Latest update 18 Eylül 2024 - 10:15
11 Ara 2023 Konuk Yazar Anlık, Konuk Yazar, Köşe Yazarları, Manşet, Sürmanşet 0
İlk olarak Diderot ‘un kırmızı sabahlığı satın alması ile başlayan ve domino etkisi ile birbirini tetikleyen tüketim çılgınlığına “Diderot Etkisi” yakıştırması kullanılıyor.
Fransız filozof Denis Diderot ‘un bizatihi deneyimleri,
Ve,
Akabinde özeleştiri niteliğinde kaleme aldığı bir yazı nedeniyle bu isim verilmiş.
Kimi zaman akıllı telefon, kimi zaman koltuk ya da bir ayakkabı…
Alışverişlerimizin çoğu,
İhtiyacımız olsun ya da olmasın bir sonraki satın alma eylemine giden yolu açıyor.
Modern çağın sorunlarından biri olarak görülen tüketim çılgınlığının bir boyutu da bir sonraki satın alma davranışını güdüleyen “Diderot Etkisi” ‘dir…
Paraya kıyıp yeni bir bilgisayar aldığınızı düşünün…
Yıllardır hayalini kurduğunuz o çok güzel, çok kaliteli ve bir o kadar da güçlü makine artık ellerinizde.
İşte tam bu aşamada…
Çevredeki her şeyi o muhteşem bilgisayara uygun hale getirmeye çalışıyorsunuz;
İşinizi görüp görmesine bakmaksızın yeni bir klavye ve fare,
Hatta yeni bir çalışma masası, hazır onu almışken belki bir de yeni bir sandalye…
Ne ilk ne de sonuncu kişi değilsiniz,
Hatta,
Tıpa tıp benzer bir durum büyük düşünür Diderot ’un başından da geçmiş vakt-i zamanında…
Geçmişteki birçok filozof ve bilim insanı gibi, Diderot ’un da yolu maddi sıkıntılar çekmekten geçiyor.
Ancak,
Kendisinin bu konuyu pek kafaya taktığı söylenemez.
Ta ki kızı evleneceğini söyleyene kadar…
Cebinde beş kuruşu dahi yokken,
Bu sefer de kızının evlilik hazırlıklarına dair çaresizliğini kabulleniş, Diderot açısından geçmiş zamanlarda olduğu kadar kolay ilerlemiyordu.
Zaten en savunmasız olduğumuz zamanlar, sevdiklerimiz için yeterli olmadığımızı hissettiğimiz anlar değil midir?
Diderot bu sırada bir taraftan da Encyclopédie adlı eserin editörlüğünü yapıyordu ki,
Bu dünya çapındaki hizmet Rus çariçesinin kulağına kadar gitmişti.
Takdirinin bir sembolü olarak Büyük Catherina, ona reddedemeyeceği bir teklifle gelir:
Diderot ’un entelektüelim diyen herkesi hasedinden çatlatacak ölçüde bir büyüklüğe sahip olan kütüphanesini Catherina temsili olarak satın alıp,
Yine filozofun kendisine bağışlayacaktır.
Bu büyük haber Diderot ’un artık maddi sıkıntı çekmeyeceği,
Ve,
Artık sadece yazmaya odaklanabileceği anlamına geliyordu!!!
Hatta,
Çarice’nin teberrusu bu jest ile de sınırlı kalmaz…
Onu baş kütüphaneci olarak maaşa bağlar,
Ve dahi,
25 yıllık aylığını da peşinen öder!!!
Bu sayede kızını huzur içinde evlendirebilen filozof genel bir rahatlığa kavuşur.
Diderot, geçen bunca hengamenin ardından senelerdir kendisini hiç şımartmadığını hatırlamıştı ki,
Hayatında ilk kez para kaygısı gözetmeden,
Kendisine enfes, kırmızı kadifeden oldukça pahalı bir sabahlık satın alır.
Ve asıl hikâye tam olarak bundan sonra başlar…
Bir sürü para vererek aldığı,
Daha önceden hayalini bile kuramadığı kırmızı kadife sabahlığını üzerine geçirdiği an,
Dünyaya “yapmak için” geldiği şeyi, daha da büyük bir şevkle yapacağını düşündü.
Gururla çalışma odasına yönlendiğinde on yıllar boyunca üzerinde eserlerini ortaya çıkarttığı eski mi eski masası Diderot ’un gözünü bir hayli tırmalamıştı…
Sağı solu çürümüş,
Çekmeceleri kabarmış,
Üzeri kir pas ve mum izleriyle doluydu bu emektarın.
Nasıl olmuştu da onca değerli eseri, bu kendine bile hayrı dokunmayan eski püskü bir masada çıkarabilmişti?
Daha yeni ve kusursuz bir masada kim bilir daha neler neler üretebilirdi?
Üstelik bu masa kırmızı kadife sabahlığı giymeye hak kazanmış bir kraliyet danışmanı için artık kabul edilemezdi,
Zaten satmaya niyetlense,
Ancak yeni sabahlığının birkaç düğmesi kadar bir değeri ya var ya yoktu.
