Latest update 18 Eylül 2024 - 10:15
27 Şub 2024 Konuk Yazar Konuk Yazar, Köşe Yazarları, Manşet, Sürmanşet 0
Medya okuryazarlığı uzun zamandır üzerinde çalıştığım bir konu. Bir görselin üzerine amacınıza göre yazı yerleştirip, o görseldeki kişinin ağzından çıkmış gibi yayımladığınızda yapılan yorumlar, insanların hiçbir konu üzerinde kafa yormadıklarını, gerçekliğini sorgulamadıklarını, önlerine düşen her paylaşımı şartsız şurtsuz kabul ettiklerini gösteriyor.
Bir a4 kağıdında “Bu apartman filanca hocaya okutulacaktır. Daire başına şu kadar para düşmektedir. Bu meblağı …. tarihine kadar filancaya ödeyiniz.” yazıyor. Bu birkaç dakikada hazırlanan görseli binlerce kişi paylaşmış, altına da aklınıza gelen tüm hakaretler… Bunu asan başta olmak üzere bütün apartman sakinlerinin ne yobazlığı kalmış, ne aptallığı… Evet, bir aptallık var ama her önüne gelen haberi sorgulamadan kabul etme aptallığı…Bölünmüşler ‘biz veonlar’ diye… Cımbızlaçekilipöneçıkarılanlaflar, kimilerinden ‘aferin’, kimilerinden ‘yuh’lar…
Bir başka fotoğraf. (Öğrencilerime göstermek için telefonuma kaydettim.) Üzerinde, fotoğraftaki siyaset insanının ağzından çıkmış gibi üzerine monte edilen bir yazı: “Kız Kulesi de kapatılmalıdır. Boğazın orta yerinde kız başına ne işi olmaktadır, üstelik fener yakarak kime işaret vermektedir?” Kardeşim belli ki biri sizi fena trollüyor. Bu kadarına da inanacağınızı düşünmüyor, ben de bu denli idrak yoksunu olunacağını düşünemem ama görselin altındaki yorumlar?
Bir gazeteci olarak haberlerinaktarılmaşeklinin, haberiverenkaynağagöretaraflı olduğunu, yalan haberin yayılma hızının gerçek haberden yüzde 60 daha fazla olduğunu defalarca yazmışımdır. Bir haber ne kadar absürtse o kadar ilgi çeker, okunur, paylaşılır. Her ne kadargazetecivemuhabirlerdenkendikişiselgörüşlerini,aktardıklarıhaberlerindışındatutmalarıbeklesek de bunun yapıldığını görmeyiz.
Peki haber, bir olayın objektif bir şekilde topluma duyurulmasıysa, olmayan bir şey olmuş gösterilir mi? Gösterilir ancak bubirhaberdeğildir; gerçektedoğrugibigörünenbirfikirdir vedoğru değildir.
Bazıları dezenformasyonun, toplumsal hastalıkların nedeni olmanın yanında, ahlaki bir panik ya da bir semptom olduğunu düşünüyor. (Yakın zamanda yayınlanan bir makale, yanlış bilgiyi yayma ve koşulsuz inanmanın hem bir semptom hem de hastalık olabileceğini ortaya koydu.)
Peki yalan/yanlış habere sadece biz mi inanıyoruz?
Korkmayın, herkes inanıyor. Tüm dünya yani… Loughborough ÜniversitesiÇevrimiçiYurttaşlıkKültürüMerkezitarafından 2019’da gerçekleştirilenbiraraştırma, haberpaylaşanlarınyüzde 42,8’inin yanlışveyayalanhaberpaylaştığınıkabulettiğiniortayaçıkarmış. Yine araştırmalar, insanlarındeepfake’leri (sahteolaylarınyapayzekatarafındanoluşturulangörselleri) gerçekiçeriktenayırtetmektebaşarısızolduklarını ortaya koyuyor.
