Latest update 3 Eylül 2024 - 21:15
Son zamanlarda günümüzün büyük bir bölümünün adeta vazgeçilmez parçası haline gelen,
yaptığımız siyasi içerikli konuşmaların sonuna konulan noktadır…
KİME VERECEĞİZ ??? Söylendiği gibi iki basit kelimeymiş gibi görünür.
Oysa ki vicdanımıza doğru zamanda yönelteceğimiz bu soru karşısında
alacağımız cevap belki ülke kaderini değiştirecektir.
Bu bağlamda ülke siyasetinin AKP, CHP ve MHP üçgeni etrafında kısırlaştırılmaya çalışıldığı
ve yıllardır Millet olarak üç farklı siyasi kutubun yörüngesi etrafında bir arpa yol alamadan dolaştırıldığımız gerçeğiyle yüzleşmeliyiz.
Vitrinde bulunan bu üç siyasi parti kendine has sözde taviz vermediği kırmızı çizgilerle karşımıza çıkarak,
bizlerin hassasiyetlerini belirleyip sonrasında zayıf yerlerimizden yıllarca bizi seçim zamanı vurmuştur.
Her seçim sonunda aldığımız darbe bizleri siyasette umutsuzluğa ve kısır döngüye itmeyi başarmıştır.
Biri türbandan girerek sadece türbana sıkıştırıp orada bıraktığı Müslüman görüntüsüyle,
diğeri Atatürk’ün laiklik ilkesinin sadece türbanla yıkılacakmışçasına izlediği politika çizgisiyle yapmış olduğu siyaset,
bir diğerinin ise elinde ip, her şehit cenazesinin ardından attıkları milliyetçilik sloganlarıyla yıllarca bizleri yendiler.
Televizyon karşısında birbirlerine söylenen ağır ithamlar, mecliste birbirlerine verilmeyen eller.
Birbirlerini takip ederek kırılan potlar….
Ve hepsinin bazı güçler tarafından yazılan senaryo olduğu gerçeği.
Bizim ise izlediklerimiz sadece yazılan senaryodaki seçilen oyuncuların canlandırmaları.
Filmin adı yıllar önce BOP olarak koyulmuş. Başrol oyuncusu AKP, yardımcı oyuncular ise CHP ve MHP…
İhtiras ve ihanetin konu alındığı, masum ile mazlumun ön plana çıkarılmaya çalışıldığı yeşil çam filmlerinden alışığız Erol Taş, Tecavüzcü Coşkun, gazozcu Nuri Alço gibi kötü karakterlere… Bu yüzden ismini telaffuz etmek istemesem de yazmadan geçemeyeceğim senaryo içinde yer alan BDP’yi de.
Senaryo ABD,
Yönetmen İsrail.
Filmin ilk galası Türkiye’de…
Artistlerimiz her zamanki gibi şık görünümleriyle yerlerinde.
Seyircinin elinde patlamış MISIR, heyecanla izliyor ihanetin filmini, yediği mısır eşliğinde.
Baş rol oyuncusu AKP açılım diyor…
CHP çıkıveriyor efektler içinde…
“ NEVET ortak alacağımız kararlar içinde olabilir ” diyor.
BDP açılımdan fazlasını almak istiyor. Bir an dalgınlıktan yararlanarak, soktuğu dipsiz karanlık kuyu içinde ilaçlı gazozu içirip
tecavüz etmenin derdinde. Nevruzu en iyi fırsat biliyor,
MHP görünüyor arkadan gelen fon müziği eşliğinde.
Biraz ağlamaklı biraz hırçın bir ses tonuyla…
“ NAYIR “ diyor… kırmızı çizgilerimiz var, bunlardan taviz verirsem tabanı tutamam, beni bitirirler diyor.
BDP nevruz günü sokaklarda ilaçlı gazozla ülkemin bazı noktalarında değerlerimize tecavüz ederken,
senaryo gereği MHP Bursa’da
“ vur de vuralım, kır de kıralım “ sloganları atanlara “ onunda sırası gelecek
“ söylemlerinde bulanarak binlerin ve filmin seyircilerinin gazını alıyor.
Filmde yaşanılan gelişmeleri heyecanlı bir şekilde izlerken CHP beliriyor. İçi karışmış,
demokrasiden söz ediyor, demokrasinin “ D “ sini uygulayamıyor.
Genel Başkan Kılıçdardoğlu’nun gelişi de bir film ya zaten.
Muhalefette dümen suyuna bu denli girmişken, he pardon oyuncular kendilerini böylesine oyuna kaptırmışken
ve seyircileri kilitlemişken ekranlara…
Filmin ana kahramanı AKP, Figüranlarda durum böyle olunca filmim baş rol oyuncusuna fazla bir iş düşmüyor.
ABD, İmralı yazıyor AKP oynuyor. Rehin alınan askerleri kurtarmaya gitmezken, pilotları alamaya koşa koşa gidiyor. Yandaş basın istedikleri gibi gündemi değiştiriyor. Paketi herkes unuttu, kimse konuşmuyor. KCK’cılar serbest kimse gündeme taşımıyor.
Filmin sonu mutlu sonla bitmeyecek belli. Sonunda hepimizi göz yaşı bekliyor.
Siyasette durum böyle olunca malum soru KİME VERECEĞİZ??? Sorusu geliyor akla…
Kime verilmesi gerektiğini inanın ben bile bilmiyorum artık. Aynı filmin oyuncuları nede olsa ama bir gerçek var,
bu siyasilerin sandık başında terbiye edilmesi gerekiyor…
Aksi halde filmin acı sonu geliyor…
03 Eyl 2024 0
03 Eyl 2024 0
03 Eyl 2024 0
01 Eyl 2024 0
Ülkenin çökmüş sendikacılığının içinden doğan ve kurtarıcı gözüyle bakılan sendikası Hürriyetçi Eğitim Sen ülkenin kanayan yaralarına merhem olmaya devam ederken […]
İnegöl’de çok daha riskli bölgeler öylece dururken, Devlet Hastanesi karşısındaki merkezi bölgedeki konutların bulunduğu alanın apar topar kentsel dönüşüm uygulama […]
15 Haziran 1928’de Atatürk ile görüşen Gerard Vissering’in uzun çalışmalar sonucunda hazırladığı rapor ve tüzük yüz yıla yakın bir zaman […]
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, inşaat çalışmaları tamamen duran Ali Osman Sönmez Çekirge Devlet Hastanesi sorununu Meclis gündemine taşıdı. […]
Ağustos’taki Vatan Hilmi Özden Ağustos ayı; şanlı tarihimize zaferler ayı olarak geçmiştir. Müslüman Türk Milleti 26 Ağustos 1071 yılında Malazgirt […]
TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, Türkiye’de sağlık politikalarındaki geri adımları ve yanlış kararları […]
Sabit ve dar gelirli vatandaşlar için TOKİ aracılığı ile uygun ödeme koşullarıyla yapılacağı sözü verilen 100 bin konutluk projedeki binlerce […]
Niyet başka akıbet başka! Prof. Dr. Ata Atun Yunanları ve Rumları, aile yapıları, kültürleri, inanışları, eğitimleri, mizahları, kafa yapıları, […]
“Barış için genel af şart” Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı gazeteci Hüseyin Alpay, Türkiye’deki cezaevlerinin toplam kapasitesinin 250 […]
“Enflasyonu düşürme bahanesiyle asgari ücretliye ve emekliye hakkını vermeyen AKP hükümeti, yap-işlet-devret modeliyle inşa edilen köprü ve otoyollara sürekli zam […]