Tüm bu karışık düşünceler içerisinde Diderot o gün tek kelime dahi yazamadı.
Diderot ’un artık tasalanmasına gerek olan bir durum yoktu gerçi…
Çünkü,
Artık cebinde bolca parası vardı.
Ertesi sabah ilk işi kendisine yeni bir ceviz kaplama masa satın almak oldu.
Sonunda başına oturup şaheserler çıkaracağı muhteşem bir çalışma masası vardı artık.
Gurur ve keyifle oturup son makalesini tamamlamaya niyetlendiğinde,
Gözünü tırmalayan bir şey tüm konsantrasyonunu bir anda yerle bir etti:
“Tanrı aşkına her yeri delikler ve yamalar içerisinde, üzerindeki yiyecek – içecek izlerinden solmuş, deseni dahi seçilemeyen bu halının varlığı,
Kırmızı kadife sabahlığı ve ceviz ağacı masasına ne büyük bir saygısızlık ne büyük bir haksızlık” diye düşünmeden de edemedi.
Devamını tahmin etmek güç olmasa gerek…
Etrafındaki her şey kısa sürede kırmızı kadife sabahlığı giymeye hak kazanmış bir kişiye uygun olarak yeniden dekore edildi.
Edilmesine edildi de,
Arzu ve isteklerin sonu gelmiyor,
Oysa,
Hazıra da dağlar dayanmıyordu.
Daha da önemlisi,
Onu Diderot yapan eserlerine henüz üç satır bile ekleyememişti bu süreç içerisinde.
Bir sabahlık uğruna,
Çariçenin takdim ettiği paralar çarçur olmakla kalmamış, itibarı da zedelenmişti.
Diderot içinde bulunduğu durumu en sonunda yazıya dökebildi.
Başlığı ise oldukça manidar: Eski Sabahlığım İçin Pişmanlık
Bu makalenin belki de en çarpıcı kısmı ise “Eski sabahlığımın efendisi iken yenisinin kölesi oldum” cümlesiyle tarihe geçti,
Ve,
Bizleri tüketim çılgınlığına iten bu fenomen günümüzde Diderot Etkisi olarak hala kullanılmaktadır…
Unutmayalım…
Cehennemde odun yoktur,
Herkes kendi odununu kendisi taşır!!!
Hayattaki herhangi bir konuya (ya da kişiye) biz hangi anlamı yüklüyorsak,
İşleyiş de tam olarak yüklenen anlam üzerinden ilerliyor,
Ve,
Kendisini farklı senaryolarda tekrarlıyor.
İşte binlerce benzer örnekte kendini tekrar ettiği gibi,
Bazen farklı bir mana arayışı içerisinde kaybolup, yan yollara kayabiliyor insanoğlu.
Oysa…
Her şey karmaşıkken ne kolaymış,
Meğer asıl güçlük sadelikteymiş!!!
Konuk Yazar: Dr. Cüneyt Yardımcı
kocaeliokuyor.com
18 Eyl 2024 0
03 Eyl 2024 0
03 Eyl 2024 0
03 Eyl 2024 0
AK Parti İzmit İlçe Başkanı Halil Güngör Dokuzlar, Milli İrade Meydanını eleştiren İYİ Parti İzmit İlçe Başkanı Halim Tamyüksel’e cevap […]
Ülkenin çökmüş sendikacılığının içinden doğan ve kurtarıcı gözüyle bakılan sendikası Hürriyetçi Eğitim Sen ülkenin kanayan yaralarına merhem olmaya devam ederken […]
İnegöl’de çok daha riskli bölgeler öylece dururken, Devlet Hastanesi karşısındaki merkezi bölgedeki konutların bulunduğu alanın apar topar kentsel dönüşüm uygulama […]
15 Haziran 1928’de Atatürk ile görüşen Gerard Vissering’in uzun çalışmalar sonucunda hazırladığı rapor ve tüzük yüz yıla yakın bir zaman […]
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, inşaat çalışmaları tamamen duran Ali Osman Sönmez Çekirge Devlet Hastanesi sorununu Meclis gündemine taşıdı. […]
Ağustos’taki Vatan Hilmi Özden Ağustos ayı; şanlı tarihimize zaferler ayı olarak geçmiştir. Müslüman Türk Milleti 26 Ağustos 1071 yılında Malazgirt […]
TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, Türkiye’de sağlık politikalarındaki geri adımları ve yanlış kararları […]
Sabit ve dar gelirli vatandaşlar için TOKİ aracılığı ile uygun ödeme koşullarıyla yapılacağı sözü verilen 100 bin konutluk projedeki binlerce […]
Niyet başka akıbet başka! Prof. Dr. Ata Atun Yunanları ve Rumları, aile yapıları, kültürleri, inanışları, eğitimleri, mizahları, kafa yapıları, […]
“Barış için genel af şart” Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı gazeteci Hüseyin Alpay, Türkiye’deki cezaevlerinin toplam kapasitesinin 250 […]