftçi ve besicilerimize çevreye zararlı kimyasal üretim prosesleri yerine mikroorganizma temelli üretim programları uygulamaları, en az su/ en az enerji/ve en sağlıklı gübre ile en fazla üretimi elde etme yöntemleri öğretilerek tarım arazilerinin korunması, mera ve çayır alanlarının ıslahı sağlanacaktır.
Çiftçi ve besicilerimize verilecek devlet destekleri ile iklim krizi nedeniyle ekstrem koşullara adapte olabilen bitki ve hayvan ırklarını biyoteknolojik yöntemlerle geliştirilmesisağlanacaktır.
Çiftçilerimizeçevresel ve iklimsel koşullara göre doğal üretim yapmasıve ürünrotasyonu uygulaması yönündeteşvikler verilecek, bu teşviklerin doğru kullanılması sağlanarak arz-talep miktarı dengelenecektir.
h )ŞEHİRLERİMİZDE YEŞİL DÖNÜŞÜM SAĞLAYACAĞIZ
Şehirler iş yaşamı, seyahat, ticaret, eğlence, kültürel etkinlikler, sosyal bütünleşme gibi toplumsal yaşamın tüm yönlerini kuşatan faaliyetleri kapsar. Bu bağlamda şehirlerimizde iklim değişikliğine uygun, çevrenin korunması çözümlerini içeren yeşil bir dönüşümün planlanması gerekmektedir:
i )ATIK SORUNUNU SONA ERDİRECEĞİZ
Ülkemizde atıklar ayrıştırılamadığı ve tam olarak toplanamadığı gibi, toplanabilen atıkların sadece yüzde 13’ü geri dönüşüm tesislerine gönderilebilmektedir. Türkiye kendi atıklarıyla baş edemezken yılda yaklaşık 15 milyon ton da Avrupa’dan atık ithal etmektedir.Gelişmiş ülkelerin bu ithalattaki amacı geri dönüşüm maliyetinden kaçınmak değildir. Zira bu ülkeler atıklarını çok daha ileri düzeyde teknolojik imkanlarla geri dönüştürme imkanına sahiptir, gayeleri bizim gibi çevreyle ilgili mevzuatı yetersiz olan ve denetim zafiyeti yaşanan ülkelere ticaret adı altında atıklarını göndererek çevrelerini zararlı atıklardan korumaktır. Bu konuda, Çin’in yaşadığı kötü tecrübeler göz önüne alınarak atık sorununa köklü çözümler getirilmesi gerekmektedir:
j )DÜNYANIN SAHİBİ DEĞİLİZ PAYDAŞIYIZ PAYLAŞMALIYIZ
Ülkemizdeyürürlükte olan hayvanların korunmasına dair 2004 yılında çıkarılan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu son derece yetersiz kalmaktadır. Her alanda olduğu gibi toplumumuzda, hayvanlara karşı işlenen şiddet olayları da artmaktadır. Güvenli bir yaşam sürmek her canlının hakkıdır ve hayvanların hepsi ‘can’dır. Dünyanın sahibi değiliz; paydaşıyız, paylaşmayı öğrenmeliyiz:
k)YILLARDIR YAPILAMAYAN YASALARI YAPACAĞIZ
Günümüzde çevre kirliliğine bağlı gelişen hastalıklar aşırı oranda artmıştır. Doğal çevre, endüstriyel ve sınai faaliyetler, kentlerin büyümesi, tarımda kullanılan aşırı kimyasallar, alt yapı sistemlerinin yeterli olmaması, atık sorunları gibi nedenlerle her geçen gün daha da kirlenmektedir. Bukirliliğe karşı çıkartılması gereken bazı yasalar halen çıkartılmamış olduğu gibi, çoğu mevzuat hükmü güncelliğini kaybetmiştir. Getirilen kurallar ve cezai müeyyideler ise, çok cüzi ve eksik kaldığı için önleyici olamamaktadır.
