Kayseri Anadolu’nun Ana Kucağı

20 Ara 2014 admin Güncel 0

---

Başkan Özhaseki, Atatürk’ün Kayseri’ye gelişinin yıldönümünde konuştu

“KAYSERİ, ANADOLU’NUN ANA KUCAĞI”

Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki Atatürk’ün Kayseri’ye gelişinin 95. yıldönümü nedeniyle bir konuşma yaptı.

 

 

Atatürk’ün Kayseri’ye gelişinin yıldönümü nedeniyle Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen törende Atatürk Anıtı’na çelenklerin sunulmasından sonra saygı duruşunda bulunuldu ve  İstiklal Marşı okundu.

Daha sonra Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki, ev sahibi sıfatıyla günün anlım ve önemini belirten bir konuşma yaptı. Başkan Özhaseki konuşmasında şunları söyledi: “Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, bundan tam 95 yıl önce yine bir 19 Aralık sabahı şehrimize, Heyeti Temsiliye adına gelişinin yıldönümünde bu gelişi hatırlamak ve kutlamak üzere toplanmış bulunuyoruz. Bu gibi anma ve kutlamalar bize tarihimiz hakkında tefekkür etme imkanı veriyor. Biz tarih konusunda, tarihte yaşanmış acı hatıralar konusunda yeterli miktarda tefekkür edersek eğer, tarihin tekerrür etmesine fırsat vermeyiz; yanlışlara, hatalara düşmeme noktasında uyanık oluruz. Yüz yıl önce bugünlerde, toplum olarak, devlet olarak o kadar acı ve acı olduğu kadar ibretlik olaylar yaşadık ki; her anı, her olayı üzerinde günlerce düşünülmesi gereken, yüzlerce ve hatta binlerce öğüt çıkarılması gereken ibret levhalarıdır. Yüz yıl önce yaşananlar, başımıza gelen belalar bize bugün öğüt verdiği gibi, o gün yaşayanlar için de yeni adımlar atmaları noktasında ilhamlar vermişti. İlham alanların başında da Gazi Mustafa Kemal vardı. O Yaşananlardan, başımıza gelenlerden dolayı sorumluluk duyuyor ve durumdan vazife çıkarıyordu. İşte bu sorumluluk duygusu ve vazife anlayışı Onu ve arkadaşlarını harekete geçirmişti. Sorumluluk duygusu derin, görev ve fedakarlık anlayışı yüksek olan Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşları 19 Mayıs 1919’dan başlayarak bir yeniden yapılanmanın startını vermişler ve Anadolu’nun tozlu yollarına kendilerini salmışlardı.

 

Bu yolculuk elbette zahmetliydi, elbette tehlikeliydi. Ama millet olarak içine düştüğümüz çıkmaz ve açmazlar daha bir tehlikeliydi. Osmanlı imparatorluğunun içine düştüğü dağılma ve parçalanma sürecinin bir an önce durdurulması ve elde kalan imkanlarla yeni bir yapının inşa edilmesi gerekiyordu. Burada yeni ve imparatorluğun daha önce karşılaşmadığı vahim bir durum söz konusuydu. Oluşan yeni sorunlara, yeni çözümler gerekiyordu. Yeni çözümler yeni yöntemlere ihtiyaç duyuyordu. Osmanlı için sorunun kaynağı ve çözüm noktası hep İstanbul olmuştu. İstanbul ise yeni durumda işgale uğramış ve çıkış yolu gösterecek dermanı dizlerinde hissedemiyordu. Bu durumda çözümü İstanbul’da aramak boşa zaman ve emek harcamak olacaktı.  Anadolu’nun ayağa kalkması ve ülkenin makus kaderine bizzat el koyması tek çıkış yolu olarak görülüyordu. Bu çıkış yolu Mustafa Kemal tarafından da kabul edilmiş ve gereği yapılmak üzere Anadolu yollarına düşülmüştü. İşte bu süreçte Kayseri de Anadolu’nun en önemli merkezi olması hasebiyle uğranılması gereken, desteği alınması gereken, görüşüne başvurulması gereken bir şehirdi. Dar zamanlarda, zor zamanlarda sığınılması gereken Anadolu’nun ana kucağıydı Kayseri. Kayseri kendisinden beklenen desteği heyeti temsiliye ekibine sundu. Onları coşkuyla karşıladı. Çıktıkları yolda yoldaş olacağına dair söz verdi. O söz, verildiği günden bu tarafa karşılıklı olarak hep tutuldu, gereği yapıldı. Yeni devletin, yeni Cumhuriyetin en gözde şehri oldu Kayseri. Cumhuriyet Türkiyesi’nin ilkleri hep bu şehirden start aldı, desek yeridir. Kayseri yeni cumhuriyet’in stratejik yatırımlarının en güvenilir üssü oldu. Tayyare fabrikasının Cumhuriyetin ilanının hemen akabinde 1926’da Kayseri’de inşa edilmesi şehrimize olan güvenin en somut göstergesidir. İlk özel elektrik enerjisi üretim lisansının Kayserili işadamlarına verilmesi Kayserili müteşebbise devletin bakış açısının ipucunu verir. Bu iki alandaki Kayserinin başarı grafiği daha başka yeni yatırımların da Kayseri’ye yönlendirilmesinde devleti yönetenler için ilham kaynağı olmuştur. Bunun en somut yansıması Sümer Bez fabrikasıdır. Bir ticaret üssü olarak kurulan şehrimiz yaklaşık altı bin yıllık tarihinde ticaretten ekmeğini çıkarmış, Ticaret ekonomisi merkezli bir seyir takip etmiştir. Kültepe tabletleri, Yabanlu Pazarı, kapalı çarşı ve kervansaraylarımız bu durumun tarihi şahitleridir. 20. yüzyılın başları, Cumhuriyetimizin ilk yıllarından itibaren Kayseri Ticaret şehri olmanın yanı sıra yeni bir kimlik daha kazanmaya başlamıştır: Anadolu’nun üretim üssü olmuştur. Tayyare fabrikası, Sümer bez fab. Şeker fabrikası, Çinkur şimdilerde sayısı dörde çıkmış olan organize sanayi bölgeleri, serbest bölgenin varlığı ve kapasitesi ve ekonomik kalkınmışlık seviyemiz, ihracat rakamlarımız Kayseri’nin üretim ekonomisindeki geldiği seviyeyi anlatmaktadır. 21. yüzyıl ise bize ticaret ve üretim ekonomisine ilave olarak Kültür ve turizm endüstrisi noktasında da iddialı bir konumda olacağımızın müjdelerini vermektedir. Erciyes projesi, Harikalar diyarı, Kale içi projesi, Sayısı ona yaklaşan müzelerimiz, Kayseri mahallesi projesi, dört üniversitemiz, onlarca tarihi ve tabii zenginliklerimiz… Tüm bunlarla ve yeni yapılacaklarla Kayseri Heyeti Temsiliye’nin o gün kendisinden beklediği vazifeyi bihakkın yerine getirmek için tüm fertleri ve kurumları ile ayaktadır ve iş başındadır. Bu duygu ve düşüncelerle, Şehrimizi 95 yıl önce şereflendiren heyeti temsiliyenin üyelerini ve Heyet Reisi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anıyor, şehrimize hoş geldiniz, diyorum.”

---

---

---