Latest update 3 Eylül 2024 - 21:15
02 Oca 2015 Konuk Yazar Konuk Yazar, Köşe Yazarları 0
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v.)’ in dünyayı şereflendirdiği bu günde ne söylesek, ne yazsak onu en güzel şekilde anlatamayız. Anlatamayız biliyorum ama bir şiir geldi aklıma: O şiirden yola çıkarak aynada biraz kendimize bakalım istedim.
Yedi sekiz yıl önceydi, radyoda bir şiir… Şiir deyip geçmeyin. O şiir ki durup bir daha düşünmemi, sevdiğimi ne kadar sevdiğimi, canımı bile feda ederim diye düşündüğüm insana ne kadar değer verdiğimi, özde mi sözde mi sevdiğimi düşündürecek kadar etkileyen bir şiir… Şiir insanın yüreğine dokunur, yeter ki o şiire dokunmayı bilelim…
O şiirden yola çıkarak sevgililer sevgilisi en sevgili olan Hz. Muhammed’i (s.a.v.) hayatımızın neresine koymuşuz diye düşünelim. Bir gün Sevgililer Sevgilisi evinize gelse, bir kaç gün konuğunuz olsa… Nasıl davranırsınız? Nerede karşılarsınız? O an ne hissedersiniz? Sevinir misiniz? Tabi ki seviniriz seninki de laf.
Dediğinizi duyar gibiyim. Evet, hepimiz seviniriz, kalbimiz yerinden çıkacak gibi hissederiz, sevinçten ağlarız bile. Elimiz ayağımız birbirine dolanır. Evimizin en güzel yerinde en güzel yemeklerle ağırlarız en sevgiliyi.
Ama gelin görün ki bir de evimizde etrafımıza baktığımızda etraftaki gazete, dergi, kitapları, televizyonu, bilgisayarı, putlarımızı görünce bize ne diyecek? Yaşadığımız kendimizce mütevazı ama asr-ı saadete göre şaşalı, hatta Sebe Melikesi’nin sarayını kıskandıracak kadar güzel evlerimizde otururken, kuş tüyü yataklarda yatarken, en mükellef sofralarda yemek yerken biz kendimizi rahat hissedecek miyiz acaba? Hiç zannetmiyorum.
Hemen gazete dergileri kaldıracağız saklayacağız. Televizyonu kapatıp, heykellerimizi kaldırmak için çabalayacağız. Elimizden düşürmediğimiz telefondan sosyal paylaşım sitelerinden nasıl uzak duracağız? İki hurmayla oruç tutan peygamberimize nasıl bir sofra hazırlayacağız? Ne pişireceğiz? Sofradan doymadan kalkan peygamberimizin yanında tıka basa yemek mi yiyeceğiz? Ya da onun kadar az yiyip doyabilecek miyiz gözümüz yemeklerde kalmayacak mı?
Ya da evden çıkarken Sevgili Peygamberimizi yanımızda götürebilecek miyiz gittiğimiz kafeye, restorana?
Dışarı çıkarken hangi kıyafetlerimizi giyeceğiz? Renkli başörtü mü yoksa pantolon mu?
Yolda giderken çantamızı sıkıca tutacağız kapkaççılara karşı, yanımızda Muhammed’ül Emin varken… Ebu Cehil ‘in bile güvenip mallarını emanet ettiği peygamberin ümmeti artık kimseye güvenemiyor, güven vermiyor…
Gazetecinin önünden geçerken gazetedeki başlık dikkatini mi çekecek? ‘Karısını 23 yerinden bıçaklayarak öldürdü ‘. ‘Ben kadına vurmam’ diye hadisi olan peygamberimize bu cinayeti nasıl açıklayacağız.
“Deniz kenarında bile abdest alsanız suyu israf etmeyiniz.” Diye buyuran peygamberimize etrafımızdaki israfı, çöp yığınlarını nasıl izah edeceğiz?
Serçesi ölen çocuğa baş sağlığına giden peygamberimize aç kalan hayvanları nasıl açıklayacağız?
Miraçtan sonra inanmayanların Ebu Bekir (r.a.)’a gelip Muhammed(s.a.v.) gece Kudüs’e gidip geldiğini iddia ediyor dediklerinde O söylemişse doğrudur diyecek kadar sözüne güvenilen peygamberin, yalancılıkla övünen ümmeti olduk.
İyi bir ümmet olmayı sahi ne zaman bıraktık?
Gül kokulu peygamberimiz(s.a.v.) bizlerin elini şefkatle tutup kutlu yola götürmeye çalıştı; ama biz onun elini sıkıca tutamadık. Gönlümüzü çelen, aklımızı bulandıran bu hayatın iyi kötü yanlarını bizlere gösterdi. Davasına sadık kalamadık. Güzel ahlakı ile ahlaklaşamadık. Aile içi ilişkilerimizde, sosyal hayatta çocuk eğitiminde, gençliğin eğitiminde, ticari ve sosyal hayatta kısacası hayatın her alanında Hz. Muhammed(s.a.v.)’in ilkelerine muhtacız.
Velhasılı kelam bunların düşüncesi bile bizi yıpratıyor. Sahi gerçekten gelse ne yapacağız?
Handan Kaya
03 Eyl 2024 0
03 Eyl 2024 0
03 Eyl 2024 0
01 Eyl 2024 0
Ülkenin çökmüş sendikacılığının içinden doğan ve kurtarıcı gözüyle bakılan sendikası Hürriyetçi Eğitim Sen ülkenin kanayan yaralarına merhem olmaya devam ederken […]
İnegöl’de çok daha riskli bölgeler öylece dururken, Devlet Hastanesi karşısındaki merkezi bölgedeki konutların bulunduğu alanın apar topar kentsel dönüşüm uygulama […]
15 Haziran 1928’de Atatürk ile görüşen Gerard Vissering’in uzun çalışmalar sonucunda hazırladığı rapor ve tüzük yüz yıla yakın bir zaman […]
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, inşaat çalışmaları tamamen duran Ali Osman Sönmez Çekirge Devlet Hastanesi sorununu Meclis gündemine taşıdı. […]
Ağustos’taki Vatan Hilmi Özden Ağustos ayı; şanlı tarihimize zaferler ayı olarak geçmiştir. Müslüman Türk Milleti 26 Ağustos 1071 yılında Malazgirt […]
TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, Türkiye’de sağlık politikalarındaki geri adımları ve yanlış kararları […]
Sabit ve dar gelirli vatandaşlar için TOKİ aracılığı ile uygun ödeme koşullarıyla yapılacağı sözü verilen 100 bin konutluk projedeki binlerce […]
Niyet başka akıbet başka! Prof. Dr. Ata Atun Yunanları ve Rumları, aile yapıları, kültürleri, inanışları, eğitimleri, mizahları, kafa yapıları, […]
“Barış için genel af şart” Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı gazeteci Hüseyin Alpay, Türkiye’deki cezaevlerinin toplam kapasitesinin 250 […]
“Enflasyonu düşürme bahanesiyle asgari ücretliye ve emekliye hakkını vermeyen AKP hükümeti, yap-işlet-devret modeliyle inşa edilen köprü ve otoyollara sürekli zam […]