Oysaçevre hakkı insan hakkıdır ve anayasal düzeyde koruma altındadır. Üstelik çevre hakkının ihlali sınırlı sayıda kişiye değil, tüm insanlara ve canlılara zarar vermektedir. Dolayısıyla çevre suçlarının cezai müeyyidelerinin eylemin yol açtığı ve ilerde açabileceği zararla doğru orantılı olması gerekmektedir:
l )NİMET VE KÜLFETLERDE EŞİTLİK SAĞLAYACAĞIZ
Çevre kirliliğine ve doğanın tahribine yol açan nedenler hukuk devleti ve tüm canlıların doğal hakları temelinde anlaşılmalı ve ortadan kaldırılmalıdır. Halkımızın yaşam kalitesini artırmak ve gelecek nesiller için doğal kaynaklarımızı korumak amacıyla çevresel adaletin sağlanması gerektiğine inanıyoruz:
SONUÇ
İklim krizinin ve çevre sorunlarının çoğu insanlığın kendi eseridir. Çevre ve iklim sorunları sınır tanımamakta,gelişmiş/gelişmemiş/veya az gelişmiş ülke ayrımı yapmamaktadır.
İnsanların yüzyıllardır doğaya hükmetme çabasıortak evimiz dünyayı yok oluş riskiyle kaşı karşıya getirmiştir.Oysa insan ve doğa sürekli değişen ve gelişen yapılarıyla bir bütünün parçalarıdır. Hepimizin kaderi birbirine bağlıdır!
Bizler ortaya koyduğumuz bu politikalarla ve ilerde değişen çevre ve iklim koşullarına göre geliştireceğimiz yeni politikalarla,halkımıza ve tüm insanlığakarşı olan sorumluluğumuzu yerine getirmeye kararlıyız!
Mümkün olabilen en kısa süre içinde ekolojik bir toplum oluşturacağız, herkes için sağlıklı ve dengeli bir çevre inşa edeceğiz.
Bunu toplumda nimet ve külfetlerde sağladığımız eşitlik ve oluşturduğumuz çevrebilinciile başaracağız!
Aziz milletimizin ruhundaezelden varolan ‘o eşsiz dayanışma ruhunu’ yeniden uyandırarakbaşaracağız!
Çevresel adalet hayalimizi halkımızla birlikte gerçekleştireceğiz!
Atalarımızın‘Kurtuluş Mücadelesinde’ yazdığı destanlar gibi, bizde‘İnsanlığın Kurtuluş Mücadelesinde’destanlar yazacağız…
Yine, dünyayailham kaynağı olacağız..!
THY’nin İsmailağa Cemaati’ne Verdiği 17 Milyon Değerindeki Bedava Biletler Vatandaşın Cebinden Çıkıyor! CHP Kocaeli Milletvekili Mühip Kanko, Türkiye Büyük […]
Astronomiden farklı bir alan olan ‘Astroloji’, medya organlarında bazı astrologlar tarafından gülünç hale getiriliyor. Bu durum, astronomiye de zarar veriyor ve astronomlar bu duruma isyan ediyorlar. Televizyon programlarında […]
Kocaeli’nin Yuvacık Barajına giderek açıklamalarda bulunan DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, barajdaki su seviyesinin düştüğünü ve önlemlerin […]
Kocaeli Milletvekili Mühip Kanko’danKuzuyayla’daki Orman Katliamına Sert Tepki! Kocaeli’nin Kuzuyayla bölgesinde yaşanan orman katliamıyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi […]
Gergerlioğlu, “Uygur Türklerini satmanız karşılığında mı bu anlaşma yapıldı?” DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, AK PARTİ’li Yaşar Kırkpınar’a […]
Türkiye’nin yüzde 90’ı açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşıyor Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı Hüseyin Alpay, Türk-İş’in 2024 […]
Gemlik’te, hipermarket ve zincir yemek restoranlarıının bulunduğu yoğun bölgelerde dilencilik yapan yabancı uyruklu şahıslar, zabıta ve emniyet ekiplerini harekete geçirdi. Dilencilerin arama kaydı olan […]
Kocaeli/ Gebze Bölgesinde 86 değişik işletmede 2000’i aşkın konteyner şoförü çalışıyor. Bu işletmede işverenler, çalışan şoförlerin 4857 Sayılı İş Kanunu […]
“Açlık sınırının altındaki her maaş iktidarın ayıbıdır” Milliyetçi Sol Parti Genel Başkanı Hüseyin Alpay, “Açlık sınırının 19 bin lira olduğu […]
Sneijder’den Comanchero suç örgütü hakkında açıklama! “Kazanç sağlamadım, zarar ettim ve yanlış yatırım kurbanı oldum” “Türkiye’de milyon dolarlık darbe” haberi […]