Latest update 3 Eylül 2024 - 21:15
İnsanlık tarihi boyunca toplumlar da sosyal ve siyasal değişim iki yönde gelişmektedir.
Birincisi, mevcut sistemin temel ilke ve kurallarını koruyarak, ona sadık kalıp yapılan zulmün nispeten azaltılarak toplumları nefes alabilecek bir iyileştirme ile sistem içinde makyajlı bir değişimdir. Bu tür değişim de toplumları sosyal ve siyasal değişim açısından bir sonuca vardırmasalar beraber sonuçta Kur’anın Kerim’inde karanlıklar olarak nitelendirdiği batıl sistem içinde, karanlıkların en koyu tonlarından daha gri tonlarına geçişi ifade eder.
Batıl sistemlerin bütünü küfre ve şirke ait alanı oluşturmaktadır ve Müslümanların tercih alanının dışında kalmaktadır. Bu sistem içindeki gril eşme şirkten bir şube olmakla birlikte, tevhidi davet karşısında daha yumuşak bir üslup benimseyerek insanların yaşamları üzerindeki olan baskıyı kaldırarak dini seçim yapabilmelerine ve inandığı istikamette özgürce yaşamalarına müsait bir ortam oluşturarak Muhafazakarlık adı altında iktidar ve ranttan pay alama ve nasiplenme yöntemlerini ifade etmektedir.
Aslında bu batıl sistemin içinde gri tonlara geçiş yapmak göreceli olarak özgürleşmeyi içerirken, diğer yandan da toplumların tevhidi iman konusunda bilinçlenmesini engelleme ve Müslümanları dönüştürüp sistemin bir parçası haline getirme çalışmasıdır.
İkincisi ise, batıl sistemlerin tüm yollarını reddedip, tam anlamıyla cahiliyeden arınıp, gerçek aydınlığa sıçramayı hedefleyen köklü bir İslami yaşam değişimidir. Bu tür sistem değişimi batıldan, İslam’a doğru müspet bir istikamette Rahmani bir hayat inşa etmek olarak gelişebildiği gibi, İslam’dan, batıla doğru menfi istikamette bir bozulma, çürüme ve yozlaşma şeklinde de gelişebilir.
Fakat Allah’ın söz konusu yasası gereğince toplumlara dayatmaya çalışılan sistemden çok bireylerin içindekilerinin ne olduğudur. Bir toplum özünde kini hangi istikamette doğru değiştirirse, hangi sistemle yönetilmeye müstahak olursa, Allah o topluma hak ettiği sistemi ve yönetimi takdir etmektedir.
Biz Müslüman şahsiyetlere yakışan ise İman-ı tavrın bütün potansiyelini, enerjisini, batıldan İslam’a doğru yaşanması gereken tevhidi dönüşüme yoğunlaştırıp, gri beşer yollarda zaman kaybetmemektir.
Bir gün Peygamber efendimiz (sav) eline bir çubuk alıp, kuma dosdoğru bir çizgi çekiyor, aynı merkezden çıkan ve bu doğru çizginin iki tarafına yanlara doğru saparak giden birçok çizgiler çekiyor ve bir ayet okuyor. Önce ortaya çizdiği doğru çizgiyi kastederek, “Şüphesiz bu, benim dosdoğru yolumdur. Şu halde ona uyun.” Sonra da yanlara çizdiği çarpık çizgileri kastederek “Sizi O’nun yolundan ayıracak (başka) yollara uymayın. Allah size bunları etti, umulur ki korkup-sakınırsınız.” (maide-153) Dosdoğru yol, Kur’an’da tekil olarak ifade edilen aydınlığa çıkarıcı, kurtarıcı tek yol olan İslam-ı yanlara çizilen diğer yollar ise, Kur’an’da çoğul olarak ifade edilen beşeri dinleri yani, kendi içinde hepsi de hüsrana götüren pek çok farklı yolları barındırmaktadır. Bunlar, bir yelpaze gibi, karanlığın en koyu tonlarından en açık gri tonlarına kadar açılım gösteren, insanları kurtuluşa ve aydınlığa çıkaran tek yol olan Allah’ın yolundan uzaklaştırıp saptıran akımlardır.
Komünizm, Kapitalizm, Kemalizm, Ulusalcılık, Sağcılık, Solculuk, Laiklik, Demokrasi, Teokrasi, Budizm gibi ilahi vahye aykırı bütün bu ideoloji ve modeller biz toplumlara dayatılmaya çalışılan aslında tevhit dini İslam’ın karşısında bir seçenek oluşturma çabasıdır.
Rabbimiz bir başka ayetinde ise, “Kim de kendisine doğru yol apaçık belli olduktan sonra, peygambere muhalefet ederse ve müminlerin yolundan başka bir yola uyarsa, onu o yönde bırakırız ve cehenneme sokarız. O ne kötü bir yerdir.”(nisa-115)buyurmuştur.
Allah’ın vahiyle belirlediği yoldan uzaklaşıp başka yollara uyanlar ya da beşeri bu sistemden koparacakları iktidar ve menfaatler adına kendi benliğinden ve özündeki yaşam gayesinden tavize yeltenenler, Rabbimizin “Zalimlere meyletmeyin, yoksa ateş size de dokunur. Sizin Allah’tan başka dostunuz yoktur. Sonra yardım da göremezsiniz”(hud-113) uyarısı ile yüzleşmek zorunda kalacaktır…
Devam edecek…
03 Eyl 2024 0
03 Eyl 2024 0
03 Eyl 2024 0
01 Eyl 2024 0
Ülkenin çökmüş sendikacılığının içinden doğan ve kurtarıcı gözüyle bakılan sendikası Hürriyetçi Eğitim Sen ülkenin kanayan yaralarına merhem olmaya devam ederken […]
İnegöl’de çok daha riskli bölgeler öylece dururken, Devlet Hastanesi karşısındaki merkezi bölgedeki konutların bulunduğu alanın apar topar kentsel dönüşüm uygulama […]
15 Haziran 1928’de Atatürk ile görüşen Gerard Vissering’in uzun çalışmalar sonucunda hazırladığı rapor ve tüzük yüz yıla yakın bir zaman […]
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, inşaat çalışmaları tamamen duran Ali Osman Sönmez Çekirge Devlet Hastanesi sorununu Meclis gündemine taşıdı. […]
Ağustos’taki Vatan Hilmi Özden Ağustos ayı; şanlı tarihimize zaferler ayı olarak geçmiştir. Müslüman Türk Milleti 26 Ağustos 1071 yılında Malazgirt […]
TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, Türkiye’de sağlık politikalarındaki geri adımları ve yanlış kararları […]
Sabit ve dar gelirli vatandaşlar için TOKİ aracılığı ile uygun ödeme koşullarıyla yapılacağı sözü verilen 100 bin konutluk projedeki binlerce […]
Niyet başka akıbet başka! Prof. Dr. Ata Atun Yunanları ve Rumları, aile yapıları, kültürleri, inanışları, eğitimleri, mizahları, kafa yapıları, […]
“Barış için genel af şart” Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı gazeteci Hüseyin Alpay, Türkiye’deki cezaevlerinin toplam kapasitesinin 250 […]
“Enflasyonu düşürme bahanesiyle asgari ücretliye ve emekliye hakkını vermeyen AKP hükümeti, yap-işlet-devret modeliyle inşa edilen köprü ve otoyollara sürekli zam […]