Latest update 18 Eylül 2024 - 10:15
12 Mar 2018 Konuk Yazar Konuk Yazar, Köşe Yazarları, Sürmanşet 0
Yazımız gereği kadar uzun olmakla birlikte içinde bazı mühim gerçekleri barındırmaktadır. Ve unutulmamalıdır ki gerçeğe giden hiçbir yol uzun değil sadece gereklidir. Gerçeğe varma arzusundaysanız buyurun yola çıkalım…
Ülkemizde medya gücü ile nelerin başarılabileceği, nelerin göz önü, nelerinde göz ardı edilebileceği şu son birkaç hafta içinde yaşanan hadiselerle iyice anlaşılmıştır. Meğer medya denen bu görsel ve işitsel basın ne güçlü bir şeymiş. Meğer o güç, sahibini nede kudretli yapıyormuş. Meğer insana, istediğini istediği gibi suçlama ve pek çok kişiyi de buna inandırma kabiliyeti kazandırıyormuş. Hayret doğrusu….
Neden böyle düşünüyorum? Fazla vaktinizi almamak için müsaadenizle güncel bir örnek vererek bu düşüncemi temellendireyim. Yani ifade edeyim. Hani düşünce suçu tarihe karıştı ya, hani ifade özgürlüğü var ya.
Memleketimiz son birkaç gündür, kadın dövülebilir diyen bir hocanın iki dakikayı bulmayan küçük bir videosu ile çalkalanmakta. Bu video ne olduğu belli birkaç TV ve gazete tarafından ülkemizin gündemine bir şekilde sokuluverdi. Pek çok kişi ise o iki dakikayı bulmayan kısacık video ile adeta barut fıçısına dönüp ateş püskürür oldu. Hakaretlerin bini bir para. Aşağılamalar, suçlamalar, itibarsızlaştırmalar havalarda uçuşuyor.
Videoyu dolaşıma sokanlar aslında gerçeğin ne olduğunu gayet iyi biliyorlar ve niyetleri fazlasıyla bozuk fakat videoyu izleyen halkımıza ne demeli? Bir kısım insanımız maalesef ki tüm bu hakaretleri sadece ve sadece iki dakikayı bulmayan yapay bir videoyu referans alarak yaptı, yapıyor.
Ey ahali duydunuz mu? Falanca kişi kadınlar dövülebilir demiş. Vay anasına vay. Bunu kim söylüyor? Acaba doğru mu söylüyor? Bir araştırsak mı? Belki de öyle değildir, hakka girmeyelim. Falan filan gibi düşünmeye asla lüzum yok. Hadi başlayın linç girişimine.
Sadece sıradan vatandaşlarımız da değil ha, anlı şanlı ilahiyatçılarımızın, İslami ilimlerde derinleşmiş hocalarımızın bir kısmı bile eline taşı almış şeytan taşlar gibi o falanca kişiye tüm kuvvetiyle vuruyor da vuruyor. Tamda o videoyu hazırlayıp dolaşıma sokanların istediği gibi…
Benim evimde televizyon yoktur. Belki de bu sebepten dolayıdır ki öyle her duyduğuma, her gördüğüme anında inanmam. Araştırır, soruşturur ve ancak ondan sonra bir kanaate varırım.
Falanca kişinin böyle bir şey söylediğini duyunca ve ülkemizin de bu söylenti ile çalkalandığını görünce merakımdan bir araştırma yaptım. O kişinin kadınlar dövülebilir dediği iddia edilen konuşmasının orijinalini youtube’den bulup izledim. Falanca kişi 30 Aralık 2007 Tarihinde kendi vakfında, kendi arkadaşlarına bir konuşma yapmış ve bu konuşmayı da 21 Kasım 2012 Tarihinde youtube’de yayınlamış. Lütfen buraya dikkat; konuşmanın başlığı “Kadınlar Cariye Değildir.” Bir saatlik bir video.