Öte yandan 2024’te dünyanüfusununyarısındanfazlasısandıkbaşınagiderken, dezenformasyonun artacağına dair ciddiuyarılaryapılıyor. DünyaEkonomikForumu, önümüzdekiikiyıliçindeyanlışbilgininenbüyüktoplumsaltehditolduğunuilan ediyor,büyükhaberkuruluşları, dezenformasyonundemokrasileriçindünyaçapındabenzerigörülmemişbirtehditoluşturduğukonusundauyarıyor.
Peki dezenformasyondan kendimizikorumakiçinyataklarımızınaltınasaklanmaktan başka ne yapabiliriz?
Öncelikle düşünebiliriz… Her ne kadar kendi ideolojilerimizi destekleyen her haber ve görseli sorgulamadan öpüp başımıza koysak da, saçma gelen bir paylaşımın doğrulunu “bu kadarı da olmaz” diyerek farklı kanallardan teyit edebiliriz. Hadi bunu da yapamadık diyelim, en azından bunu paylaşmaz, bununla ilgili yorum yapmayız.
Bilgilerimizinereden aldığımızadikkat edip, eleştirelbirzihniyetgeliştirir ve okuduklarımızaağırdozdaalaycılıklayaklaşırsak, haberin doğruolupolmadığınakararvermemiz kolaylaşır.
Bu noktada bakışaçımızşuolmalı: Bilgi kaynaklarımkim vebunlaragüvenilebilir mi? Hikayeyikimveyahangigruplarpaylaşıyor? Teknoloji kimin elinde, kimler istedikleri haberleri yayma gücüne sahip? Neden bazı yorumlara kısıtlama getirilirken, bazılarına getirilmiyor?
Burada önemli olan, hikayeyeeleştirelbirgözlebakmayabaşlamamızveonungerçekliğinisorgulamanız.Diğerbirfaydalıstrateji de haberlearamızda ‘mesafe’ yaratmak.
İnanın demokrasimiz, gücümüz ve akıl sağlığımız buna bağlı…
AK Parti İzmit İlçe Başkanı Halil Güngör Dokuzlar, Milli İrade Meydanını eleştiren İYİ Parti İzmit İlçe Başkanı Halim Tamyüksel’e cevap […]
Ülkenin çökmüş sendikacılığının içinden doğan ve kurtarıcı gözüyle bakılan sendikası Hürriyetçi Eğitim Sen ülkenin kanayan yaralarına merhem olmaya devam ederken […]
İnegöl’de çok daha riskli bölgeler öylece dururken, Devlet Hastanesi karşısındaki merkezi bölgedeki konutların bulunduğu alanın apar topar kentsel dönüşüm uygulama […]
15 Haziran 1928’de Atatürk ile görüşen Gerard Vissering’in uzun çalışmalar sonucunda hazırladığı rapor ve tüzük yüz yıla yakın bir zaman […]
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, inşaat çalışmaları tamamen duran Ali Osman Sönmez Çekirge Devlet Hastanesi sorununu Meclis gündemine taşıdı. […]
Ağustos’taki Vatan Hilmi Özden Ağustos ayı; şanlı tarihimize zaferler ayı olarak geçmiştir. Müslüman Türk Milleti 26 Ağustos 1071 yılında Malazgirt […]
TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, Türkiye’de sağlık politikalarındaki geri adımları ve yanlış kararları […]
Sabit ve dar gelirli vatandaşlar için TOKİ aracılığı ile uygun ödeme koşullarıyla yapılacağı sözü verilen 100 bin konutluk projedeki binlerce […]
Niyet başka akıbet başka! Prof. Dr. Ata Atun Yunanları ve Rumları, aile yapıları, kültürleri, inanışları, eğitimleri, mizahları, kafa yapıları, […]
“Barış için genel af şart” Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı gazeteci Hüseyin Alpay, Türkiye’deki cezaevlerinin toplam kapasitesinin 250 […]