Latest update 18 Eylül 2024 - 10:15
12 Nis 2015 admin Köşe Yazarları 0
Tabii ölü bir kalbden kasıt, bencilliğine hapsolmuş bir kişiliğe gönderiyor bizi. Mâlâyâni kelimesine merhume İlhan Ayverdi:
“MÂLÂYÂNİ:
(ﻣﺎﻻﻳﻌﻨﻰ) sıf. ve i. (Ar. mā “şey” ve lā-ya‘nі “bir şey kastetmez, amaçlamaz” ile mā-lā-ya‘nі)
1. Mânâsız, faydasız söz veya iş: Kaçan imdi gönlünde kasâvet bulsan ve bedeninde hastalık bulsan ve rızkında haram bulsan ve mâlında ziyân bulsan belki mâlâya’ni söylemektendir (Ahmed Bîcan). Eyleme ehl-i salâha ta’nı / Söyleme cehl ile mâlâya’nî (Yahyâ Bey’den). Bize böyle latîfeler etmeyin çocuklar. Bizim vazîfemiz bu gibi mâlâyâni ile meşgul olmamıza müsâit değildir (Burhan Felek).
…”
açıklamasını getirmiş.
Kalpte mâlâyâni olmadan evvel ne vardır ki, yerine mâlâyâni geçince kalp ölmektedir?
Bu sualin cevabı için: “…boş söz, manasız iş” tarifiyle, yaratacağı sonuçlara dâir Ahmed Bîcan’ın verdiği açıklamaya dikkat kesilmek lazım…
Edebteki, kendini Hakk’ta bilme/bulma duyuşundaki sabırla ve emniyetle hikmete talip oluşun insana kazandırdıklarının muhafazası, bu zelil edici mâlâyâni sığlığının kaybettirdiklerine karşı teyakkuza bağlı görünüyor.
Bugünlerde toplum önderlerimizdeki sığ ve seviyesiz söylemler bizi yeniden düşündürüyor. Hep bir ağızdan toplumumuzun değerlerine saygı ifadeleri, içi boş teranelere dönüşürken, o “değer”lere gerçekten sıdk u sadakatle sarılmanın lüzumu ortadadır…
***
Yazıya başlık yaptığımız “Mâlâyâni kalbi öldürür” ibaresi bir hadis-i şerif.
Kalbi ölmüş kimse ne sevgi, ne saygı, ne iffet, ne namus, adalet, feragat ve hattâ ne de iman… hiçbir ulvî değerin taşıyıcısı olamaz. Halkımızın “yalakalık” veyâ “yılıklık”, “sululuk”, “mayasızlık”… addettiği o zilletten her birimizin kaçınmamız şarttır; ancak önde yürüyenler için bu şart “elzem” bir şahsiyet unsuru olarak dikkate alınmalıdır. Hele toplumun kaderine hükmedenler, karar ve tutumlarının toplumda ma’kes bulmasını, kök salmasını sağlamak zorunda iken, kale alınmama sonucu verecek bu söylem ve davranış çizgisinde ısrar ederlerse, asla istemeyecekleri bir “manevî intihar öncülüğü” yapmış olurlar.
Değerler, hamâset nutuklarının sıradanlaştırmasından da korunmalı!
“Ciddiyet ve zarâfet” asıldır, lâtîfe bile arada bir olursa tebessüme yol açar.
21 Haz 2018 0
27 Nis 2018 0
20 Şub 2018 0
20 Kas 2017 0
AK Parti İzmit İlçe Başkanı Halil Güngör Dokuzlar, Milli İrade Meydanını eleştiren İYİ Parti İzmit İlçe Başkanı Halim Tamyüksel’e cevap […]
Ülkenin çökmüş sendikacılığının içinden doğan ve kurtarıcı gözüyle bakılan sendikası Hürriyetçi Eğitim Sen ülkenin kanayan yaralarına merhem olmaya devam ederken […]
İnegöl’de çok daha riskli bölgeler öylece dururken, Devlet Hastanesi karşısındaki merkezi bölgedeki konutların bulunduğu alanın apar topar kentsel dönüşüm uygulama […]
15 Haziran 1928’de Atatürk ile görüşen Gerard Vissering’in uzun çalışmalar sonucunda hazırladığı rapor ve tüzük yüz yıla yakın bir zaman […]
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, inşaat çalışmaları tamamen duran Ali Osman Sönmez Çekirge Devlet Hastanesi sorununu Meclis gündemine taşıdı. […]
Ağustos’taki Vatan Hilmi Özden Ağustos ayı; şanlı tarihimize zaferler ayı olarak geçmiştir. Müslüman Türk Milleti 26 Ağustos 1071 yılında Malazgirt […]
TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, Türkiye’de sağlık politikalarındaki geri adımları ve yanlış kararları […]
Sabit ve dar gelirli vatandaşlar için TOKİ aracılığı ile uygun ödeme koşullarıyla yapılacağı sözü verilen 100 bin konutluk projedeki binlerce […]
Niyet başka akıbet başka! Prof. Dr. Ata Atun Yunanları ve Rumları, aile yapıları, kültürleri, inanışları, eğitimleri, mizahları, kafa yapıları, […]
“Barış için genel af şart” Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı gazeteci Hüseyin Alpay, Türkiye’deki cezaevlerinin toplam kapasitesinin 250 […]