İzledim…
Bir saatin ardından ne oldu biliyor musunuz? O falanca kişinin her söylediğini paylaşmamakla birlikte kendisine büyük bir haksızlık yapıldığını görüp üzüldüm. Bir kere konuşmasının başlığı bile “Kadın Cariye Değildir” dikkat ediniz lütfen. O falanca kişi, yaptığı bu konuşmasında üstüne basa basa kadınların erkeklere erkeklerinde kadınlara karşı bir üstünlüğünün olmadığını, erkekleri kadınlara göre fiziki olarak daha güçlü yaratan Allah’ın, kadınları koruma ve evi geçindirme sorumluluğunu erkeklere yüklediğini söyleyip duruyor. Yani erkeklere, fiziki olarak daha güçlüsün diye Allah katında kadından daha değerli değilsin diyor.
Nisa Suresi 34. Ayeti bahane ederek kadınları döven erkekleri uyarıyor ve Allah’ın ayetini kadınları dövme ruhsatı olarak kullanmayın demeye getiriyor. Sonra örnek veriyor. Diyor ki; Mesela yemeğin tuzu eksik oldu diye hanımıza zulmedemezsin, mesela sen namaz kılan bir adamsın ve karın 10 yıldan beri bir kere bile sabah namazına kalkmadı. Sen bu durumda dahi karına kızarak onu dövemezsin diyor. Herkesin ibadeti kendini bağlar.
Böylesine net bir örnek verdikten sonra, özellikle namus gibi sebeplerden dolayı kadın cinayetlerinin ayyuka çıktığı günümüzde insanları bu konuda uyarmak istercesine diyor ki; bu ayet kocasını aldatan, dikkat ediniz aldattığı zannedilen ya da aldattığından şüphelenilen kadınlar için değil, aldattığı ayan beyan bilinen kadınlar içindir. Kocasını sürekli olarak günaha davet eden kadınlar içindir diyor.
Boşanmak, iki medeni insan gibi ayrılıp kendi yoluna gitmek bir çözümdür. Ama eğer her şeye rağmen evliliğini kurtarmak istiyorsan önce karşına oturtup konuşacaksın, ikaz edeceksin diyor. Eğer bir şeyler değişmez ise bu sefer küseceksin, yatağını ayıracaksın, tavır yapacaksın diyor. Ki belki bu sayede hatasını anlar, senden mahrum kaldığı için özler ve pişman olarak sana döner. Yine değişen bir şey olmadı mı? Hala boşanma hakkına sahipsin unutma, fakat istemiyor musun? O halde hatasını anlaması manasında hafifçe dövebilirsin diyor. (İşte cımbızlanan kısım burası)
Aslında demek istediği şu; geçmişten günümüze kadar hemen hemen her devirde olduğu gibi ‘namusumu iki paralık ettin’ diyerek karını öldüremezsin. Buna hakkın yok. İçindeki kızgınlığı işkence ederek, şiddet uygulayacak, silaha sarılarak, canına kıyarak atamazsın, hayır bu şekilde değil. Sadece ve sadece onu iteleyerek, adeta “Kendine gel” dercesine silkeleyerek, dışarıdan birisi görse bu adam karısını dövüyor diye değil okşuyor diye düşünecek sertlikte daha doğrusu yumuşaklıkta yapabilirsin bunu diyor. O surede kastedilen dövmek kelimesinden bundan daha fazlası çıkmaz diyor. Tekme tokat girişmek, ağız burun kırmak değildir demeye getiriyor.
Benim anladığım işte bunlardır…
Fakat o bir saatlik video kesilip biçilerek, kopyala yapıştır yapılarak, cımbızlanıp montajlanarak ortaya iki dakikalık bir video çıkartılıp medyaya servis edilmiş.
İşte böylece; kadın cinayetlerinin, tacizlerinin, tecavüzlerinin arttığı, kadına şiddet haberlerinin eksik olmadığı bu günlerde erkeğe adeta elini kadının üzerinden çek, dini bahane ederek ona şiddet uygulama diyen birisini kadın düşmanı, kadına şiddet savunucusu ilan ettiler.
