Latest update 18 Eylül 2024 - 10:15
11 Mar 2015 admin Köşe Yazarları, Sürmanşet 0
Tuzak Kâlu Belâ’da kurulmuş. Ne olmuş, nasıl olmuş bir bilen çıkmadığı veya kimbilir, bilenler demediği için, bilinmez diyarlara atılan, bir merhaleden bir merhaleye savrulan ruhun macerası ne hazindir. Besbelli ki, taşıdığımız, en güzele, en mükemmele, en doğruya mahsus tasavvurlarımız o devirlerden yâdigârlar taşır. Belki de ezel meclisinden evvelki mutlak sükûnet, kemâl, yetkinlik devrinden bize kalan bir sıla hasretidir o tasavvurlar. Kimseye en güzelin ne olduğunu öğretmeye lüzum yoktur. Veya en doğrunun, veya en iyinin…
Dağdaki çobana bile…
Tabiî başına “en” koyup dile getirdiğimiz yukarıdaki kavramların hepsi de ancak sonsuzluk çerçevesi içinde ifâde kazanırlar. Gelip geçici olan “güzel” “en güzel” değildir, iyi de, doğru da!.. “En iyi” ebedî olandır. İnsanın içindeki bu en iyi ve güzellere olan hasret, bu dâü’s-sılâ, bu gönüllerimizde kanayıp duran gönül yarası bize:
Kalû Belâ’da kurulmuş tuzak!
Bu hürriyet Sonsuz’a tutsak…
diye söyletir. Ve bu mükemmele dâir tasavvurlarımız -kimbilir belki buna tasavvur demek bile câiz değil- belki de bir hâtırâ. Gönül planındaki seyyâliyet, madde ve zamânın katı çerçevesi içine girince, belki de girinceye kadar geçirdiği bin bir türlü merhaleden kalan dayanılmaz acıların tesîriyle unuttuğumuz o büyük hâtırâ, zamanla dimağı ve gönlü uyandıran bir mızrap vuruşu ile derin derin sızlayarak içimizden baş verir.
Mızrap vuruşları adamına göre değişir. Kimimizde bir çift sevdalı göz, kimimizde mesud bir sükûnet, kimimizde dalgalanan al bir sancak, suların hışırtısı, ney sadâsı veya sahiden bir mızrap vuruşu ya da evlâd acısı…
Çepeçevre bilinmezlerle çevrili hayatımızda bu gönül yarası gâh hayatın mânâsı olur, gâhi kendisinden kaçtıkça suflîleşip basitliklere mahkûm olmamızı sağlar. İçimizden bâzı müstesnâlar, gönül dağını nîmet bilir, fırsat bilir ve gözünü gönlünden bir an bile ayırmaz. O, onun sonsuza açılan penceresi olur. O gecemizde gündüzümüzde görüp hissettiğimiz küçük kıvılcım, vakit vakit yalımlanır, şûlesi cihanı saran bir yangına döner. Eğer bu yangın yeri Şeyh Gâlib’se “Bir şûlesi var ki şem-i cânın…” der. Hz. Ebubekir’se gönül yangınını körükleyecek çile arar.
Fıtratımıza sırlanmış olan bu gönül sızısı, insanlığımızın da kaynağı olur. Halk türküsünde: “Aşk adamı söyletir”, diyen âşık doğru demiştir; fakat eksik demiştir. Aşk adamı hem söyletir hem ağlatır, hem yürütür hem yaptırır. Kim demiştir ki “aşk mahlûktur” diye? O sevdânın alevleri arasında madde ruhlaşır. Yâhut o muhabbeti karşınızda bir büyük âbide, bir büyük beste, kitap olarak görürsünüz. Özleyişi sevgisinden, sevgisi feryâdından uzak değildir. O özleyiş ve hasret bir gönülde uyanmaya görsün. Kâlu Belâ da ne ki, bütün mesele bu kapının açılması. Bu kapı, işte o gönül yanığıdır. Varlığımız o yanıktandır, o yanıktan doğuyor varlığımız, desek bize hesap mı sorarlar!..
“Kâlu Belâ” o yangında kül olmamışlar için, zaman ve mekândan vesveselerce uzaktır. Onun için âşıklar kavminde herşey aşka ayarlıdır. Aşktan nasipsizlere o sırrı söyleseniz de fark etmez. Yunus:
“Aşksızlara verme öğüt
Aşksız öğüt alır değil!”
der ya!
…ve âşıklar, mütevazı çoban çeşmelerinin mahviyatta ısrarları gibi, kendi köşelerinden gönüllerini yağmaya verirler de verirler:
Aşk üzre akar zaman ezelden biteviye
Gerisi teferruat, aciz kula takviye
der gibi…
23 Mar 2019 0
21 Haz 2018 0
27 Nis 2018 0
20 Şub 2018 0
AK Parti İzmit İlçe Başkanı Halil Güngör Dokuzlar, Milli İrade Meydanını eleştiren İYİ Parti İzmit İlçe Başkanı Halim Tamyüksel’e cevap […]
Ülkenin çökmüş sendikacılığının içinden doğan ve kurtarıcı gözüyle bakılan sendikası Hürriyetçi Eğitim Sen ülkenin kanayan yaralarına merhem olmaya devam ederken […]
İnegöl’de çok daha riskli bölgeler öylece dururken, Devlet Hastanesi karşısındaki merkezi bölgedeki konutların bulunduğu alanın apar topar kentsel dönüşüm uygulama […]
15 Haziran 1928’de Atatürk ile görüşen Gerard Vissering’in uzun çalışmalar sonucunda hazırladığı rapor ve tüzük yüz yıla yakın bir zaman […]
İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, inşaat çalışmaları tamamen duran Ali Osman Sönmez Çekirge Devlet Hastanesi sorununu Meclis gündemine taşıdı. […]
Ağustos’taki Vatan Hilmi Özden Ağustos ayı; şanlı tarihimize zaferler ayı olarak geçmiştir. Müslüman Türk Milleti 26 Ağustos 1071 yılında Malazgirt […]
TBMM Sağlık Komisyonu Üyesi CHP Kocaeli Milletvekili Prof. Dr. Mühip Kanko, Türkiye’de sağlık politikalarındaki geri adımları ve yanlış kararları […]
Sabit ve dar gelirli vatandaşlar için TOKİ aracılığı ile uygun ödeme koşullarıyla yapılacağı sözü verilen 100 bin konutluk projedeki binlerce […]
Niyet başka akıbet başka! Prof. Dr. Ata Atun Yunanları ve Rumları, aile yapıları, kültürleri, inanışları, eğitimleri, mizahları, kafa yapıları, […]
“Barış için genel af şart” Milliyetçi Sol Parti (MİLLİ SOL) Genel Başkanı gazeteci Hüseyin Alpay, Türkiye’deki cezaevlerinin toplam kapasitesinin 250 […]