İşte böylece bir Müslümanı pek çok Müslümana ezdirdiler. Üstelikte gıybetin, iftiranın, kul hakkı yemenin günah olduğunu adı gibi bilen Müslümanlara yaptırdılar bunu.
Bu arada o falanca kişinin adı Nurettin YILDIZ. Kendisi ilahiyatçı bir yazar.
Üzerine basa basa iki kez erkeğin kadına karşı bir üstünlüğü yoktur diye haykıran kişi odur. Sokaktaki kadına hanımefendi derken evindeki kadına “Hiiişşştt” diye seslenemezsin diyende yine odur.
Kadına davranış şekli erkeğin imanının kalitesini gösterir diyen odur. Peygamberimizi örnek gösterip o, hayatında hiçbir zaman kadına el kardırmamıştır ve karısını dövenleri de kınamıştır diyende yine odur.
Bir erkeğin hanımını ihmal etmesi haramdır diyen odur. Hanımına el kaldıran erkek değildir diyende yine odur.
Kadınlar kocalarının kulları değildir, Allah’ın kullarıdır diyende. Kıyamet günü peygamberimize yakın olmak isteyen hanımlarıyla iyi geçinsin diyende yine odur.
Tüm bunlara rağmen kendisi kadına yönelik şiddeti tavsiye ediyormuş gibi, karını dövebilirsin diyormuş gibi iftiraya uğrayan da yine odur. İşte o, bir saatin ve bunun yanında ufak çaplı bir araştırmanın ardından edindiğim izlenimler budur.
Şimdi burada sorulması gereken iki soru var. 1) Bu iftirayı kim atıyor? 2) Neden atıyor, amacı ne?
İlk sorunun cevabını devletimizin yetkili kurumları araştırarak bulabilir. Bunlar belki montaj konusunda uzmanlaşmış bazı devlet ve millet düşmanlarıdır. Belki ülkemizin huzurunu kaçırmak, insanlarımızı birbirlerine düşürmek isteyen dış mihrakların işidir, bilemiyorum.
İkinci soruya yani amaçlarının ne olduğuna gelirsek sizi bilmem ama benim burnuma çok acayip tuzak kokuları geliyor. Konuşmanın yapıldığı 30 Aralık 2007 tarihinden sonra tamı tamına 10 tane “8 Mart Dünya kadınlar Günü” geçmiş olmasına rağmen, konuşmanın youtube de yayınlandığı 21 Kasım 2012 tarihinden buyana 5 tane “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” geçmiş olmasına rağmen bu montaj eseri video, her ne hikmetse, tamda ülkemiz için hayati öneme sahip olan 2019 başkanlık seçimlerine bir yıl kala medyaya servis edildi. Ve bu servis tamda 8 Martta yapılarak, insanların bazı şeyleri araştırmaya fırsat bulamadan tepki göstermesi sağlandı. Bir oldubitti hali yani. Acaba yapılmak istenen şey; 2019 başkanlık seçimlerinden önce bu tarz şeyleri sahneleyerek Ak parti ile ülkemizdeki muhafazakâr kesimin, cemaatlerin, tarikatların, vakıfların, derneklerin arasını açmak ve onların Ak partiye karşı soğumasını sağlamak olabilir mi?
Bence tüm bunları dikkat çekmeden, ifşa olmadan, küçük küçük adımlarla yaparak 2019 başkanlık seçimlerini Ak parti aleyhine etkilemek istiyorlar. Ve bence seçime kadar değişik vakıflar, cemaatler, tarikatlar hakkında montajlı videolar servis edilmeye devam edilecektir.
Başarabilirler mi bilmem, 2019 başkanlık seçimini etkileyebilirler mi bilmem ama umarım milletimiz bu sinsi tezgâha düşmez.
Fakat gördüğüm kadarıyla başarılı oldukları bir nokta var. O da; iki dakikalık bir video ile Müslümanları birbirlerine düşürebildikleri gerçeğidir.
Hatırlar mısınız; biz daha yeni darbe atlatmış bir ülkeyiz ve “Su uyur düşman uyumaz” diye bir söz vardır atalarımızdan bize yadigâr…
Hatırlar mısınız bir zamanlar bizim gündemimizde Kudüs vardı ve ABD’nin batıl bir kararı karşısında hepimiz adeta kenetlenmiştik…
Hatırlar mısınız bizim kahraman ordumuz şuan Afrin’de Arslanlar gibi çarpışarak hainlere haddini bildiriyor…
Bence tüm bunları hatırlamayalım diye gündemimizi başka başka mevzularla meşgul ediyorlar, amaçlarından biride bu olsa gerek…
Evet, uzun bir yazı olduğunun farkındayım. Vakit ayıran herkese çok teşekkür ediyorum. Daha öncede söylediğim gibi; ifade özgürlüğü hakkımı kullanarak düşüncelerimi Türkiye’nin bu “Tam Bağımsız Gazete” logolu haber sitesinde paylaşmak istedim. Ve istedim ki İbrahim’in ateşine su taşıyan karınca misali bende bu fitne ateşine söndürmek maksadıyla azda olsa su taşıyayım. Belki böylece bazı vicdan sahibi gönüller gerçeğin farklı olduğunu anlar ya da kendileri araştırma yaparak bir kanıya varırlar.
Bir ayet meali ile yazımı bitirmek isterim.
“Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.” (Hucurat Suresi 6. Ayet)
Not: bir saatimi ayıramam, o kadar vaktim yok diyenler youtube den “Nurettin Yıldız’ın Kadınları Dövün Sözü Medyada Yer Aldığı Gibi mi? Başlıklı 6 dakika 30 saniyelik videoyu izleyebilir.
* Konuk Yazar
06 Tem 2024 0
06 Nis 2023 0
28 Mar 2023 0
02 Kas 2022 0
AK Parti İzmit İlçe Başkanı Halil Güngör Dokuzlar, Milli İrade Meydanını eleştiren İYİ Parti İzmit İlçe Başkanı Halim Tamyüksel’e cevap […]
Ülkenin çökmüş sendikacılığının içinden doğan ve kurtarıcı gözüyle bakılan sendikası Hürriyetçi Eğitim Sen ülkenin kanayan yaralarına merhem olmaya devam ederken […]
İnegöl’de çok daha riskli bölgeler öylece dururken, Devlet Hastanesi karşısındaki merkezi bölgedeki konutların bulunduğu alanın apar topar kentsel dönüşüm uygulama […]
15 Haziran 1928’de Atatürk ile görüşen Gerard Vissering’in uzun çalışmalar sonucunda hazırladığı rapor ve tüzük yüz yıla yakın bir zaman […]
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, inşaat çalışmaları tamamen duran Ali Osman Sönmez Çekirge Devlet Hastanesi sorununu Meclis gündemine taşıdı. […]
Ağustos’taki Vatan Hilmi Özden Ağustos ayı; şanlı tarihimize zaferler ayı olarak geçmiştir. Müslüman Türk Milleti 26 Ağustos 1071 yılında Malazgirt […]
TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, Türkiye’de sağlık politikalarındaki geri adımları ve yanlış kararları […]
Sabit ve dar gelirli vatandaşlar için TOKİ aracılığı ile uygun ödeme koşullarıyla yapılacağı sözü verilen 100 bin konutluk projedeki binlerce […]
Niyet başka akıbet başka! Prof. Dr. Ata Atun Yunanları ve Rumları, aile yapıları, kültürleri, inanışları, eğitimleri, mizahları, kafa yapıları, […]
“Barış için genel af şart” Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı gazeteci Hüseyin Alpay, Türkiye’deki cezaevlerinin toplam kapasitesinin 250 […]